Tüm şehirlerimizin gelecek 50 yılını, 100 yılını planladıklarını ifade eden Murat Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sonuçta geleceğin şehirlerini projelendiriyoruz. Bize göre bir şehrin hem geleceğe hitap etmesi hem de bizi temsil etmesinin ilk koşulu, insanların can emniyetinin en yüksek derecede korunmasıdır. Yine bu şehirde insanların inanışlarını, geleneklerini, komşuluk ilişkilerini en güzel şekilde yaşayabileceği  bir düzenin kurulmuş olmasıdır. Eğer bir şehre, akıllı marka veya geleceğin şehri demek istiyorsak, orada okullarıyla, parklarıyla, yeşil alanlarıyla, kreşleriyle, kütüphaneleriyle, sosyal, kültürel ve tarihi alanlarıyla gelecek nesillerin yetiştirileceği ortamın en iyi şekilde sunulması gerekir. Bizim şehrimiz milletimizin zihnine ve düşüncesine zarar verecek ses, gürültü, hava ve su kirliliklerini gidermiş, bu gibi sorunların olmadığı şehirlerdir. Yine bize göre şehir dediğin, estetik, silüet, tarihi ve kültürel doku, yeşil alan açısından son derece güzel ve korunmuş olmalıdır. Hülasa, aslında, yaşlı, kadın, çocuk, engelli dostu olmayan, günün 24 saati sokaklarında huzurun kol gezmediği şehir akıllı değildir. Yarınların şehri de olamaz. İnsanı öncelemeyen, dört bir yanında ilim, irfan, sanat olmayan bir şehrin, en yüksek teknolojilerle donatılması bir anlam ifade etmez. İşte hem kadim değerlerimiz, hem de teknolojileri belli bir dengede tutarak, 81 il 922 ilçemizin tamamını 2023’e, 2053’e, 2071’e hazırlıyoruz.”

‘Türkiye mekansal strateji planını tamamladık’

Tarımdan sanayiye, ulaşımdan yeşil alanlara kadar şehirlerin asırlık planlarını ortaya koyan Türkiye Mekansal Strateji Planı’nı tamamladıklarını ifade eden Bakan Kurum, merkezinde insan olan, kentsel dönüşümle afetlere hazır, kimlikli, engelli dostu şehirleri de inşa etmeye gayret gösterdiklerinin altını çizdi. Yatay mimariye sadık kalarak, dar gelirli vatandaşları ev sahibi yapmak için on binlerce yeni sosyal konut ürettiklerine dikkat çeken Murat Kurum, millet bahçeleri ile ekolojik koridorlar ve yeşil alanların sayılarını artırdıklarını söyledi. Şu anda Türkiye’nin doğal koruma alanının yüzde 9 olduğunu ifade eden Murat Kurum, bu rakamı yüzde 17’ye çıkarmak için gece gündüz çalıştıklarını anlattı.

Sıfır atık çatısı altında yüzlerce yeni çevre projesini iklim değişikliği ile mücadele kapsamında yürüttüklerini dile getiren Bakan Kurum, “Bu kapsamda bölgesel ve yerel eylem planları hazırlıyoruz. Bu planları ivedilikle uygulamaya geçirdik ve ilk olarak Karadeniz bölgesinde başlattık. Bu kapsamda yerelde belediyeler ile birlikte iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirecek çalışmaları yürütüyoruz. Yine enerji verimli, sıfır atık uyumlu ve akıllı teknolojilerle donatılmış binalar inşa ediyoruz. Coğrafi bilgi sistemlerimizi geliştiriyor, şehirlerimizin insana hizmeti merkeze alan dijital dönüşümünü tamamlayacak adımları tek tek atıyoruz” ifadelerini kullandı.  

Türkiye’nin, dünyada artık her alanda en üst ligde yer alan, bu anlamda tüm hazırlıklarını buna göre yapması gereken bir ülke olduğuna dikkat çeken Murat Kurum, şunları söyledi:

“Dünyanın ve ülkemizin nüfusu hızla şehirleşiyor. Gelecek 30-40 yılda şehirlerde yaşayan insan nüfusu 2,5 kat artacak. 90’ların ortalarına kadar yerel yönetimler en temel ihtiyaçlarını karşılayamazdı. Şimdi akıllı belediyecilik konuşuluyor. Çağını yakalayamayan hatta ötesine geçemeyen şehirler, bir süre sonra cazibelerini yitirmeye mahkumdur. Şehirlerde bir yandan tarihi, medeniyeti ve kültürü koruyacak, bir yandan da yeni ihtiyaçlara uygun yatırımlara yöneleceğiz. Bu ikisini birlikte başaramadan şehirlere hakkıyla hizmet etmiş olamayız. Bu toplantı da geleceğin şehirleri noktasında bize yol gösterici olması sebebiyle son derece önemlidir. Bugün şehirlerimizde yeni normale ve dijital çağa uyumun yol haritalarını hazırlıyor, yerel yönetimlerin hizmetlerini daha da kolaylaştıracak akıllı sistemlerle donatıyoruz.”

