Lastiklerin diş derinliği yasal sınırından önce değiştirilmesi çevreye olumsuz etki ettiği gibi tüketiciler için maliyetleri de artırıyor. Michelin sosyal sorumluluk bilinci ile, gelişmiş teknoloji ile üretilen bir lastiğin ilk kilometreden son kilometreye kadar güvenlik performansı gösterebilmesi gerektiğini savunuyor. Aynı lastikle yasal diş derinliği sınırı olan 1,6 mm’ye kadar yüksek seviyede yol tutuşu sağlanabileceğini söyleyen Michelin, son yasal milimetreye kadar sürdürülebilir performans ve yol tutuşu sağlanabilmesi amacıyla sektörü de teşvik ediyor.

Sadce Avrupa’da 128 milyon lastik erken değiştiriliyor; 5.700 hektar orman yok oluyor

*Araştırmalara göre lastiklerin erken değiştirilmesi sadece Avrupa’da bir yılda 128 milyon, bütün dünyada ise 400 milyon ek lastiğin tüketilmesine neden oluyor. Çevreye etkileri incelendiğinde ise, Avrupa’da erken değiştirilen lastikler, 5 bin 700 hektar alandaki kauçuk ormanının tahribine yol açıyor. Ayrıca her yıl 9 milyon ton CO2 emisyonu ortaya çıkıyor.

Vaktinden önce değiştirilen lastiğin maliyeti yılda 6 milyar Euro

Hammadde için ise yılda 1 milyon ton israf oluşarak atıkları yüzde 35 artırıyor. Lastiklerin tamamen aşınmadan değiştirilmesi tüketicilerin cebini de doğrudan ilgilendiriyor. *Araştırmalara göre erken lastik değişimi, sadece bir yıl içerisinde Avrupa’da 6 milyar Euro ekstra maliyet anlamına geliyor. 1.6 mm’den önce değiştirilen lastiklerin ömrünün ¼’inin israf edilirken, her 2 yılda 1 lastikten zarar ediliyor.

Lastik kullanıldıkça yakıt tüketimi düşüyor

Yasal diş limitinde çıkarılan lastiğin yuvarlanma basıncı, yeni lastiğin yüzde 80’ine denk geliyor. Diş derinliği azaldıkça aracın yakıt ekonomisi de iyileşiyor. Beş dolu depodan biri, sadece lastiklerinin yuvarlanma direncinin üstesinden gelmek için kullanılıyor. Dolayısıyla lastiği yasal diş aşınma limitine gelinceye kadar araçta tutmak, yakıt yönünden verimlilik süresini artırıyor, yakıt maliyetini azaltıyor.