Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), 14 Aralık 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren yeni Basın Kartı Yönetmeliği’nin bir maddesinin tümden, beş maddesinin bazı bentlerinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle dava açmıştı. Danıştay 10’uncu Daire, 12 Mayıs 2020 tarihinde verdiği kararla; bir maddedeki bir bendin yürütmesini durdururken, diğer maddelere ilişkin yürütmeyi durdurma taleplerini reddetti.

Karar, ÇGD ve yönetmeliğin sahibi Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nca itiraz yoluyla Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na (İDDK) taşındı. İDDK 4 Kasım 2020 tarihinde verdiği kararla; ÇGD’nin bir madde kapsamındaki bir bende yönelik talebinin dışındaki tüm taleplerini yerinde görerek, yönetmeliğin tartışmalı maddelerinin yürütmesini durdurdu.

İDDK’nin söz konusu kararı doğrultusunda, alt mahkeme konumundaki Danıştay 10. Daire’nin karar alması beklenirken, İletişim Başkanlığı, 21 Mayıs 2021 tarihli Resmi Gazete’de, yürütmesi durdurulan yönetmelik hükümlerini yeniden düzenleyen bir değişiklik yayımladı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın yaptığı değişikler, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun aldığı karara aykırı olduğu iddiasıyla ÇGD ile DİSK Basın-İş tarafından yeniden dava edildi. Aynı yönetmelik kapsamında açılan son dava da Danıştay 10’uncu Daire’de görülmeye başlandı. Danıştay 10’uncu Daire, oybirliğiyle İletişim Başkanlığı’ndan savunma istedi.

“MADDELERİ TEKRARDAN DEĞİŞTİRME YOLUNA GİTMİŞTİ”

İletişim Başkanlığı’ndan savunma istenmesi üzerine ÇGD Genel Başkanı Can Güleryüzlü, ANKA Haber Ajansı’na şu yazılı açıklamayı yaptı:

“Basın kartlarına ilişkin yılan ve yalan hikayesine dönen bir süreç yaşamaktayız. Yakın zamanda davamızda üç yıllık süreci geride bırakmış olacağız. Bu işin bu kadar uzamasının tek nedeni, basın özgürlüğünü adeta hasım gören Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’dur. Basın kartlarını gazetecileri tehdit aracı haline dönüştürmek için yönetmeliği, ‘yenileme’ adı altında hukuka aykırı şekilde keyfi hükümlerle dolduran; Danıştay’da açtığımız davada haksız olduğu ortaya çıkan Fahrettin Altun, geçen Mayıs ayında hukuku adeta arkadan dolanarak, diğer bir ifadeyle hile yaparak yönetmelikte yürütmesi durdurulan maddeleri tekrardan değiştirme yoluna gitmişti.

Yapılan değişikliklerin hiçbiri Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun aldığı kararlara uygun olmadığı gibi basın özgürlüğü açısından daha da sınırlayıcı bir içerikteydi. Biz de bu hukuksuzluğu tekrar Danıştay’da dava konusu yaptık. Anayasasında ‘hukuk devleti’ yazan bir ülkenin en etkin bürokratik makamlarından birinde oturan Fahrettin Altun’un, bu hukuk tanımaz ve basın özgürlüğünü hasım gören anlayışıyla her mecrada mücadele etmeye kararlıyız. Dava kapsamında geride bıraktığımız yıllarda yaşadıklarımız, Fahrettin Altun’un bu davayı artık kişisel kariyerinin en kritik meselesi gördüğünü gösterdi. Bu nedenle hukuka karşı hile yapacak kadar hırslanmış durumda. Kendisi bu davayı kişisel meseleye dönüştürmüş olabilir ancak ne biz ne de aldığı kararlarla Danıştay’ın bunu basın özgürlüğü davası gördüğünde kuşku yok. Danıştay’ın önceki kararıyla tutarlı yeni bir karar alarak bu hukuksuzluğa son vereceğinden eminiz”

“OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ”

Danıştay 10’uncu Dairesi’nde görülen davada verilen karar şöyle:

“Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü: Davanın durumu ve uyuşmazlığın hukuki niteliğine göre, yürütmenin durdurulması isteminin, davalı idarenin savunması alındıktan veya yasal savunma verme süresi geçtikten sonra incelenmesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16. maddesinin 5. fıkrası uyarınca dava konusu düzenlemeye ilişkin işlem dosyasının aslı veya onaylı örneğinin savunma ile birlikte gönderilmesi gerektiğinin davalı idareye bildirilmesine, 28 Haziran 2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi”