Başbakan Ahmet Davutoğlu, Beyaz Tv'de yayınlanan "Gündem Özel" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"AK Parti yeniden tek başına iktidar olabilecek mi?" sorusuna Davutoğlu, her siyasi partinin en temel hedefinin ülke iktidarına talip olması olduğunu söyledi.

Siyasi partinin ülke iktidarına talip olmadığı takdirde siyasetin tadının kalmayacağını ifade eden Davutoğlu, "Türkiye'de iktidar olma şansı en yüksek, hatta kesin olan parti AK Parti. Kesin olmayan şey tek parti iktidarı mı yoksa çok az barajla tekrar koalisyon ihtiyacı mı ortaya çıkacak? Elimizdeki veriler tek parti iktidarını inşallah bu sefer elde edeceğimiz yönünde" diye konuştu.

"Beni muhalefetle muhatap etmeyin" açıklaması 

"Muhalefet liderlerini kastederek ne olur beni onlarla muhatap etmeyin" sözüne açıklık getiren Davutoğlu, bu sözün diğer parti liderleriyle görüşmeyeceği anlamı taşımaması gerektiğini belirtti. 

Siyasi partilerin hiçbirine kapıyı kapatmadığını ifade eden Davutoğlu, 7 Haziran seçiminden sonra yaklaşık 2 ay süren bir koalisyon konuşma süreci yaşandığına dikkati çekti.

Görüşmeler sırasında bir de güven sarsılması yaşadıklarını anlatan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Düşünün daha yola yeni çıkacaksınız, konuşuyorsunuz ve karşı tarafa güveninizi yansıtmak için devletle ilgili bildiğiniz konuları da nasıl ortak olmayı düşünüyorsak o da bilsin diye paylaşıyorsunuz. Sonra aradan 1-2 ay geçiyor çıkıyor, aynı siyasi lider son derece gayriciddi nezaketsiz bir üslupla, ikisi de yaptı bunu 'Davutoğlu ile ne konuştuğumu söylesem rahatsız olur'. Bakın o günden bugüne meydan okuyorum. Söyleyin niye rahatsız olacakmışım. Burada bir güven sarsılması da var. Muhatabınızın güvenilir olması önemli. Ben Kılıçdaroğlu ile ya da Bahçeli ile yaptığım görüşmeleri ilgili kişiler ve parti kurulları dışında hiçbir yere açmadım."

Lider olmanın ketumiyet gerektirdiğini vurgulayan Davutoğlu, devlet sırları konusunda bilinen hususların çok azı bile paylaşılsa sıkıntı doğuracağını belirtti. 

Başbakan Davutoğlu, bu nedenle halka "Beni muhalefetle muhatap etmeyin" açıklamasında bulunduğunu kaydetti.

"Üçüncü seçim" tartışması

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin'in üçüncü seçim ile ilgili sözleri üzerine "Türkiye, üçüncü seçimi görecek mi?" sorusuna Davutoğlu, "Hayır, inşallah görmeyecek" yanıtını verdi. 

Şahin ile görüştüğünü ve sözlerinin çarpıtıldığı yönünde açıklamada bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, Şahin'in, "Memleketin yeni bir seçimle kaybedecek vakti yok, tek parti iktidarı gereklidir" yönünde açıklamada bulunduğunu aktardığını bildirdi. 

Şahin'in de böyle bir ifadesi olmadığı yönünde açıklama yaptığını anlatan Davutoğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"Biz tek parti iktidarı kurmaya yürüyoruz. Milleti de sınava sokmaya niyetimiz yok. Millet bizi sınava sokar. Nitekim 7 Haziran'dan sonra eğer, Sayın Bahçeli 'Hayır' demeseydi belki CHP'ye göre daha kolay bir hükümet kurabilirdik. O 'Hayır' dediği için hükümet kurulamadı ve seçim gereklilik haline geldi."

'MHP’nin içi kaynayan kazan gibi'

Davutoğlu, "seçimden sonra 5. parti çıkacak mı?" tartışmalarına ilişkin de şöyle konuştu:

 "Sayın Bahçeli’nin dikkat dağıtmak için, kendi partisi üzerinde yoğunlaşan, ‘Acaba Sayın Akşener’in aday olmaması, Sayın Türkeş’in önce bakan sonra AK Parti’ye geçip aday olması, birçok MHP’linin istifa etmesi’, bunları yan yana koyduğunuzda MHP’nin içi kaynayan kazan gibi, bunu örtbas etmek için dikkatleri bize çekmeye çalışıyor. Çocukça bir manevra ama şey de demiyor, ‘AK Parti’ demiyor. 5. parti, doğru 5. parti çıkabilir ama MHP’nin içinden çıkar diye düşünüyorum."

Ankara'daki terör saldırısına ilişkin Davutoğlu, "DEAŞ içinde ve önemli bir aktör. Fakat buzdağının görünen kısmı bu. Görünmeyen kısmında DEAŞ militanlarını taşıyanlar arasında PKK iltisaklı kişiler var, DEAŞ militanları arasına sızmış Muhaberat mensupları var. Bütün bunları çıkardığımız zaman gerçek tablo ortaya çıkacak. Yoksa birileri tek boyutlu şekilde bu olayı değerlendirmeye kalkabilir. DEAŞ bunun sorumlularından biridir ama başka sorumluları da çıkartacağız" dedi.

