Anadolu insanının geçimini sağladığı ve yaşamını devam ettirdiği toprakla ilgili ilk yasal düzenleme toprağı olmayan ya da yetmeyen çiftçilerin geçimlerini sağlayacak derecede toprağa sahip olabilmeleri amacıyla 1945 yılında "4760 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu'nun çıkarılmasıyla olmuştur. 11 Haziran 1945 yılında kanunun çıkması ile 11 Haziran tarihini izleyen ilk Pazar günü "Toprak Bayramı" olarak ilan edilmiştir. Birleşmiş Milletler ise toprağın yaşamsal önemini dünya çapında gündeme getirmek için 2015'i Dünya Toprak Yılı ilan etmiştir.

2015 yılında Gıda ve Tarım Örgütü’nden (FAO) yapılan açıklamada 3 santimetrelik üst toprağın üretilmesinin 1000 yıl sürdüğüne işaret edildi.

Yapılan araştırmalara göre ekiliş için gerekli olan 40-50 santimetrelik bir toprak tabakasının oluşabilmesi için en az 20-25 bin yıllık bir sürenin geçmesi gerekiyor.

Toprağın kalitesinin bozulması, su kaynaklarının aşırı kullanımı ve ormansızlaşma, yoksulluk, göç gibi sosyal sorunlara yol açıyor.

Yanlış sulama, bilinçsizce yapılan ilaç ve kimyasal gübre kullanımı toprağı verimsizleştiriyor, yeraltı suları kirleniyor, insan ve çevre sağlığına olumsuz etkileri oluyor.

Yarınlara bırakacağımız güzel bir dünya için toprağımızın kıymetini bilmeliyiz. Toprağa can verelim emekle işleyelim ki bereketiyle yaşayabilelim. Çünkü sağlıklı yaşam sağlıklı topraklarla mümkün.

Asırlardır tarım ülkesi olarak bilinen Türkiye, dünyadaki endemik türlerin çoğunu topraklarında barındırması, buğday ve baklagillerin anavatanı ve gen merkezi olması bakımından avantajlı bir ülke konumundadır.

Baklagiller toprağımızın azot ihtiyacını karşılar ve daha az suya ihtiyaç duyar. Ayrıca baklagiller büyürken toprağa nitrojen takviyesi yaparak toprağın ömrünü uzatırlar. Bu sebeple küresel iklim değişikliğinin getirdiği sorunlara karşı da etkin rol oynar. Yarınlara bırakacağımız güzel bir dünya için bakliyat ekiminin sürekliliği çok önemli.

Sürdürülebilir tarım için hava, toprak, su, orman varlıkları ve tohum gibi doğal kaynaklar korunmalı ve iyi yönetilmeli.

Toprağımızın verimliliğini sağlamalı ve terli tohumların kıymetini bilmeliyiz.

TOPRAĞIN SÜRDÜRÜLEBİRLİLİĞİ İÇİN BAKLİYATLAR

Ata mirası olan bakliyat tohumlarının gelecek nesillere aktarılmasına vesile olmak adına 2020 yılında Bolu Çamyayla Kadın Kooperatifinde başlattığımız “Reis Bakliyat Köyü” projesinin ikincisini Niğde’nin Çarıklı Köyünde aile çiftçileri ile gerçekleştirdik.

Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO)'nün önerisi üzerine 2014 yılı, Uluslararası Aile Çiftçiliği Yılı (AÇY) olarak ilan edilmiştir. Dünyanın dikkatini çiftçi ailelerine ve küçük ölçekli çiftçiliğe çekmek, açlığın ve yoksulluğun ortadan kaldırılması konusunda girişimlerin küçük ölçekten başlaması gerekliliği ile gıda güvenliği ve gıda güvencesi, geçim kaynaklarının iyileştirilmesi, doğal kaynak ve çevre yönetimi açısından etkinliğin sağlanması hedeflenmiştir.

Reis Gıda 2021 yılında Bakliyat Köyleri projesinde aile çiftçiliğine dikkat çekiyor. Aile çiftçiliği geleneksel gıda ürünlerinin korunmasına yardımcı olurken aynı zamanda dengeli beslenmeye, dünyada tarımsal çeşitliliğin korunmasına ve doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına katkıda bulunmaktadır.

Bu proje kapsamında genetiği değiştirilmeden günümüze kadar gelen bakliyat çeşitlerini güvence altına alarak üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması ve daha fazla istihdam oluşturulması hedeflenmektedir.

40 yılı geride bırakan bir firma olarak bakliyatın çok yönlü faydalarını başta genç nesillere anlatarak toprağın verimliliği ve vücudumuzun sağlığı için bakliyat üretimini teşvik ederek unutulmaya yüz tutmuş Osmanlı ve Türk mutfağında önemli yeri olan bakliyat yemeklerinin tüketimini daha da artıracağız. Topraklarımızı koruyarak bereketini arttırmak için kapsayıcı projeler geliştirerek sürdürülebilir bir gelecek için uzun vadeli çözüm üreten projeksiyonları sunmaya devam edeceğiz.