Matbah Restaurant, 746. Şeb-i Aruz münasebetiyle 7 - 17 Aralık 2019 tarihleri arasında Mevlevi sofrasının en seçkin örneklerinin yer aldığı Mevlevi Somadı Etkinliği’yle davetlilerini ağırlayacak. Bu yıl 5.cisini düzenlenen etkinlikte birbirinden özel sürprizler var.

Hamdım, piştim, yandım

Divan-ı Kebir 5: S.69 - Beyit:815

           

HUUUU SOMATA SALAAAA

              Büyük İslam âlimi Mevlâna'nın eserlerinde verdiği reçeteler, bugün Konya mutfağının hâlâ önemli bir parçası...

Ünlü İslam düşünürü Mevlâna, hayat felsefesini açıklarken sembollerinin çoğunu doğadan seçmiştir. Gıdalar da bu semboller arasındadır. Mevlâna'nın, ilahi aşk şiirlerini toplayan Divan-ı Kebir adlı eserinde geçen "Hamdım, piştim, yandım" sözü, buna bir örnek. Ünlü âlimin, tasavvuf ile ilgili bilgilerin yanı sıra sunduğu yemek reçeteleri de, kendi çağının yemek kültüründen bizlere sunduğu birer hediye...

AŞÇIYA SAYGI

Sufizm, yani tasavvuf öğretisinde 'mutfak' çok önemli bir yer tutar. Dervişlerin eğitimlerine başladıkları yerdir burası. Amaç, sadece yemek pişirmeyi değil, aynı zamanda doğanın olağanüstü çabalarla insanlığa sunmuş olduğu yiyeceklere karşı saygı duymayı öğrenmektir. Yiyeceklerin en verimli, en uygun şekilde kullanımına ve tüketimine büyük önem verilir, işte bu yüzden, aşçılık Mevlâna zamanında en çok itibar edilen meslekti; hatta ruhani anlamda bir makamdı. Mevleviler, yüce yaratıcının sunmuş olduğu nimetleri büyük hünerle pişirdikleri ve kulların beslenmesine aracılık ettikleri için aşçılara büyük saygı göstermişlerdir. Bu hürmetin en büyük ispatı, Mevlâna'nın çok sevdiği aşçısı Ateş-baz Veli (ateşle oynayan ermiş kişi) öldüğünde, onun adına bir türbe yapılmasıdır. Dünyada adına türbe inşa edilen belki de tek aşçı olan Ateş-baz Veli'nin hazretleridir.

              HER LOKMA İÇİN ŞÜKÜR

       “Somat" (sofra) adabına da büyük önem veren sufiler, günde iki kez yemek yerler. Öğlen ve akşam... Sofrayı can' lar (mürid) hazırlar. Tuz, yemeklerde törensel ifade taşır. Yemek onunla başlar, onunla biter. Hazırlıklar bitince, yemeğin yenmesine gelir sıra. Kazancı Dede, kazanın kapağını açınca, canlar kazanı ocaktan alırlar. Kazancı Dede'nin duası ile yemek daveti duyurulur. Elleri önde bağlı duran sufiler, kapıya gelince başlarını eğerek selamlaşır ve sofraya geçerler. Şeyhin katılımı ve duası ile yemeğe başlanır. Yemek esnasında kesinlikle konuşulmaz. Mevlevilerde yemek faaliyeti adeta bir ibadet halidir; yemek yerken kendilerine nasip olan lokmalar için devamlı şükrederler. Yemeğe topluca başlandığı gibi topluca bitirilir.

              Osmanlı Saray Mutfak sanatını yaşatan Matbah Restaurant özenle seçilmiş ve aslına uygun olarak hazırlanmış Mevlevi Mutfağının eşsiz ve zengin lezzetlerini içeren MEVLEVİ SOMADI menüsü ile misafirlerini bekliyor.

            Mevlevi Mutfağının özel lezzetleri arasında bulunan Nardenk (nar çiçeği) Şerbeti - Sirkencübin Şerbeti gibi en özel tatlar ile;
*Yeşil Mercimek Çorbası
*Su Böreği (yoğurt eşliğinde)
*Gül Yapraklı Marul Salatası
*Patlıcanlı Pilav
*Pekmezli Ayva Dolması
  veya
*Külbastı (Koyun etinden)
*Levzine
  veya
*Pekmezli Helva (kara helva)
Etkinlik süresince 19:30 – 22:30 saatleri arasında Ney dinletisi (Neyzen Murat DAĞLI) eşliğinde davetlilerin beğenisine sunulucak.