"Fırat'ın batısına PYD geçmeyecek"

Davutoğlu, PYD'nin vurulmasıyla ilgili açıklamalarına karşılık, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "Orada IŞİD dururken PYD'yi vurmak Davutoğlu için utançtır" sözlerine ilişkin, şunları kaydetti:

"Utanması gereken Demirtaş. Utanması gereken şu anda dahi terör eylemi yapan PKK'yı savunan Demirtaş. Ben hiçbir yerde DEAŞ'ı herhangi bir şekilde mazur gösteren veya DEAŞ'a karşı operasyon yapılmaması gereken bir tavır sergilenmesine göz yummadım. Evet DEAŞ'a da PKK'ya da vuruyoruz. Gerekirse YPG'ye de. Yarası var gocunuyor Demirtaş. Fırat'ın batısına PYD geçmeyecek. Doğusunda ne yapacaklarına da sonra bakacağız. Bu doğuda istedikleri gibi Türkiye'ye zarar verecek faaliyetler yapacakları anlamına gelmiyor."

"PYD savaş suçu işliyor"

Davutoğlu, PYD'nin Tel Abyad'da etnik kıyım yaptığını, Arap ve Türkmen köylerini boşalttığını, bunu uluslararası gözlemciler ve Birleşmiş Milletler gözlemcilerinin söylediğini belirtti.

PYD'nin orada savaş suçu işlediğini aktaran Davutoğlu, "PYD siyasi kanadı, YPG askeri kanadı. Savaş suçu işliyor. YPG yapıyor diye savaş suçuna sessiz mi kalınacak? Kılıçdaroğlu için PKK ne zulüm yaparsa mazur görülmeli, öldürülen PKK teröristlerinin cenazelerine gidilmeli, DEAŞ yaptığında kınanmalı, Özgür Suriye Ordusu yok sayılmalı, Suriye bunların at oynattığı bir yer haline gelmeli. Olmayacak o" ifadesini kullandı.

Türkiye'de seçim sonrasında durumun farklı olmayacağını vurgulayan Davutoğlu, "Türkiye'ye sınır olacak kim varsa Türkiye ile dost olmalı düşmanlık göstereni sınırımızda yaşatmayız .İster bu PKK kampları olsun Kuzey Irak'ta, ister YPG-PYD kampları olsun, kantonları olsun Suriye'de, isterse başka yapılar olsun, Türkiye sınırında Türkiye'ye düşman unsur yaşatmayacağız" diye konuştu.

'Özgür Suriye Ordusu'nu Suriye halkının temsilcisi olarak gördük'

Daha önce Suriye'ye ilişkin "Biz henüz kartları açmadık" şeklindeki ifadesine açıklık getiren Davutoğlu, "Türkiye çevredeki problemlere müdahil olmadı. Suriye içine girmiş, Suriye'den gelen bir tehdit dolayısıyla veya başka şekilde bizim sınırımızı ihlal eden uçaklara, helikopterlere, insansız hava araçlarına müdahalede bulunduk ama Suriye içinden bizi tehdit eden, etme potansiyeli taşıyan gruplara müdahalede bulunmadık. Suriye'nin, başka bir ülkenin krizi olarak gördük" diye konuştu.

Davutoğlu, Özgür Suriye Ordusu'nu (ÖSO) desteklediklerini vurgulayarak, "Suriye halkının temsilcisi olarak gördük. Rejim tarafından katledilen insanları orada tutabilecek tek unsur olarak gördük. Özgür Suriye Ordusu olmasaydı, Halep ve etrafındaki 3 milyon insan da bize gelirdi" ifadesini kullandı.

"İpek-Koza Grubuna kayyum atanması hukuki bir süreç"

İpek-Koza Grubuna kayyum atanması sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ziyaretine ilişkin bir soru üzerine de Davutoğlu, "Kılıçdaroğlu'nun ziyareti, irtibatları ortaya koyması bakımından doğal, belki de olması gereken bir ziyaret gibi görülebilir. Kimin, kiminle ilişkisi var, Kılıçdaroğlu'nun CHP Genel Başkanlığına gelme süreçleri de dahil olmak üzere birçok şeyi belki tartışmaya açacak konudur, onlara girmek istemem ama herkes görüyor irtibatları" diye konuştu.

Davutoğlu, "İpek-Koza Grubuna kayyum atanması sürecinin hukuki bir süreç olduğunun" altını çizdi.

"Uluslararası bir kanaatin oluşması bakımından önemli"

Başbakan Davutoğlu, "Paralel yapıyla mücadeleye uluslararası bir hukuk bürosunun da dahil olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki bir soru üzerine de şu yanıtı verdi:

"Devletle o anlamda bir irtibatı yok. Kendi görüşünü serdediyor. Bizim görevlendirdiğimiz o anlamda değil. Böyle bir görevlendirme yapma zorunluluğu da yok. Ancak şu anda bu uluslararası network olarak yapılan çalışmalar göz önüne alındığında bu hukuk bürosunun vardığı bir sonuç var. Bunu böyle görmek lazım. Artık bu yapının salt eğitim faaliyeti yapan ya da salt sivil toplum faaliyeti yapan bir yapı olmadığı ve bu görüntü altında başka hedeflere yöneldiği konusunda uluslararası bir kanaatin de oluşmakta olduğunu göstermesi bakımından önemli."

AA