Türkiye’ye doğrudan yatırım yapmış 200’e yakın uluslararası şirketin Türkiye’deki tek temsilcisi olan Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) 35’inci Genel Kurul toplantısı, Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan’ın katılımıyla, 19 Şubat’ta İstanbul’da gerçekleştirildi. 
YASED Genel Kurulu’ndaki konuşmasında, uluslararası doğrudan yatırımların Türkiye’nin kalkınmasına sağladığı katkıya dikkat çeken Elvan,  “Hükümetimizin hedeflerinin gerçekleşmesinde siz değerli uluslararası doğrudan yatırımcıların katkısı büyük önem arz etmektedir. Yapısal reformlar hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin gündem maddesi olarak öne çıkıyor. Ekonomik büyümesini sürdürmek, istihdamını ve rekabet gücünü artırmak isteyen ülkeler, kendi bünyelerine uygun ve onları ileriye taşıyacak düzenlemeleri yapmak mecburiyetinde. Yapısal reformlar olarak nitelenen bu reformlar; sosyal adaletin sağlanmasından kamu harcamlarının daha rasyonel hale getirilmesine, enerji verimliliğinin artırılmasından yatırım ortamının geliştirilmesine kadar çok geniş bir alanı kapsamaktadır” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“64’üncü Hükümet olarak Türkiye ekonomisinin daha verimli ve rekabetçi olmasını amaçlıyoruz. 2016 yılı Eylem Planımızı Aralık ayında açıkladık. Planımızda yer alan reformları, ne kadar zorlu olursa olsun bir yıl içinde gerçekleştirmek istiyoruz. Her yıl yeni bir eylem planı ile sizlerin huzuruna çıkacağız. Bir sonraki yıl uygulamaya koyacağımız eylem planı için sizlerden öneriler ve destek bekliyoruz. Sizden gelecek öneri ve talepleri değerlendireceğimizden hiçbir şüpheniz olmasın.” YASED Başkanı Ahmet Erdem ise konuşmasında, Türkiye’nin küresel sermaye hareketlerinden aldığı payın sürdürülebilir şekilde artırılması için tüm paydaşların koordinasyon içinde çalışmasının önemine dikkat çekerek, “Yatırım artışında gereken ivmenin sağlanması için ülke olarak izleyeceğimiz stratejik yol haritasını gösteren bir  ‘Uluslararası Doğrudan Yatırım Stratejik Planı’ hazırlanmasını kuvvetle önermekteyiz. Bu doğrultuda yapılacak çalışmalara YASED olarak destek vermeye hazırız” dedi. 

Erdem, uluslararası doğrudan yatırımcıların öncelikleri ile hükümetin hedeflerinin örtüşmesinden duydukları memnuniyeti vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: 
“Hükümetin bir taraftan terörle mücadeleyi kararlılıkla sürdürürken diğer taraftan ekonomik büyümeyi hızlandıracak ve sürdürülebilir yatırım akışını artıracak önemli adımlar atmaya devam ettiğini görmek bizi mutlu ediyor. Ülkemizin bölgesel bir merkez olarak konumlandırılmasında, katma değerli ve yüksek teknolojiye, inovasyona dayalı üretimin, ihracat hacminin ve istihdamın artırılmasında, ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlanmasında çok önemli bir kaldıraç etkisine sahip olan uluslararası doğrudan yatırımları artıracak politikalara ağırlık verilmesi bugün her zamankinden daha da önemlidir. Bu doğrultuda, gerek hayata geçirilmekte olan yeni reformları gerekse yatırım ortamını iyileştirmek üzere yapılandırılan YOİKK dahil tüm kurulları takdirle karşılıyoruz.”
2015’te 16,6 Milyar Dolarlık Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişi
Konuşmasında, uluslararası doğrudan yatırım akışına ilişkin bilgiler de veren Erdem, “Uluslararası doğrudan yatırımlar 2015 yılında 1,7 trilyon dolar ile küresel finansal krizin yaşandığı 2008 yılından itibaren görülen en yüksek seviyesine ulaştı. Bu trende paralel olarak 2015 yılında ülkemize yönelik UDY girişleri de %32 artışla 16,6 milyar dolar olarak gerçekleşti.”

‘Türkiye ilk 10 Ülke Arasına Girebilir’ 
2016 yılında da bu olumlu trendin devam edeceğini öngördüklerini belirten Erdem, “Ancak önemli olan nominal değerlerden çok, küresel uluslararası doğrudan yatırım hareketinden aldığımız yaklaşık yüzde 1’lik payın yüzde 3’lere çıkarılmasıdır. Eğer yüzde 3’lük paya ulaşabilirsek yılda yaklaşık 45-50 milyar dolar uluslararası doğrudan yatırım çekerek, bu alandaki ilk 10 ülke arasına girmiş oluruz. YASED olarak Türkiye’nin bunu başaracak potansiyele sahip olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.

"2016 Yılını Kazanmamız Çok Önemli’ 
Yatırım ortamının iyileştirilmesinin “süreklilik” gerektiren bir süreç olduğunu belirten Erdem, “Türkiye’nin bölgesel bir yatırım cazibe merkezi olması için uluslararası doğrudan yatırım hareketlerinin yönünü belirleyen dinamikleri, rakip ülkelerle sürekli karşılaştırarak değerlendirmesi gerektiği inancındayız. Burada, tüm rekabetçi teşvikler ve mevzuat düzenlemeleri, kalifiye işgücü, Avrupa Birliği uyum süreci, serbest ticaret ve serbest rekabet ortamının tesisi, hukuk güvenliği ve öngörülebilirlik gibi konular ön plana çıkmaktadır. Yatırım ortamının iyileştirilmesi yönünde ülkemizi tüm bu konularda sürdürülebilir olarak rakip ülkelerden daha cazip kılacak adımlar atılmalıdır. Bu adımlarla 2016 yılını kazanmamız da büyük önem taşımaktadır” dedi ve ekledi: 
“Türkiye vurguladığım bu başlıklarda reform konusunda harekete geçmiş durumda. Mevcut politik istikrarın da katkısıyla ihtiyaç duyulan reformlar gerçekleştirildiğinde, yatırımcılardaki temkinli duruşun sona ereceğine ve yatırım akışının hızlanacağına inanıyorum. Beklentimiz ülke olarak; makroekonomik istikrarın güçlendirildiği, cari açığın ve enflasyonun aşamalı olarak düşürüldüğü bir ortamda yapısal reformlar yoluyla büyümemiz ve rekabet gücümüzün artmasıdır."