ASO Başkanı Nurettin Özdebir’in açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, milletvekilleri, bakan yardımcıları, bürokratlar, siyasi parti temsilcileri, akademisyenler ve çok sayıda sanayici katıldı.

ASO’nun 10 yıldan fazla zamandır nükleer enerji konusunda çalıştığını, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının desteğiyle 2017'den bu yana da tüm Türkiye'yi kapsayan bir "Nükleer Sanayi Kümelenme" projesi oluşturduklarını anımsatan Özdebir, "Şu anda bu kümede Türkiye'nin çeşitli yerlerinden 70 civarında firmamız var. Bu firmalarımızın nükleer alanda üretim kabiliyetlerini geliştirmek için önemli bir çalışma yürütüyoruz. Ayrıca bu yeterliliklerin belgelenmesi için önemli destekler sağlıyoruz” dedi.   

Özdebir, bu kapsamda yaptıkları çalışmalar sırasında  "ergimiş tuz reaktörleriyle" karşılaştıklarını belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Bu benim çok ilgimi çekti ve görmüş olduklarımla beraber bir güven oluştu. Bunun üzerine yola çıktık. Konuyu, Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Sayın Mustafa Varank'a arz ettik. Onlar da çok ilgilendiler ve bunun üzerine bir çalışma başladı. Bu alanda çalışabilmek için öncelikle ülkemizin uluslararası kuruluşlara bir deklarasyonda bulunması ve yol haritasını bildirmesi lazım. Bildiğim kadarıyla burada da çalışmalar büyük bir hızla sürüyor. Sayın Cumhurbaşkanımız da tensip buyurdukları takdirde bu deklarasyonu ülke olarak yapıp fiili olarak bu konuda çalışmaya başlayabileceğiz. Devletin de desteğiyle 5 yıllık bir sürede bir prototip yapabileceğimize inanıyorum"

Türkiye'nin cari açığı içerisindeki enerjinin payına dikkati çeken Özdebir, "Yıllık 50 milyar dolarlık enerji ithal ediyoruz. Gelir seviyesinin artması, elektrikli araçların çoğalmasıyla elektrik ihtiyacımız da artacak. Bunu kendi kaynaklarımızla karşıladığımızda Türkiye’nin cari açık problemi kalmaz. Ayrıca şu anda dünyanın en büyük sorunu küresel ısınma. Bu noktada bizim karbon ayak izimizi azaltabilmemiz lazım. Burada sıfır emisyonu olan nükleer santraller öne çıkıyor. Bu nükleer santraller içerisinde yeşil enerji diyebileceğimiz toryum reaktörlerinin öne çıktığını görüyorum. Dünyanın en büyük toryum rezervlerinden birine sahip olan Türkiye bu konuda çok avantajlı" dedi.

Özdebir, dünyada 3. nesil reaktörlerin inşa edildiğinin altını çizerek, "Bu alanda bütün araştırmalar tamamlanmış, patentler lisanslanmış. Yeni bir şey yapmanız mümkün değil. Yapmaya kalktığınızda da başkalarının çalışmalarıyla çakışmanız söz konusu. Bu ergimiş tuz reaktörleri teknoloji olarak eski...1960'lı yıllarda ABD'de bu iş başlamış ve bir santral yapılmış. Bildiğim kadarıyla da 1970'li yılların sonunu kadar çalışmış ancak buradan uranyum-233'e ulaşmanın mümkün olmaması sebebiyle bu yol terk edilerek stratejik bir kararla uranyum üzerinden yola devam edilmiş. Bu anlamda da insanlık açısından bakıldığı zaman nükleer silah üretimine elverişli olmayan böyle bir teknolojinin ülkemizde üretilmesinin insanlık adına hayırlı olacağını düşünüyorum" diye konuştu.

Dünyada çok sayıda özel sektör firmasının ergimiş tuz reaktörleri ile ilgili çalıştıklarını dile getiren Özdebir, "Yapmış olduğumuz taramalarda özellikle ABD'de Türkiye'den mezun olmuş, Türk vatandaşı olarak çalışan çok sayıda mühendisimize rastladık. Bu da bize ayrıca bir güven verdi. İnanıyorum ki, böyle bir reaktörü yerli sanayimiz ve kendi bilim adamlarımızla gerçekleştirebiliriz" değerlendirmesinde bulundu.

Özdebir, söz konusu reaktörlerin birçok avantaja sahip olduğunu belirterek, "Türk sanayisi ve bilim insanlarının gücüyle bürokrasimizin desteğini bir araya getirerek Türkiye'nin enerji açığını kapatacak bu sistemi hayata geçirmek için çaba sarf ediyoruz Aslında resmi olarak çalışmalar başlamamış gözükse de geri planda firmalarımızın bu konuda çalıştıklarını, ürettiklerini, bilim insanlarımızın kendilerini bu konuya daha hazır hale getirdiklerini görüyor ve izliyorum. Bundan da büyük memnuniyet duyuyorum" ifadelerini kullandı.

Açılış konuşmasının ardından Toryum Ender Topraklar Platformu Başkanı Mustafa Özcan’ın moderatörlüğünde bir panel gerçekleştirildi. Panelde; Dr. Reşat Uzmen “Yeni nesil ETR Türkiye için neden en uygun reaktör türüdür”, İTÜ Nükleer Araştırmalar Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Üner Çolak “Yeni nesil nükleer reaktör tasarım ve yapımına Türkiye akademik ve bilimsel altyapısı ne kadar hazırdır”, Fizik Yüksek Mühendisi, Sanayici Adil Buyan “Türkiye’nin sanayi altyapısı yeni nesil Ergimiş Tuz Reaktörünün yapımına elverişli midir? Ülkemiz ne kadar hazırdır”, MEF Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kibaroğlu ise “Uluslararası nükleer silahsızlanma anlaşmaları ülkemizde nükleer teknoloji çalışmalarını nasıl etkiler? Nelere dikkat edilmelidir” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdiler.