Bitlis’in Tatvan ilçesinde klenft (beyin sapında ayrıklık) görünümü, epilepsi ve romatizma tanıları konulan 7 yaşındaki Fatma Yaren, aldığı 1 yıllık özel eğitimle konuşmaya ve bağımsız yürümeye başladı.

2017 yılında Ankara’daki bir hastanede Fatma Yaren’e yapılan testler sonucu klenft görünümü, epilepsi ve romatizma tanıları konuldu. Rahatsızlığı Fatma Yaren’de konuşma bozukluğu, yürümede zorluk ve algı problemlerine sebep oldu. Tatvan’daki özel bir rehabilitasyon merkezinde 1 yıldır aldığı oyun terapisi, fizik tedavi ve bireysel eğitimlere minik Fatma kısa sürede cevap vererek konuşmaya ve bağımsız yürümeye başladı.

Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinin Okul Öncesi Öğretmeni Esra Bilici, merkezde verilen eğitimler neticesinde çocukların konuşmaya, bağımsız yürümeye ve yaşadıkları zorlukları aşmaya başladığını belirterek, bu tür durumlarda erken tanının çok önemli olduğunu kaydetti. Öğrencisinin kısa süredeki gelişimi karşısında büyük sevinç yaşayan Bilici, Fatma Yaren gibi birçok çocuğun gelişimine özel eğitimle katkı sağladıklarını belirtti. Bedensel, zihinsel ve yaygın gelişimsel bozukluk yaşayan çocukların günlük hayatlarında yapmakta zorlandıkları ve başkalarının yardımı olmaksızın yapamadıkları etkinlikleri özel eğitim çatısı altında kazandırdıklarını vurgulayan Bilici, “Neredeyse 20 öğrencim var. Fatma Yaren ile başladığımız zaman hem el titremesi hem de diksiyon bozukluğu vardı. Artikülasyon çalışmaları olarak başladık. Şu anki durumu sesleri daha net çıkarabiliyor ve dilini daha rahat kullanabiliyor. Yazı yazarken artık takip etmesi gereken noktaları eli titremeden de çok net bir şekilde yazabiliyor. Bu bizim için çok büyük bir onur, gurur ve sevinç kaynağıdır. Çünkü Fatma Yaren gibi denge problemi olan öğrencilerin bu hareketleri psikomotor olarak yapması zor. Ama bireysel eğitim ve fizik tedavi ile birlikte çok daha iyi noktalara gelebiliyorlar. Bağımsız yürüyemeyen bir çocuğun bağımsız bir şekilde yürüyebilmesi, bir anne ve bizim için çok önemli ve mutluluk kaynağıdır. Bağımsız yazabilen bir çocuk ile bağımsız yazamayan bir çocuk arasında çok büyük bir fark vardır. Bizim bireysel eğitimde dikkat ettiğimiz şey, öğrencinin eğitim seviyesini ve eğitimin alabileceği kadar en verimli şekilde alabilmesini sağlamaktır. Okul öncesi öğretmeni olarak ilkokula hazırlama, ilkokulla ilgili çalışmalar yapmaktır. Çünkü Fatma Yaren gibi birçok öğrencim var” şeklinde konuştu.

Öğretmen olmanın verdiği en güzel duyguları yaşadığının altını çizen Bilici, “Özel eğitim, gerçekten duygusal olarak çok özeldir. İstiyorum ki çalışma arkadaşlarımın hepsi aynı duygularla bu işi yapsınlar. Aynı şekilde veliler de çocuklarını bu şekilde önemsesinler. Erken tanı dediğimiz şey, rehabilitasyon merkezlerinde başlıyor. Ve erken tanı çok önemlidir. Buraya çocuk, bebek ne kadar erken gelirse, o kadar daha çok ilerleyebiliyor. Yaşıtlarını yakalama hızı çok daha rahat olabiliyor. Ama ne kadar geç gelirse, çocuğu kaybetme ihtimalimiz maalesef ki o kadar yüksek oluyor” dedi.