Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu, "Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans veya İnterseks (LGBTİ)" örgütünün Türkiye’deki faaliyetlerinin durdurulması, örgütün faaliyetlerini içeren yayınlar, reklam ve propaganda neşriyatlarının yasaklanması, aykırı davranışların cezai kapsama alınması için yurt genelinde imza kampanyası başlattı.

Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu’nun çeşitli illerde ve İstanbul’un belli başlı ilçelerinde kurulan stantlarda devam eden imza kampanyasında yaklaşık üç haftada toplanan imza sayısı on binleri aştı. İmza kampanyasıyla ilgili açıklama yapan Platform Başkanı ve Yesevi Alperenler Derneği Genel Başkanı Kürşat Mican, ülkenin, gençliğin ve nesillerin geleceği için hayati önemi haiz bu konuda hedefledikleri imza sayısının 150-200 bin olduğunu belirtti. Gençliğin, nesillerin ve Türkiye’nin çimentosu niteliğindeki aile yapısının son derece tehlikeli bir tehditle karşı karşıya olduğunu belirten Mican, "Milli ve manevi değerlerimiz, inanç sistemimiz, ahlaki normlarımız tarihimizin hiçbir evresinde içinden geçtiğimiz süreç kadar dejenerasyona uğramamış, bu denli tehdit edilip, ayaklar altına alınmamıştır. Zira atalarımız bir toplumu sağlam bir biçimde ayakta tutan yegane gücün örf, adet, gelenek ve göreneklere, milli ve manevi değerlere, ahlaki kurallara, aile yapımıza sıkı sıkıya bağlılık olduğunu çok iyi biliyor ve bu hususta asla taviz vermiyor, aşırılıklara, sapkınlıklara zinhar müsaade etmiyorlardı. İçinde yaşadığımız çağın çılgın bir sel gibi getirdiği, insanlığı adeta hudutsuz yaşamın zifiri karanlığında boğup yok etmeye yönelik hedonist hayat felsefesi, maalesef ülkemizde de mayalanıp kendisine ciddi bir yer edinme yolundaki erozyonuna son hızla devam etmektedir. Hal böyleyken ve apaçık her şey ortadayken bu gidişata dur demeyen, en az bu gidişatı başımıza saranlar kadar sorumludur’’ dedi.

Mican, "Toplumsal inançlarımızla, medeniyet kodlarımızla, değerler örüntümüzle asla örtüşmeyen bu sapkın örgüte kol kanat geren, özgürlük paravanıyla sahiplenen ve meşrulaştırmaya uğraşan siyasetçiler, akademisyenler, iş insanları, sözde aydınlar ve birçok STK’lar ne yaptıklarının, neyi desteklediklerinin ve toplumu nasıl bir felakete sürüklediklerinin farkında mı? Bugün Müslüman olmayan bazı ülkeler dahi tehlikenin farkına vararak bu örgütün faaliyetlerini ülkelerinde yasakladılar. Örneğin Rusya’da, Macaristan’da ve Gürcistan’da bu sapkın örgütün tüm aktiviteleri yasaklanmış durumdadır. Bizler de bu tehlikenin farkına vararak, bu örgütün sinsi bir şekilde gayrimeşru zeminden meşruiyet zeminine ulaşma gayretlerini bir an evvel durdurmalıyız. Nesillerimizi, ailelerimizi, cemiyet yaşantımızı korumak ve bu ahlak terörüne kurban vermemek için uğraşmak, milliyetine ve maneviyatına bağlı, şuurlu ve ahlaklı her bir vatan evladının sorumluluğu, yükümlülüğü ve mesuliyeti gereğidir. ‘Toplumsal cinsiyet eşitliği’, ‘Akışkan cinsiyet’ ‘LGBTİ hakları’ konu başlıklarıyla gündeme taşınan sapkın fiiller, egemen güçlerin aile yapımızı ve toplumumuzu dinamitlemek adına sergiledikleri ve önlem alınmazsa ilerleyen süreçte başımıza çok işler açacak bir iğrenç oyundur. Bu, üçüncü cins insan tipi oluşturarak üremeyi durdurarak, zührevi hastalıkları yaygınlaştırarak, nesilleri saptırmaya, raydan çıkartmaya, kimliksiz ve eksensiz bırakmaya yönelik projeye karşı durmak asla ‘hürriyet düşmanlığı’ değildir" şeklinde konuştu.