Amerikalı siyaset bilimci Fukuyama, Türkiye’nin ürettiği silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) savaş taktiklerini değiştirdiğini vurguladığı makalesinde, "SİHA’lar 2020 yılında Türkiye’nin bölgesel güç olarak yükselişine önemli katkı yaptı" ifadelerini kullandı. "Türk drone’ları oldukça etkileyici" diyen Fukuyama, "TB2, 24 saat havada kalabiliyor ve hem keşif hem de saldırı görevlerini gerçekleştirebiliyor" şeklindeki değerlendirmesiyle Türk SİHA’larından övgüyle bahsetti.

ABD’li siyaset bilimci Francis Fukuyama, "American Purpose" adlı dergisinde "Orta Doğu’da homurdanmak" başlığıyla kaleme aldığı makalesinde Türk yapımı silahlı insansız hava araçlarının (SİHA) güçlü etkisinden ve Türkiye’nin bölgedeki önemli aktör haline gelmesinden bahsetti. Silahlı drone teknolojisinin 2010’lu yıllarda büyük ölçüde ABD ve İsrail tarafından kontrol edildiğini belirten Fukuyama, "Küresel görünüm askeri dronelar tarafından değiştirildi" diyerek daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin yeni bir aktör olarak ortaya çıktığını ifade etti. Türkiye’nin insansız hava araçlarını geliştirdiğini ve bunları Libya, Suriye, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki Dağlık Karabağ savaşında ve kendi sınırları içerisinde terör örgütü PKK ile mücadelede başarıyla kullandığını kaydetti. Fukuyama, "Türkiye bu süreç içerisinde Rusya, Çin veya ABD’den daha fazla sonuç üretme becerisine sahip büyük bir bölgesel güç simsarı haline geldi" ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin ürettiği Bayraktar TB2 ve Anka-S insansız hava araçlarından bahseden Fukuyama, Türkiye’nin kendi SİHA’larını üretme kararının, 1975’teki ABD ambargosu ve Washington yönetiminin gelişmiş Predator ve Reaper drone’larını satmak istememesinden kaynaklandığına dikkat çekti.

"Son Türk drone’ları oldukça etkileyici" ifadesini kullanan Fukuyama, "TB2, 24 saat havada kalabiliyor ve hem keşif hem de saldırı görevlerini gerçekleştirebiliyor" diyerek Türk SİHA’larından övgüyle bahsetti.

SİHA’ların etkin olarak ilk önce Mart 2020’de Suriye’de 36 Türk askerinin şehit düştüğü saldırıya misilleme olarak başlatılan operasyonlarda kullanıldığını belirten Fukuyama, 100’den fazla tank, zırhlı personel taşıyıcı ve hava savunma sistemleri dahil olmak üzere birçok askeri unsurun imha edildiğinin görüldüğünü ifade etti. Fukuyama daha sonra Mayıs ayında Türk SİHA’larının Libya’da darbeci general Hafter’in Trablus’a yönelik saldırılarına karşı, son olarak Eylül ayında Dağlık Karabağ’da Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki savaşta kullanıldığını hatırlatarak Ermenileri bölgeden çekilmeye zorladığını hatırlattı.

Fukuyama, "Bana öyle geliyor ki Türkiye’nin SİHA kullanımı, kara gücünün doğasını, Dreadnaought savaş gemisinin kendinden önceki savaş gemisi sınıflarını kullanımdan kaldırması veya ve 2. Dünya Savaşı’nın başında uçak gemilerinin savaş gemilerini devre dışı bırakması gibi mevcut güç yapılanmasını sarsacak şekilde değiştirecektir" değerlendirmesinde bulundu.

SİHA’ların küresel ölçekte önemini vurgulayan Fukuyama, "Drone’lar artık tabloyu önemli ölçüde değiştirdi. Çünkü nispeten ucuzlar, yenilmesi zor ve pilotların hayatını riske atmıyorlar. Dünyanın dört bir yanındaki ordular, kendilerini insansız hava araçlarına karşı nasıl savunacaklarını düşünüyorlar ve SİHA’lar ile SİHA karşıtı tedbirler arasındaki silah yarışını kimin kazanacağı belli değil" ifadelerini kullandı.

Fukuyama, "SİHA’lar, 2020 yılında Türkiye’nin bölgesel bir güç olarak yükselişine önemli katkı yaptı. Ülke şu anda 3 çatışmanın sonuçlarını kararlılıkla şekillendirdi ve daha fazlasını yapmayı vaat ediyor" değerlendirmesinde bulundu. Türkiye’nin bölgede bulunan ülkelerle dengeli ilişki kurmaya çalıştığını işaret eden Fukuyama, bu durumun iyi sonuçları olduğunu ifade ederek İdlib’deki mültecilere karşı olası bir katliamın da önüne geçildiğini belirtti.