Milli Akıllı Şehirler eylem planını 24 Aralık 2019’da açıkladıklarını hatırlatan Murat Kurum, “Eylem planına bakanlıklar, yerel yönetimler, özel sektör, STK’lar ve üniversiteler paydaş olarak katkı sağladı. Bu plan Türkiye’nin ortak aklının örneği. Bu plan Türkiye’de ilk, dünyada ise ABD, Hollanda, Avustralya’dan sonra dördüncü olma özelliğini taşıyor. Eylem planında artık her şehrin kendine özgü akıllı şehir stratejisi olacak. Tüm verilerimiz birbirine entegre olacak. Şehirler birbirleriyle konuşabilecek. Şehirleri acil ihtiyaçlarına göre programlıyoruz. Artvin’de öncelikli sorun sel felaketi ise çalışmalar bu yöne kayacak. Eğer sorun trafik ise bunu çözmek için çalışılacak. Örneğin İstanbul’da atık toplama taşıma maliyeti, 1 milyar TL’nin üzerine çıktı. Ancak akıllı sistemlerle bu masrafı çok büyük oradan azaltabiliriz” dedi. 

Gençlere akıllı şehir çağrısı

Diğer önemli projenin ise Esenler’de yapımı devam eden 60 bin konutluk akıllı şehir olduğunu belirten Bakan Kurum, “Burada da akıllı uygulamalar sayesinde yakıt tüketiminde yüzde 45 tasarruf sağlanmış olacak Ayrıca bölge ölçeğinde çalışmalar yapacağız.  Dünyada akıllı şehirler pazarı büyüklüğü 826 milyar dolar ulaştı. Bizim aldığımız pay şu anda düşük. Ancak akıllı şehirler uygulamalarımızı dünyaya sunacağız. Ülkemize 25-30 milyar dolar katkı sağlamayı hedefliyoruz. Ar-Ge merkezleri ve kuluçka merkezleri kurarak akıllı şehirler alanında değer üreten sayılı ülkelerden biri olacağız. Kuracağımız merkezlerde gençlerimizle birlikte akıllı şehirlerimizi geliştirmek istiyoruz” diye konuştu.

Geleceğin şehirleri masaya yatırıldı

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un açılış konuşmasının ardından başlayan Geleceği Şehirleri Paneli’nde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hasan Suver, Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürü Erdal Kayapınar, GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu ve DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz Sabah Gazetesi Ekonomi Müdür Yardımcısı Dilek Güngör’ün sorularını cevapladı.

Akıllı şehirler konusunda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın çalışma başlattığını ifade eden Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hasan Suver, tüm şehirlerin entegre olduğu bir sisteme ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. Bu çalışma sayesinde yerel yönetimlerin ve belediyelerin hazır hale getirileceği bilgisini veren Suver, “Akıllı şehirlerde kullanılacak teknolojilerin birbiriyle çalışabilmesini çok önemsiyoruz. Diğer yandan Ulusal Akıllı Şehirler Mimarisi çalışmasını da yürütüyoruz. Burada veri toplamadan, paylaşımına kadar tüm standartları belirlemiş olacağız. Akıllı şehir uygulamaları için bir taraftan teknik şartnameler hazırlanırken, diğer taraftan mevzuat çalışmalarımız devam ediyor. 2021 ilk çeyrekte tüm çalışmalarımızı tamamlamış olacağız. 2020 yılı sonuna kadar da 81 ilin akıllı şehir endeksini hazırlamış olacağız. Tüm belediyelerimizin yol haritası olacak. Tüm çalışmalar sayesinde şehirler gelişecek, günlük hayat kolaylaşacak. Kent kaynaklı sorunlar en aza inecek. 7 gün 24 saat yaşayan şehirler oluşturacağız. Şehirlere yapılan her yatırım geleceğe yapılan yatırım olacak. Güçlü Türkiye için güçlü şehirler oluşturacağız” dedi.

