12 Eylül’ün hemen öncesinde TEKEL Genel Müdürlüğüne tayinimi aldırmak için gittiğimde, bakanın tutuklandığını gördüm! Yerine getirilen müsteşarın nizalı-itici şekilde; “Ahmet bey, sınavı kazanmışsınız tebrikler… Ama Kıbrıs’a veya İsviçre’ye değil; Siirt’e geri döneceksiniz..!” sözlerineyse hiç şaşırmadım..! Zira darbe yapanlar, devletin içindeki “vatan millet bayrak devlet ve mukaddesat düşmanları” idi ve bugün ve her zaman iş başındaydılar!

ÜLKENİN GENEL HÂLİ GİBİ, KARANLIK GECELERİ YAŞADIK!

Bir gece lojmanıma dönerken, ilk defa yanıma jandarma almamıştım ve ağızları maskeli olsa da sesinden, yanımda çalışanlar olduğunu anladığım iki kişi yarım Türkçeyle; “Kesper bey -yani eksper-, sen halkımıza zulmetmedin! Ama üç gün içinde buradan gideceksin..! Böyle karar alındı..!” dedi!!

Bir yıl bölgede görev yapıp, vatan millet bayrak devlet mukaddesat suçuyla İstanbul merkeze görevlendirildim..!? Şükür ki Özal hükümetiyle Türkiye yeniden demokrasiyle tanıştı da, eğitim ve maişetimize uygun vazifeler verildi! Rahmetli Özal ve Adnan Kahveci ile Türkiye’de yeniden dirilişinde gerçekleştirdiğimiz büyük hizmetlerle, bugünkü Türkiye’nin temellerini atmayı Rabbim bizlere nasip etti!!

12 EYLÜL 1980 DARBESİYLE NELER YAŞANDI..?!

Ecevit’in partisinde Gümrük Bakanı olan Tuncay Mataracı, 25 ayrı rüşvet olayından 43 yıl hapis cezası aldı ve 10 yıl yattı!? Yıllar sonra 85 yaşında koronaya yenik düştü… Cenazesiyse devlet erkânı tarafından kaldırıldı..!!

Darbe öncesi yaşatılan suni ekonomik ve siyasi iktidarsızlık, yüksek enflasyon ve üniversitelerdeki anarşi, 12 Eylül’le bir anda-bıçak gibi kesti!! Çünkü kaosu oluşturanlarla bitirenler aynı merkezdi..! Bir anda; sağ-sol çatışması bitti! Enflasyon düştü! Eğitim-öğretim kesintisiz hâle döndü. 12 Eylül öncesinin siyasi partileri süresiz kapatıldı. Yükseköğretim Kurulu kuruldu. Cumhuriyet Senatosu kaldırıldı, tek meclis sistemine dönüldü. Kamu kurum ve kuruluşlarında kılık kıyafetine yönetmeliği çıkarıldı. 1982 Türkiye Anayasası hazırlandı ve halk oylamasında %91,37’le kabul edildi. Seçim barajı %10’a çıktı!

BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI GETİRİLDİ VE KÜRTAJ YASAĞI KALDIRILDI!!??

12 Eylül sürecinde 171’i işkencelerle olmak üzere yaklaşık 300 kişi öldü! 650 bin kişi gözaltına alındı, 230 bin kişi askerî mahkemelerce yargılandı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi. Onlarca gazeteciye binlerce yıl hapis cezası istendi. 14 bin kişi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı! 30 bin kişi ise “sakıncalı” diyerek işinden edildi! Yaklaşık bin film sakıncalı bulunarak yasaklandı.

İHTİLÂLİN ETKİSİ 30 YIL SÜRDÜ!

12 Eylül 2010’da Anayasa değişikliği için yapılan referandumda “%58 EVET” oyu çıktı ve 13 Eylül 2010 sabahından itibaren 12 Eylül’ü yapanlar hakkında suç duyurularında bulunulmaya başlandı. Bütün suç duyuruları toplandı ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 7 Nisan 2011’de, 31 yıl sonra soruşturma açılabildi. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, 765 sayılı TCK’nin “Devlet kuvvetleri aleyhine cürümler” başlıklı 146. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Kenan Evren’den iki ay sonra 90 yaşında ölünce Yargıtay aşamasındaki dava düştü, kararlar kesinleşmedi..!? Hükmün ardından sanık avukatları, kararı temyiz etti. İhtilalci komitacıların destekçileri kendini göstermeye başladı!

Mayıs 2019’da yeniden yargılama yapan ilk dereceli mahkeme, Evren ve Şahinkaya hakkında “kamu davasının ortadan kaldırılmasına, mal varlıklarına el konulması ve sanıkların TSK’dan çıkarılmasıyla rütbelerinin geri alınmasına da yer olmadığına” hükmedildi!!?

Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi Başkanı Fahrettin ALTUN 12 Eylül mesajı verdi:

“Asırlardır bu topraklarda varoluş mücadelesi veren milletimiz, 27 Mayıs’tan 28 Şubat’a kadar ihanetin her türlüsünü görmüş, büyük acılar yaşamış, 15 Temmuz’da tarih sahnesindeki kutlu yürüyüşünü durdurmaya çalışanları destansı bir direnişle yenilgiye uğratmıştır. 12 Eylül’de olduğu gibi 15 Temmuz’da da ‘Daha Güçlü Türkiye’ için verdiğimiz mücadeleyi hedef alanlar bilmelidirler ki bu milleti durduramayacak, bizi yolumuzdan döndüremeyecekler. Milletimizle birlikte dimdik ayaktayız, milletimizin çelikleşmiş iradesinin yanındayız.”

YIKIM VE YIPRATMALARA SET ÇEKİP MİLLETİ REFAHA KAVUŞTURACAK İRADE BEKLENMEKTEDİR!

Dünya ve Türkiye mazlum ve mağdurların umudu olma noktasında güç sahiplerinin titreyip öze dönmesinin vakti çoktan gelmiştir!? Yaşatılan bütün adaletsizliklerin, haksızlıkların ve hukuksuzlukların hesabını sorabilecek liyakatli ehliyetli kadrolarla “2023 Büyük Türkiyesi ve Kızıl Elma” hedefine çok daha emin adımlarla ulaşılabilecektir! Milletimiz; bütün siyasilerden, Cumhur İttifakı’ndan ve milli-manevî bütün kişi, kurum ve yapılardan bu diriliş müjdesini beklemektedir!!!

Kaynak