Manisa’da kanser hastası olan ve ölmeden önce 5 gün boyunca yoğun bakımda şuuru kapalı bir şekilde yatan Veli İnan’ın adına hastanede yattığı tarihte birlikte yaşadığı kadın tarafından mobil bankacılık üzerinden çekilen kredi, hiçbir şeyden habersiz olan İnan’ın mirasçılarına kaldı. Veli İnan’ın oğlu Kadir İnan, hazırlanan raporlarda her şeyin belgelerle ispatlanmasına rağmen 2 yıldır hukuk mücadelesi verdiğini söyledi.

Manisa’da 2 yıl önce 5 gün özel bir hastanenin yoğun bakımında şuuru kapalı bir şekilde yatan kanser hastası Veli İnan 19 Nisan 2019 tarihinde hayatını kaybetti. Resmi nikahlı eşi olmasına rağmen uzun yıllardır Ş.Ş. isminde bir kadınla nikahsız birlikte yaşadığı öğrenilen Veli İnan’ın şuuru kapalıyken ölmeden önceki gece mobil bankacılık kullanılarak 20 bin TL kredi ve kredi kartından da kuyumcudan alışveriş yapıldı. Veli İnan öldükten kısa bir süre sonra resmi nikahlı eşinin evine icra gönderilmesi üzerine olayı öğrenen aile neye uğradığını şaşırdı. Veli İnan’ın oğlu Kadir İnan yaptığı araştırmada babası adına çekilen kredinin aynı akşam babasının nikahsız yaşadığı Ş.Ş.’nin banka hesabına EFT yapıldığını tespit etti. Tüm yapılan haksız kazançları bir bir tespit eden Kadir İnan olayı yargıya taşıdı. Babasının kanser hastalığının son evresinde kredinin çekildiği tarihte şuuru kapalı bir şekilde yoğun bakımda yattığını ve çekilen kredi bedelinin Ş.Ş. adına EFT yapıldığını belgeleriyle savcılığa ve mahkemeye sunan Kadir İnan’ın dolandırıcılık suçlamaları hem savcılıktan hem de mahkeme tarafından ret cevabı aldı. Savcılıktan ‘kovuşturmaya yer yok’, Ağır Ceza Mahkemesinden de itirazın reddine’ cevabı alan İnan, yılmadan hukuk mücadelesine devam ediyor. Manisa 5. Asliye Hukuk Mahkemesine de başvuran İnan’ın açtığı dava delillerin yeniden incelenmesi için 21 Eylül 2021 tarihine ertelendi.

Babalarının acılarını yaşayamadan borçlarla yüzleştiler

Yaşadıkları olayı anlatan Kadir İnan, “Bundan 2 sene önce rahmetli babam Veli İnan Akciğer kanseri nedeniyle tedavi gördüğü Şehir Hastanesinden özel bir hastanenin yoğun bakımına sevk edildi. Yoğun bakımda yatarken babamın nikahsız yaşadığı eşi babamın bilgilerini kullanarak internet bankacılığı üzerinden sisteme giriş yapılmış. Babamın öleceğini anlayarak babamın bilgileriyle 20 bin TL kredi talep ediyorlar. Babamın kanser olduğu bildirilmeden ve babamın ödemelerinde bir sıkıntı olmadığı için bankada bu krediyi onaylıyor. Onaylanan kredi babamın öldüğü sabah kendi hesaplarına EFT yapıyorlar. Babam öldükten sonra emekli maaşını da ortada bir vasiyet olmadan kendi hesaplarına aktarıyorlar. Bu arada babama ait kredi kartıyla bir kuyumcudan altın alıp kartı da yağmalıyorlar. Babamın öz kardeşi abisi ve birlikte yaşadığı kadın birlikte bu işi tezgahlıyorlar. Babamın bilgileriyle hem rant elde ediyorlar hem de haksız kazanç elde ediyorlar. Savcılığa suç duyurusunda bulunduğumda babama iftira atarak ‘Öldükten sonra borcum var. Bu dünyada borçlu ölmek istemiyorum’ şeklinde savcılığa yalan ifade verdiler. Bunların hepsi yalan. Paranın çekildiği tarih 19.04.2019 gece olmuştur. Babamın öldüğü tarih yani. Türkiye’de hiçbir banka kanser hastasına para vermez, banka da mirasçıdan para isteyemez. Bu olay patlak verdikten sonra operasyon yetkilisi bana bankanın şubesiyle görüşmemi istediler. Şube müdürüyle görüştüm, ‘Olayda dolandırıcılık var dolandırıcılık olduğu için sizin de şikayetçi olmanız gerekiyor’ dedim ama hiç oralı olmadılar. Kendisi de çok iyi biliyor bu işin dolandırıcılık olduğunu ama kendi menfaatleri için sessiz kaldılar. 2 senedir bu dava devam ediyor. Kanserli bir hastaya para verilmemesine rağmen herhangi bir güvenlik kontrolü olmadan dolandırıcılara resmen yol vererek babamı borçlandırıp sağlık sorununu araştırmadan banka borcu bizden istiyor” dedi.

“Belgeler farklı savcı farklı söylüyor”

Yaşadıkları haksızlık karşısında 2 yıldır hukuk mücadelesi verdiklerini anlatan İnan, “Dava şuan devam ediyor. Savcının verdiği karar adil değil. Soruşturma evrakında, raporunda paranın mobil bankacılıktan çekildiği yazmasına rağmen para mobilden çekiliyor savcı bankamatikten çekildiğini iddia ediliyor. Raporda babamın şuuru açık değil savcılık şuurunun yerinde olduğunu söylüyor. Onların yalancı şahitlerini dinleyip benim şahidimi dinlemeden karar verip davayı takipsizlikle sonuçlandırıyor. Mahkeme yolunu açıyor oraya da itiraz ettim ama oradan da ret aldığım için adil bir kararla karşılaşmadığım için 2 senedir bu davayla uğraşıyorum. Adil yargılanmak için yetkilileri göreve davet ediyorum” diye konuştu.