Türkiye genelinde artan vaka sayılarının ardından bugün gerçekleştirilen kabine toplantısı kritik bir önem arz ediyor. Toplantı sonrasında Başkan Recep Tayyip Erdoğan tüm Türkiye'yi ilgilendirilen yeni tedbir kararlarını açıklıyor.

BAŞKAN ERDOĞAN'IN ÖNE ÇIKAN AÇIKLAMALARI

Son kabine toplantısından bu yana ülkemiz için çok önemli bir dizi uluslararası programa katıldık.

Türkiye, Avrupa Birliği ile ilişkilerinden en baştan beri samimi ve şeffaf olmuştur.

Avrupa Birliği'nden tek talebimiz diğer ülkelerle aynı süreçlerden geçmemiz

Avrupa ülkelerinde salgın sürecindeki toplumsal kargaşalara verilen tepkiler, Türkiye'ye yönelik çifte standardı gözler önüne sermiştir.

Rusya Devlet Başkanı Putin ile oldukça verimli bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik.

Libya ile ortak tarihimizden aldığımız güçle geleceği inşa etmeye devam ediyoruz.

Tüm üretim merkezlerinde gözle görülür hareketlilik var.

Ülkemizi yeni ve sivil anayasaya kavuşturma gayretlerimizi titizlikle devam ettiriyoruz.

Esnafımızı pek çok başlık altında destekliyoruz. Buna rağmen esnafın bir an önce eski düzenlerine dönmek istediklerinin farkındayız.

Gençlere üniversiteyi bitirince değil, bitirmeden istihdama kazandırılması talimatı verdim.

Koronavirüs:

Vaka sayılarını dünyadaki genel gidişatın gerisine düşürmemiz gerekiyor.

Ramazan'ın iki haftası kısmi kapanmaya geçiyoruz.

Hafta içi sokağa çıkma kısıtlaması geçişti. 19.00-05.00 arası sokağa çıkma kısıtlması uygulanacak.

65 yaş üzerine seyahat yasağı getirildi.

Şehirler arası seyahatlerde kısıtlama olacak.

Kapalı alanlarda yapılan etkinlikler düğün kongre bayram sonuna kadar yasak.

BAŞKAN ERDOĞAN'IN AÇIKLAMALARI

Sözlerime başlarken, milletimizin ve tüm İslam aleminin bugün ilk orucunu tuttuğumuz ramazan şerifini tebrik ediyorum. Rahmet ve bereket ayı olan ramazanın milletimizle birlikte tüm insanlığın sağlık huzurlu günlere kavuşmasına vesile olmasını diliyorum. Rabbimden bizleri ramazana ulaştırdığı gibi sağlık ve afiyetle bayrama eriştirmesini niyaz ediyorum.

AB'DEN TEK TALEBİMİZ...

Son kabine toplantımızdan bu yana diğer çalışmalarımızın yanı sıra, ülkemiz açısından çok önemli bir dizi programa katıldık. Sağlıktan ticarete işbirliği ilerletmenin yollarını aradık. Tam ve gözlemci üyelerin yanı sıra, Türk konseyine katılmak isteyen ülke bulunuyor. Konsey bünyesinde kurulan çok sayıda yapı ile çok daha güçlü kurumsallaşmayı ortaya koyuyor. Salgın şartlarının el vermesi halinde, Kasım'da ev sahipliği yapmayı planladığımız 8. olağan zirvede somut adımları atacağız. Geçtiğimiz hafta AB konsey başkanı ve Von Der Layen'i ülkemizde ağırlayarak gündemimizdeki konuları konuştuk. Çok geniş bir yelpazeye yayılan bu gelişmenin ilişkilerimiz bakımından yeni dönemi teşkil etmesini umuyoruz. Hep söylediğimiz gibi Türkiye, AB ile ilişkilerinde samimi ve şeffaf olmuştur. AB'ye tam üyelik adımları birer birer attık. Bizden sonra başvuru yapan ülkelere rağmen çok önlerinde olduğumuz bir gerçektir. AB'nin ciddi siyasi ekonomik krizlerine yol açacak göç akınının önüne geçtik. AB'den tek talebimiz üyeliği kabul edilen diğer ülkelerle aynı sürece tabi tutulmamızdır.

Türkiye'nin demokrasi, insan hakları ekonomi ve güvendeki gayretleri, kendi vatandaşlarının hak ve özgürlükleri yükseltmeyi amaçlamaktadır. Bu süreci AB ile yönetirsek daha memnun kalırız.

