Ülkede Özgür Gündem gazetesine 25 Haziran 2006 tarihli sayısında yayımlanan bir yazı nedeniyle el konuldu, İmtiyaz Sahibi Ali Gürbüz ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Hakan Bayar hakkında kamu davası açıldı. 6 yıl 5 ay süren dava sonucunda kovuşturmanın ertelenmesine karar verildi. 
Gürbüz ve Bayar da ifade ve basın özgürlüğü ile makul sürede yargılanma hakları ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurdu. 

Yüksek Mahkeme, başvurucuların ifade ve basın özgürlüğünün ve makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiğine, Gürbüz ve Bayar'a sekizer bin lira manevi tazminat ödenmesine oy birliğiyle karar verdi. 

- Gerekçeden 

Yüksek Mahkeme'nin Resmi Gazete'de yayımlanan gerekçesinde, Ülkede Özgür Gündem gazetesinde, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın ifadelerine yer verilerek, "terör örgütü propagandası" yapıldığı iddiasıyla soruşturma başlatıldığı belirtildi.

Gerekçede Adalet Bakanlığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına atıf yapılarak, "ne yasaklanmış bir örgütün mensubu bir kişinin ne de herhangi bir kimsenin, hükümet politikalarını eleştirmesinin ifade özgürlüğüne müdahale edilmesini haklı kılmayacağı"na ilişkin görüşüne de yer verildi.

Anayasa Mahkemesi, gerekçede Adalet Bakanlığının görüşünde "başvuruya konu yazıda yer alan açıklamaların şiddeti teşvik edip etmediğinin de değerlendirilmesi gerektiğini" kaydetti.

AYM kararının gerekçesinde, "çoğunluğa muhalif olanlar da dahil, düşüncelerin her türlü araçla açıklanmasının, açıklanan düşünceye paydaş sağlanması, düşünceyi gerçekleştirme ve gerçekleştirme konusunda başkalarını ikna etme çabalarının, çoğulcu demokratik düzenin gereklerinden olduğu" vurgulandı.

- "Değersiz veya yararsız görülen düşünceler de açıklanmalı"

Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ile basın özgürlüğünün, demokrasinin işleyişi için yaşamsal önem taşıdığı aktarılan gerekçede, ifade özgürlüğünün başkaları açısından "değersiz" veya "yararsız" görülen düşüncelerin açıklanması ve yayılması özgürlüğünü de içerdiğine işaret edildi.

Gerekçede, ifade özgürlüğünün de sınırlanabileceği ancak bunun belli kuralları olduğu hatırlatıldı.

Haberde Abdullah Öcalan'ın, Mustafa Kemal Atatürk hakkındaki görüşlerinin aktarıldığı belirtilen gerekçede, şunlar kaydedildi: 

"Herhangi bir kimsenin yalnızca kişiliğine bağlı olarak düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüne müdahale edilmesi haklı kılınamayacağı gibi, yasaklanmış bir örgütün mensubunun veya yöneticisinin görüş ve düşüncelerini açıklaması da tek başına düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüne müdahale edilmesini haklı kılmaz. Zira, böylesi bir değerlendirme, bazı kişi ve grupların Anayasa'nın 26. maddesinde teminat altına alınan haklardan yararlanmasına engel olacağından, anayasal hakların kullanılması bakımından kabul edilemez. Kamu otoriteleri veya toplumun bir kesimi için hoş olmayan düşüncelere, şiddeti teşvik etmediği, terör eylemlerini haklı göstermediği ve nefret duygusunun oluşmasını desteklemediği sürece sınırlama getirilemez.

Gazete haberi bütün olarak incelendiğinde, şiddeti övdüğü, kişileri terör yöntemlerini benimsemeye, şiddet kullanmaya, nefrete, intikam almaya veya silahlı direnişe tahrik ve teşvik ettiği değerlendirilmemiştir. Aksine, haberde Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş aşamasında gelişen birtakım olaylar analiz edilmekte, Mustafa Kemal Atatürk'ün ulus devlet ve emperyalizme ilişkin bazı düşünceleri dile getirilmektedir."