‘Pandemi sürecinde insanların kalesi evleri oldu’

Pandemi süreciyle birlikte çok hızlı bir dönüşüm başladığına dikkat çeken Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, “Dönüşüp, değişiyoruz. Pandemi hepimizi birçok karar almak zorunda bıraktı. Gördük ki evler insanların kalesi” dedi. Türkiye’de inşaat sektörünün çok önde olduğuna vurgu yapan Özdemir, “İnşaat konusunda Çin’in Türkiye’nin rakibi olduğu söylenir. Ancak, Türkiye’nin yaptığı projeler yurtdışında çok daha fazla tercih ediliyor. En büyük havalimanının inşaatını gerçekleştirdik. Çanakkale Köprüsü’nün inşası devam ediyor. Yine pandemi sürecinde çok hızlı bir şekilde hastaneler inşa ettik ve devreye aldık. Pandemi sebebiyle ya da başka felaketler sebebiyle ihtiyaçlar değişiyor. Bunlara çok hızlı cevap verebilmek çok önemliydi ve bunu başardık” diye konuştu.

Şirket olarak kamu ortaklığıyla işler yaptıklarını hatırlatan Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Uludağ Elektrik ile elektrik dağıtım işi yapıyoruz. Burada Gökçeada’yı pilot bölge olarak seçtik. Burada kendi enerjisini üreten, kendine yeten bir alan oluşturmak istiyoruz. Orada enerji depolama alanı yapıp, yenilenebilir enerji kaynakları kullanmayı amaçlıyoruz.”

Koronavirüs salgınının bireyleri karantinaya aldığı gibi şehirleri de karantina altına aldığını vurgulayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mekansal Planlama Genel Müdürü Erdal Kayapınar, “Şehirler küresel boyutta yavaşladı, hareketleri kısıtlandı.

Bu bizi teknolojiyi daha fazla kullanmaya itti. Hem yaşamda hem de planlamada teknolojiyi ağırlıklı olarak kullanmaya başladı. Bakanlık olarak Mekansal Strateji Planı’nı planlama hiyerarşisine kattık. Yaklaşık 2 yıldır bu planı yürütüyoruz. Bu bizim geleceğimize değer katacak bir plan. Bu plan, ülkemiz üzerinde şehirlerin, bölgelerin sahip olduğu potansiyelleri ortaya koymak için yönlendirme planıdır. Burada teknolojiyi de kullanarak standartları belirledik. Bu verilerin bakanlık arşivine aktarılmasını ve verilerin alınabilmesini sağladık. Bundan önce çevre düzeni planları vardı. Bunlar tamamlandı. Önümüzdeki dönemde teknolojiyi de kullanarak eksiklerini tamamlayacağız” dedi.

Birleşmiş Milletler Habitat raporuna göre şehirlerde yaşayan nüfusun 19’uncu yüzyılda yüzde 2 olduğunu belirten Kayapınar, şu anda bu rakamın yüzde 54 olduğunu vurguladı. Kayapınar, “Gelecek 40 yılda ise 5 kişiden 4’ü şehirlerde yaşayacak. Şehir planlamasında akıllı yaklaşımlar çok kritik rol oynuyor. Salgın herkese bir ders verdi. Bu salgın sonrası şehirden kırsala yönelim oldu. Gelecek için daha az yoğun, yatay yapılaşmaya sahip, açık alanların ön planda olduğu planları benimsiyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Şehirler akıllı olduğu kadar vicdanlı da olmalı’

Kentlerin gittiği bir yön olduğunu, 2050’de 2,5 milyar insanın kent hayatına katılacağını ifade eden GYODER Başkanı Mehmet Kalyoncu, “Pandemi sürecinin bu durumu çok etkileyeceğini düşünmüyorum. Çünkü dünyada geçmişte de pandemiler yaşandı. Şehirleşme yine arttı. Çin şu anda şehirleri birleştirerek 100 milyon nüfuslu şehirler oluşturmayı hedefliyor, bunun için çalışıyor. Mega şehirler inşa etmek istiyor” dedi.

Korona nedeniyle kişisel alanların ve kişisel eşyaların değerinin ön plana çıktığını dile getiren Kalyoncu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Korona ile birlikte Türkiye’nin şartlarının ne kadar üst düzeyde olduğu görüldü. En gelişmiş ülkeler, kentler olarak gördüğümüz yerlerin aslında çevik olmadığını gördük. Türkiye farkını ortaya koydu. Hastaneler, otoyollar, havalimanları, insanlara hizmetin gidebilmesi için gerekli şartların var olduğu görüldü. Burada dikkat çekilmesi gereken nokta ise projeleri kendi insanlarımız ile yapmamız. Belki dünyanın çeşitli noktalarında daha iddialı projeler vardır. Ancak burada yabancı insan kaynağı kullanılıyor. Biz ise kendi insanlarımızla yapıyoruz.”

Şehirlerin akıllı olması dışında vicdani şehirler olarak da ön plana çıkması gerektiğine dikkat çeken Kalyoncu, yurtdışında yaşadığı bir olayı paylaştı:

“Yıllar önce ABD’de San Francisco şehrine gittim. Burası teknoloji merkezi konumunda. Kiraladığım otomobilin camı kırıldı. Ancak yarım saatten fazla acil servise yani 911’e ulaşmaya çalıştım. Ancak cevap alamadım. Her ne kadar dünyanın en akıllı şehirleri arasında olsa da vicdanlı şehir olması gerekiyor.