PUTİN İLE GÖRÜŞMENİN DETAYLARINI ANLATTI

Kısaca D-8 diye ifade ettiğimiz gelişen 8 ülkenin 10. zirvesine de çevrimiçi olarak iştirak ettik. Bu teşkilat savaşın yerine barışın, çifte standardın yerine adalet ve kalkınmanın hakim kılınması gibi ulvi değerler esas alınarak kurulmuştur. Bu anlayışla Türkiye olarak çoğunluğu gençlerden oluşan D8'i güçlendirmek için her gayreti gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz. Geçtiğimiz cuma günü Rusya Devlet Başkanı Putin ile turizmden Ukrayna krizine kadar pek çok konunun yer aldığı bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik. Bu güçlü etkin, ve yapıcı diplomasi işbirliğinin bölgemizdeki ve dünyadaki sorunların çözümünde iyi bir sonuç teşkil ettiğini düşünüyorum. Hemen ertesi gün Ukrayna başbakanını ağırladık. Sayın Zelenski ile Rusya krizi başta olmak üzere bölgesel birçok konuyu değerlendirdik. Bu görüşmede serbest ticaret anlaşmasını da imzalama konusunda mutabık kaldık. Karadeniz'in 2 yakasındaki Ukrayna ve Türkiye'nin ilişkilerinin geliştirme yönünde atılacak her adımın önemli olduğuna inanıyoruz. Yaklaşık 60 yıl önce misafir işçi olarak gittikleri Avrupa'da bugün 6 milyonluk bir sayıya ulaşan vatandaşlarımızın, her alanda gösterdikleri başarıyı takdir ediyoruz. Irkçı ve ayrıştırıcı durumlara rağmen her zaman vatandaşlarımızın yanında olduk, olmayı sürdüreceğiz.

.'LİBYA'NIN İSTİKRAR VE HUZUR YOLUNA GİRMESİNİ SAĞLADIK'

Dünde Libya Başbakanı'nı Ankara'da ağırladık. Libya bizim için herhangi bir ülke değildir. Yaklaşık 500 yıllık kadim ilişkilere sahip olduğumuz Libya'nın barış içinde yaşamasını en az kendi bekamız kadar önemsiyoruz. Bu ülkenin egemenliğine, toprak bütünlüğüne yapılan saldırılar karşısında Libyalı kardeşlerimizin yanında yer almaktan sarfınazar etmedik. Libya'nın yeniden istikrar ve huzur yoluna girmesini sağladık. Uluslararası toplumdan beklentimiz ise darbecileri kenara bırakarak Libya'nın meşru hükümetinin yanında yer almasıdır..

'SALGINDA TÜM KESİMLERİ DESTEKLEDİK'

Görüldüğü gibi Türkiye'nin bölgesinde tüm taraflar için somut ve hayırlı neticelere ulaştırmak amacıyla yoğun gayret sarf ediyoruz. Hukuk ve ekonomi reformlarıyla ilgili takvimleri yakından takip ediyor, adım adım hayata geçiriyoruz. Sivil anayasa ülkemize kavuşturmak için titiz bir çabayla gayret ediyoruz. Ekonomi ve üretim tarafında işler iyi gidiyor. İhracatımız her ay rekor kırarken, fabrikalarımız gece gündüz çalışıyor. Taleplere yetişebilmek için sürekli yeni yatırımlar ve ilave istihdamlar yapılıyor. Türkiye'nin terör örgütleriyle, darbe heveslileriyle siyaset mühendisleriyle mücadelesinde kritik bir safhaya geldik. Ancak birliğimize beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıkarak aşabileceğimiz mücadelenin önünü tıkamak isteyenlere aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Salgında işleri aksayan tüm kesimleri destekliyoruz. Salgın tedbirleri sebebiyle faaliyetlerine ara vermek veya sınırlandırmak zorunda kalan esnaflarımızı pek çok başlık altında destekliyoruz. Sosyal destekte verdiğimiz katkı 60 milyar doları aşmıştır. Turizm sektörü tüm hazırlıkları tamamlamış bir vaziyette şartların normale dönmesini bekliyor. Ciro katkısından, kira yardımına, kredi imkanından hibelere kadar esnaflarımıza sahip çıkıyoruz..

BAŞKAN ERDOĞAN SON AÇIKLAMALARINDA NE DEMİŞTİ?

"GENEL BİR DİNLENDİRME"

"Amacımız, ülkemizi ramazan ayında genel olarak dinlendirerek bayram sonrasındaki güzel günler için hazırlamaktır.

Buradan Bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Türkiye'nin tek başına salgın tedbirlerini gevşetmesi, hatta tek başına salgını tümüyle yenmesi önemli ya da yeterli değildir. Asıl olan, yakın insani ve ticari ilişki içinde olduğumuz coğrafyalar başta olmak üzere dünyadaki genel iyileşmenin gerisinde kalmamak, hatta mümkünse önünde gitmektir.

BUNLARI YAPMAZSAK BİR SEZON DAHA KAÇAR

Bunları gerçekleştiremediğimiz takdirde sadece turizmde bir sezonu daha kaçırmakla kalmayacak, yurt dışına yapılacak iş ve aile ziyaretleri de dahil olmak üzere pek çok alanda ciddi sıkıntılar yaşayacağız. Elbette en önemlisi de kendi vatandaşımızın sağlığıdır.

TOPLANTIDA NE KONUŞULDU?

1- Tam kapanma

2- Türkiye genelinde ya da kırmızı illerde seyahat yasağı

3- Yüz yüze eğitimin devam ettiği illerle ilgili değerlendirme yapılacak.

4- Ramazan ayı boyunca toplu iftar ve sahur tedbirleri uygulanacak

5- Kamuda yeniden esnek çalışma modeli de gündemde.

6- Özel sektörün uzaktan çalışmaya teşvik edilmesi

.7- Seyahat yasağı da gündeme gelecek.

8- Kısıtlama saatlerinin değiştirilmesi

9- Ramazanda kafe ve lokantaların kapalı olması

.10- Hafta sonu yasaklarının devam etmesi

11- Ramazan boyunca teravihler için camilerde geçtiğimiz yıl uygulanan tedbirlerin uygulanması

12- Kalabalık meydan ve caddelerin sınırlandırılması

13- Bayramda seyahat yasağı