Hangi siyaset ortamına girerseniz girin, hangi gazete ya da televizyon merkezine giderseniz gidin herkesin birbirine sorduğu yegane soru “Sinan Aygün’ün Beyaz TV’ye ortak olmasına ne diyorsun?” sorusu.

Beyaz TV, bilindiği gibi medya dünyasının en tartışmalı kurumlarından biri.

Yıllardır kanalın perde arkasındaki sahibi olarak Melih Gökçek bilinir, Gökçek’in oğlu Osman Gökçek kanalın Genel Yayın Yönetmeni’dir. Ancak Gökçekler bu iddiaları her zaman yalanlamıştır.

Melih Gökçek, Habertürk’te Fatih Altaylı’nın programına çıktığında bu soru yine gündeme gelince, “Vallahi billahi şerefsizim ki ben Beyaz tv’nin sahibi değilim” demiştir fakat kamuoyunda bu sözler hiç inandırıcı bulunmamıştır.
 
En son Cumhuriyet gazetesinde çıkan bir haber de aslında Beyaz Tv kanalının tamamen MASAK’ın gündeminde olması gereken bir konu olduğu lakin Sedat Peker’in açıklamaları orta yerdeyken harekete geçen bir savcının olmadığı bir ülkede  Beyaz TV konusunda kimsenin hareket etmeye cesaret edemediği gerçeğidir.

Malum televizyon kanalı ile ilgili geçen Haziran ayında Cumhuriyet’te Sena Yaşar imzasıyla çıkan haberde görüyoruz ki, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin hafriyat işlerini alan belediye iştiraki ANFA Lmt. Şti. belediyeden ihaleyle aldığı hafriyat işini, Osmanlıspor 1299 A.Ş.’ye devrederek kenara çekilmiş, belediye ve şirketi koskoca Ankara’nın hafriyat gelirinden sadece 4 milyon lira kazanırken işlerin devredildiği Osmanlıspor 1299 A.Ş. ise 2014-2017 arası dönemde Büyükşehir Belediyesi’nin müfettişlerinin tespitlerine göre dolar kuru üzerinden 1.1 milyar lira kazanç elde etmiştir.
İşte o gün o Osmanlıspor 1299 A.Ş.’nin yönetim kurulu üyelerinden Ali Sabit Aksoy ve İbrahim Gülerce, Beyaz TV’nin eski ismi olan SES TV döneminin televizyonun Genel Müdürü ve Yönetim kurulu üyeleridir. Aynı isimler yine o dönemde belediye şirketleri olan BELKA A.Ş. ve Metropol A.Ş.’de yönetim kurulu başkanı ve yönetim kurulu üyesi, Seğmenler Su A.Ş.’de yönetim kurulu başkanıdır.

Tesadüf bu ya, Ali Sabit Aksoy ve İbrahim Gülerce’nin şirket ortaklığından ayrılmasından sonra televizyonun lisans sahibi şirketin ortaklığına Melih Gökçek’in yakın arkadaşı Hüsamettin Korkutata’nın  oğlu Serkan Korkutata girmiştir. 
Tesadüflerin ardı arkası kesilmemektedir. 

Serkan Korkutata ve kardeşlerine ait 9 ayrı şirket.  aynı dönem Büyükşehir Belediye şirketlerinden o dönemin parasıyla 158 milyon liralık davet usulüyle iş almıştır.

Konu MASAK kapsamında dedik ya, ilginçtir  Korkutata yönetimden ayrılmış sermayesi 30 milyona çıkartılan şirketin yönetimine 12 milyon liralık paya karşılık Aşağı Ayrancı Mesnevi sokakta oto lastik tamirciliği yapan Durali Altınordu ve 18  milyon liralık paya sahip, düğün salonlarında fotoğrafçılık yapan ve Murat Ağırel’in PARSEL PARSEL kitabından öğrendiğimize göre; Belediye şirketi ANFA’dan iş alan şirketlerden birinin görünürdeki sahibi İhsan Akalan girmiştir.

İşte böylesi karmaşık ilişkilere sahip  Beyaz TV’nin son dönemlerde zor günler yaşadığı ve ayda yaklaşık 4 milyon lira gibi bir gideri olan şirkete, son dönem Ankara’da yaptığı TOGO kulelerinin yıkımına ilişkin karar çıkan ATO eski 
Başkanı Sinan Aygün’ün ortak olduğu iddiaları yayıldı Ankara kulislerine.

Tabii kulislerdeki iddiaları haklı çıkartan bir durum da vardı.

MANSUR YAVAŞ'I HEDEF ALMIŞTI 

Sinan Aygün TOGO kuleleriyle ilgili tartışmalar nedeniyle iki kez Beyaz TV’ye çıkarak 2.5 saatlik bir savunma-saldırı, aklama-paklama programına katıldı.

Tek taraflı olarak sorulan sorularla Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı hedef alan son programda Pazar günü tekrar yayınlanarak kamuoyu etkilenmeye çalışıldı.

Üstelik son programda enteresan bir durum vardı.

Programa katılan konuklardan biri de Zihni Çakır’dı.

Çakır, bilindiği gibi Ergenekon-Balyoz kumpasları döneminde bu davaların açılmasına  kamuoyu desteği sağlayan Taraf Gazetesi ile Nokta Dergisi’yle basın yaşamına girmiş, FETÖ’cülerin yaptığı bu iki büyük operasyonun basın ayağında yeralmıştı. 

Dahası aynı Çakır geçtiğimiz günlerde emekli amirallerin hazırladığı metni kendi internet sitesinde yayınlayarak emekli amirallerin ‘darbecilikle’  suçlanmasına ve linç edilmesine sebep olmuştu.
Tabi aynı programda Ergenekon kapsamında cezaevine atılan Sinan Aygün’ün olması ve karşılıklı olarak  güzellemeler yapmaları da çok dikkat çekiciydi.

Görüldüğü gibi Sinan Aygün’ün Beyaz Tv’ye ortak olmasına dair iddialar çok tutarlı. Kamuoyuna yansıyan veriler iddiaları güçlendiriyor.

TOGO kuleleri tartışmaları bitince hep birlikte göreceğiz artık Sinan Aygün Beyaz TV’ye sahip Kanal Beyaz A.Ş.’nin yönetimine resmen girecek mi yoksa Melih Gökçek gibi perde arkasında mı kalacak? (gunboyugazetesi.com)