Gezi PArkı davası kapsamında tutuklanan Osman Kavala, AB ülkelerinin Türkiye üzerinde bir baskı unsuru olarak gündemde yer etmeye devam ediyor. George Soros bağlantısı iddiaları ve Gezi Parkı olaylarına ilişkin suçlamalar sebebiyle tutuklanan Kavala'nın tutukluluk halinin yeniden devamına karar verildi.

 Osman Kavala’nın hayatı hakkında detaylar merak ediliyor, Osman Kavala kimdir? Osman Kavala nereli ve neden tutuklandı işte detaylar…

OSMAN KAVALA KİMDİR?

1957 Paris doğumlu olan Kavala, İstanbul Robert Lisesi'ni bitirdikten sonra Manchester Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun oldu. Babası Mehmet Kavala'nın 1982 yılında vefat etmesinin ardından, Kavala Grubu'nda yönetici olarak çalışmaya başlayan Osman Kavala, Türk-Polonya İş Konseyi, Türk-Yunan İş Konseyi, Center for Democracy in Southeast Europe (Güneydoğu Avrupa'da Demokrasi Merkezi) gibi çeşitli iş ve toplumsal kuruluşların Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundu.

TUTUKLANDI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü '17-25 Aralık kumpas' soruşturmaları ile 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alındığı öğrenilen Kavala adliyeye sevkedildi. Osman Kavala, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamalarıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İŞTE OSMAN KAVALA’NIN DOSYASI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü '17-25 Aralık kumpas' soruşturmaları ile 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alındığı öğrenilen Kavala dün akşam adliyeye sevkedildi. Osman Kavala, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” ve “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamalarıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi. Aynı soruşturma kapsamında ABD Konsolosluk görevlisi Metin Topuz, Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Başkanı Şaban Kardaş ve MİT TIR'ları dosyasının sanıklarından Bayram Andaç ve Muharrem Gözüküçük'ün de yer aldığı belirtildi. Geçtiğimiz günlerde ifadeye çağrılan ancak henüz gelmeyen ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi N.M.C'nin de bu dosya kapsamında hakkında işlem yürütüldüğü ifade edildi. N.M.C'nin gözaltına alınan eşi ve kızı adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

KENDİ SİTESİNDEKİ BİYOGRAFİSİ

Osman Kavala, Manchester Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun olduktan sonra, 1982 yılında Kavala Grubu şirketlerinin yönetimini üstlendi. 12 Eylül sonrasının baskıcı ortamında etkili, yaygın ve popüler bir yayıncılık faaliyeti yoluyla, ülkenin demokratikleşme ve sivilleşmesine hizmet etmesi amacıyla 1983 yılında İletişim Yayınları’nın kuruluşuna katıldı. Sonraki yıllarda yürüttüğü çalışmalarda hedeflerine kültürel çeşitliliğin tanınması, kültür sanat diyaloğu ve kültürel işbirliği eklendi.

1999 depremi ardından önayak olduğu dayanışma faaliyetlerinden sonra aktif iş hayatını bırakıp tamamen sivil toplum alanına yönelen Osman Kavala, Türkiye’de 1990’lardan itibaren gelişmeye başlayan sivil toplum hareketliliğinin önemli aktörlerinden biri oldu. Pek çok farklı sivil toplum kuruluşunun oluşumunda ve çalışmalarında yer aldı. 2002 yılında bu alandaki çalışmalarını kültür sanat alanında yoğunlaştırarak, Türkiye’de kültür ve sanatın üretimini, izlenmesini, paylaşımını çoğaltmak, yerel inisiyatifleri desteklemek, kültürel çeşitliliği ve hakları vurgulamak, bölgelerarası ve uluslararası işbirliklerini güçlendirmek amacıyla sanatın değişik alanlarından, iş dünyasından ve sivil toplumdan kişilerle birlikte Anadolu Kültür’ü kurdu. Anadolu Kültür gerçekleştirdiği projelerle toplumsal barış kültürünün yerleşmesini hedefledi.