Dünyanın en çok evsizi San Francisco’da yaşıyor. Türkiye olarak akıllı şehirler için çalışırken, vicdanlı şehir yapımızla dünyaya da örnek olacağımızı düşünüyorum.”

Koronavirüsün herkesin hayatına dokunduğunu söyleyen DAP Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, “Koronavirüs bir kırılma noktası oldu. Bizim sektörümüzü de çok etkiledi. Özellikle barınma alanları yapan şirket olarak, daha fazla neler yapabiliriz diye düşündük. Sokağa çıkma yasağı haricinde uzman kadrolarımızı şirkette tutarak çalışmalar yaptık. 58 bin 300 kişiye dokunarak nasıl ev istediklerini soruduk. Burada 5 ana kriter ortaya çıktı. Yeşil alanı olması, yürüyerek çıkılabilecek yükseklikte olması, bahçeli, teraslı ya da balkonlu olması, havalandırma sisteminin çok iyi olması ve son olarak ise depreme dayanıklılık... Biz de projelerimizi bu yönde revize ettik” ifadelerini kullandı. 

 ‘Müreffeh Türkiye adımlarına katkı sağlamayı amaçlıyoruz’

Zirve’nin açılışı konuşmasını gerçekleştiren Sabah ve Daily Sabah İcra Kurulu Üyesi ve Reklam Genel Müdürüü Ceyda Uzman, “Bugün bizler için çok heyecanlı bir gün, çünkü siz değerli misafirlerimizi en yüksek teknoloji ile donatılmış yeni medya merkezimizde ağırlamanın heyecanını ve gururunu taşıyoruz, bugün Turkuvaz Medya Grubu olarak ülkemize, dünya standartlarının üzerindeki bu yeni merkezimizi kazandırmış olmaktan dolayı ayrıca mutluyuz” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin 2023 için konulan hedeflere ulaşma heyecanının sürdüğüne dikkat çeken  Uzman, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çok yol aldık, dünyada ve çevremizde yaşanan olumsuzluklara rağmen her geçen gün yeni başarılara imza atmaya devam ediyoruz. Konulan hedeflere ulaştığımızda inanıyoruz ki, Türkiye’miz sahip olduğu tarihi ve kültürel mirası ile demokratik,  yaşam standartları yüksek, teknoloji ve sanayi üreten, dinamik, eğitim kalitesi yüksek genç nüfusa sahip küresel bir aktör olarak, hem bölgesel sorunların çözümünde uzlaştırıcı bir güç hem de örnek alınması gereken bir model olacaktır. Kararlılığımız ve inancımız ise en büyük gücümüz. Dünyanın geçirmekte olduğu ve milyonlarca insanın sağlığını tehdit eden pandemi döneminde dahi hedeflerimizden ödün vermeden hem devletimiz hem Türkiye’nin çalışanları ve bireyleri olarak her birimiz üzerimize düşen görevlerimizi hiç bir ihmale mahal vermeden yerine getirmek için azimle ve kararlılıkla var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Sabah Gazetesi olarak bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdiğimiz Türkiye 2023 Zirvemizin müreffeh Türkiye adımlarına katkı sağlamasını amaçlıyoruz. Ülkemizin en can alıcı sektörlerini ve bu sektörlerin karar alıcılarını ve yönetimlerini, bakanlıklar nezdinde devlet kademesindeki yöneticilerimizi bugün bir araya getirerek 2023 vizyon yolculuğundaki gelişmeler için atılan adımları dinleyeceğimiz verimli bir zirve gerçekleştirmeyi umuyoruz.”

Güçlü sponsor desteği

Borsa İstanbul, Emlak Konut, Erciyes Holding, Halkbank, Koza Altın İşletmeleri, Türkiye Katılım Bankaları Birliği, Türk Hava Yolları ve Türk Telekom’un ana sponsorluğunda gerçekleştirilen Türkiye 2023 Zirvesi’nin, co-sponsorlukta ise Cengiz Holding, Çalık Holding, Dap Yapı, Erg İnşaat, IGA, Kalyon Enerji, Koloğlu Holding, Kuzey Marmara Otoyolu, Limak Holding, Oyak Enerji, SOCAR, Türkiye Sigorta ve Vakıfbank yer aldı. Türkiye 2023 Zirvesi’nin destek sponsorları ise Ant Yapı, Avrupa Konutları, Cargill, Doğuş Holding, Gören, Kuzu Grup, Memorial, Philip Capital, Quick Sigorta, Sur Yapı, Torkam Holding ve Tudors oldu.