Dikey mimarideki bu sıkıntılar yatay mimariye geçmeyi zorunlu hale getirdi. Yatay mimari sayesinde şehirler daha ferah ve düzenli bir görünüme kavuşurken insanlara daha geniş ve yeşil yaşam alanları sunuyor. Ancak bu yatay mimariye dahip binalar şu anda şehir merkezlerine biraz daha uzakta konumlanıyor.

Yatay mimarinin yaygınlaşmasıyla birikte insanların sağlığı da büyük bir gelişim gösterecek. Dikey mimariye sahip olan binalar etrafa çok daha fazla sıcaklık ve kirlilik yayarken dikey mimarideki yapılar hem daha az kirlilik ortaya çıkarırken hem de bulundurduğu yeşil alanlarıyla sağlıklı bir yaşam sunuyor. Dikey olan konutlarda komşuluk ilişkileri neredeyse yok denecek kadardır. Çünkü bir blokta çok çok fazla insan yaşamaktadır. Aynı blokta yaşayan insanlar bile birbirini tanımamaktadır. Ancak yatay mimaride az katlı binalar bulunduğu için fazla kişi yaşamaz ve belli sayıda daire bulunur. Bu nedenle aynı binada oturan vatandaşlar birbirini tanıma ve kaynaşma fırsatı bulur. Bu durum da özlenen eski mahalle kültürünü ve komşuluk ilişkilerini geliştirir.

Türkiye’nin hem kültürüne hem de tarihi dokusuna daha uygun olan yatay yapılaşma, şehirleşme açısından estetik kaygılarını da tam anlamıyla gideriyor. Dikey yapılar, insanları birbirinden uzaklaştırdığı gibi komşuluk ilişkileri de gittikçe zayıflıyor. Yatay yapılar, sağlıklı ve düzenli bir yaşam olanağı sağlıyor ve kişilerin çevreden izole olmasını engelliyor. Yatay mimari, toprakla temas halinde olmak insanlara hem huzurlu hem de sağlıklı yaşam olanakları sunuyor. Rezidansların, insanlara sağladığı kolaylıklar elbette tartışılmaz. Ancak rezidansların sağladığı avantajların yanında çok yüksek katlı binalar insanda izole edilmişlik hissi yaratıyor. Bu da yalnızlık hissine neden oluyor. Tam da bu yüzden, günümüzde revaçta olan yatay mimari yapıları daha çok ilgi görüyor.

YATAY MİMARİNİN AVANTAJLARI

Yatay mimari tercih edildiği taktirde özellikle şehrin belirli bölgelerinde inanılmaz kat farkları olmayacaktır. İki ila beş kat arasında değişiklik gösteren düşük kat sayısına sahip binaların çok sayıda yapılması gerekiyor. 20 katlı bir binada yaşayan insan sayısı 200 oluyorsa, aynı metrekarenin bir konut için verilmesi halinde 10–50 kişi arasında insanın yaşamını sürdürmesi sağlanabilecektir. Yatay mimarinin tercih edilmesi halinde insanlara konutun iç metrekaresi açısından daha büyük bir alan sunulmayacaktır. Komşulukların hatırlanması, mahalle kültürünün gelişmesi, insanların sosyalleşmesi gibi faaliyetler yatay mimari ile mümkün oluyor.

YATAY MİMARİNİN DEZAVANTAJLARI

İstanbul gibi bir şehirde özellikle bungalov tipi yapıların oluşturulması halinde milyonlarca kişinin şehir sınırları içerisinde arazi problemleri yaşayacağı biliniyor. Bu durumun önüne geçilebilmesi, arazinin başarılı bir şekilde kullanılabilmesi, alandan tasarruf edilebilmesi için dikey binalar tercih ediliyor. Bir ailenin kapladığı alanın 150 metrekare olması ile 20 ailenin kapladığı alanın 150 metrekare olması mümkün. Klasik bir konutun çok sayıda olacak şekilde üst üste yerleştirilmesi, yerden tasarruf edilmesini sağlıyor. Bu durum inşaat faaliyetlerinde masrafları minimuma indirdiği gibi, çok daha fazla insanın kendi konutlarının boyutları küçülmeden aynı alanı kaplaması sağlanıyor.