1990’ların ağır çatışma ortamından sonra sivil bir sanat girişiminin diyaloğa ve barışa hizmet edeceği düşünülerek kurulan ve Anadolu Kültür’ün ilk girişimi olan Diyarbakır Sanat Merkezi (DSM) İstanbul’dan ve Avrupa şehirlerinden sanatçıların ziyaret ettiği, yerel sanatçılarla tanıştığı, ortak projeler tasarladığı herkese açık bir mekân oldu. DSM, Diyarbakır’da sanat üretmek isteyen insanların profesyonel destek aldığı ve bağlantılar kurduğu önemli bir platform haline geldi. 2005 yılında açılan Kars Sanat Merkezi ise, 2009 yılındaki kapanışına kadar, kentin çok amaçlı tek salonu olarak sadece Kars için değil Türkiye, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan için bir kültürel iletişim ve etkinlik merkezi olarak hizmet verdi.

Anadolu kentlerindeki çalışmalar, başta Antakya ve Çanakkale olmak üzere İzmir, Eskişehir, Gaziantep, Van, Batman ve başka kentlerin katılımıyla yaygınlaştı. 2010’a gelindiğinde Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne kabulüne ilişkin müzakere sürecinin hazırlıkları sürerken Anadolu Kültür de Avrupa ile Anadolu kentleri arasında bağlar kuracak çalışmalara ağırlık verdi. Bu çalışmalarla amaçlanan, Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecine katkı çerçevesinde İstanbul dışındaki kentlerin kültürel ortamına destek sağlamak, Avrupa’yla aralarında kültür köprüleri kurmaktı. 2011 yılından itibaren yürütülen TANDEM programı da Avrupa ülkeleri ile Türkiye arasında kültür yöneticilerine yönelik uzun vadeli işbirliklerini destekledi. Türkiye’den yirmi farklı şehirden katılımcı, Avrupalı ortaklarıyla buluşarak birlikte projeler geliştirdi. 2012’de başlayan BAK projesi ile Türkiye’nin farklı bölgelerinden gençler ortak sanatsal üretim için danışmanlar eşliğinde birlikte çalıştı. Anadolu Kültür, kurduğu merkezler, TANDEM, BAK, farklı film ve sergi projelerine verilen destekler ve 2015’te başlayan Yeni Film Fonu aracılığıyla Türkiye’den pek çok kültür sanat üreticisine projelerini gerçekleştirmeleri için fırsatlar sunuyor. Anadolu Kültür’e bağlı olarak 2008’de Tophane’de kurulan diğer bir merkez olan DEPO ise erişilebilir ve esnek yapısıyla, İstanbul kültür sanat ortamındaki, ticari olmayan, eleştirel seslere açık, bağımsız bir sanat mekânı ihtiyacını karşılamayı amaçlıyor.

Anadolu Kültür’ün zor yaşam koşullarına sahip çocuklara yönelik çalışmaları arasında, 2011 Van depreminden sonra çocuklarla yapılan fotoğraf atölyesi, Ezidi mülteci çocuklara yönelik eğitici çalışmalar ve Suriyeli mülteci çocuklar için hazırlanan çift dilli kitaplar öne çıkıyor.

Anadolu Kültür’ün sivil toplum arasında bölgesel işbirliği, anlayış ve barış kültürünü geliştirme kapsamında yürüttüğü ve desteklediği pek çok farklı çalışma arasında ise Ermenistan-Türkiye Gençlik Senfoni Orkestrası, Ermenistan ve Türkiye’den gençleri bir sözlü tarih çalışması kapsamında biraraya getiren Birbirimizle Konuşmak projesi, Türkiye-Ermenistan Sinema Platformu, Gomidas 140 Yaşında ve In Memoriam konserleri sayılabilir.

Osman Kavala’nın üzerinde çalıştığı diğer alan ise kültürel miras. Kuruluşuna katkıda bulunduğu Kültürel Mirası Koruma Derneği (KMKD), tahrip edilmiş ve geleceği tehlikede olan taşınır veya taşınmaz varlıkların korunması ve aslına uygun bir şekilde restore edilmesi için alan araştırmaları yürütüp raporlar yayınlıyor. 

Osman Kavala, ana uğraşı olan ve 2017 yılında 15. yılını dolduran Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın yanısıra Açık Toplum Vakfı, TESEV, TEMA Vakfı, Tarih Vakfı, Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü, Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı gibi pek çok sivil toplum örgütünde kurucu üye, yönetim kurulu üyesi veya danışma kurulu üyesi olarak bulunuyor.

Osman Kavala, bu ülkenin sorunlarına duyarlı bir birey olarak, farklı görüşte insanları tartışma platformlarında bir araya getirip ortak çözüm arayışının yolunu açmak, toplumsal ve uluslararası çatışmalara, barışa ve insan haklarına dayalı demokratik çözümler üretmek üzere çalıştı.

"Kalkışmanın danışmanı Kavala"

Gezi Parkı odaklı olaylara ilişkin yargılanan Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın da aralarında bulunduğu 9 sanığın beraat kararına karşı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan itiraza ilişkin istinaf dilekçesinde, Kavala'nın Açık Toplum Vakfı Kurucusu George Soros bağlantısı ve FETÖ elebaşı Gülen'in Açık Toplum Vakfı Kurucu Üyesi İshak Alaton arasındaki ilişkiler ortaya çıktı.

Dilekçede, kalkışmanın, Açık Toplum Vakfı adına vakfın kurucu üyesi olan sanık Mehmet Osman Kavala tarafından koordine edildiği, bu kapsamda Kavala'nın özellikle Taksim Platformu, Taksim Dayanışması ve kalkışmanın ilerleyen süreçlerinde yaygın hale getirilen forumlar koordinasyonu üzerinde büyük etkisinin olduğu belirtilerek, buralarda resmi olarak üyeliği bulunmasa da kararların Kavala'ya danışılmadan alınmadığı, Gezi kalkışmasıyla ilgili tüm uluslararası girişimlerin Kavala üzerinden kurulduğunun tespit edildiği anlatıldı.

Kavala'nın Gezi kalkışmasıyla ilgili belgesel hazırlanması ve uluslararası film festivallerinde sahnelenmesiyle ilgili Ermenistan/Erivan'da Rada Sejic ile görüştüğü belirtilen dilekçede, bu görüşme üzerine, Anadolu Kültür AŞ danışmanı sanık Çiğdem Mater Utku'nun görüştüğü Özge isimli kişiye "Hazırlıkları devam eden 'Video İşgal' isimli Gezi kalkışmasını konu alan belgesel çalışmasının ne durumda olduğunu" sorduğu, Rada Sejic ile olan görüşmeyi anlatıp hazırlanan belgeselle alakalı danışmanlık hizmeti almak için Özge ve bir kişinin 21-24 Ağustos’ta gerçekleşecek Saraybosna Film Festivali'ne götürülmesini, masrafları Açık Toplum Vakfının Anadolu Kültür AŞ üzerinden karşılayacağını" beyan ettiği kaydedildi.

Dilekçede şu tespite de yer verildi:

"Bununla beraber Gezi kalkışması ile ilgili belgesel hazırlatıp bu belgeselin uluslararası film festivallerinde gösterimini yaptırarak kalkışmanın uluslararası platformlarda sanat camiasında da ilgi görmesini ve böylece Türkiye Cumhuriyeti 61. Hükümeti’ne yönelik uluslararası tepkilerin yoğunlaşmasını amaçladığı tespit edilen sanık Mehmet Osman Kavala, Anadolu Kültür AŞ'de görevli sanık Çiğdem Mater Utku aracılığıyla 'Video İşgal (Videoccupy)' isimli belgeselin hazırlık çalışmalarını takip etmiş, bu ve buna benzer faaliyetleri de bir-iki sayfalık göstermelik projeler hazırlatarak Anadolu Kültür AŞ üzerinden fonlatmıştır."