Yunanistan, Fransa, Avusturya, Lüksemburg ve yarım Güney Kıbrıs bu konuda çok bastıran ülkeler. Brüksel’da hava böyle değil. Ursula Von Der Layen Türkiye’ye karşı böyle bir karar alınmaması için elinden geleni yapıyor. Buna Angela Merkel’i de dahil etmemiz lazım. Herkes Türkiye’nin Mavi Vatan hedeflerinde haklı tezleri savunduğundan hareket ediyor.

Tabii ki Yunanistan’ın hedefleri başka... “Buradan Türkiye’yi nasıl dışlarım?” hesabı içerisindeler.

Bir adım daha ileri gidecek olursak AB’nin Akdeniz’de İrene Görev Gücü kapsamında Yunan komutanın Alman savaş gemisini Bingazi Limanı’na 200 KM uzaklıktaki Türk kargo gemisine yönlendirmesi, çok akılsızca bir girişim oldu ve bunu da Brüksel’le Berlin görüyor.

Berlin her ne kadar bu konuda fazla bir ses çıkarmasa da bunun yanlış bir hareket olduğu düşüncesi hakim.

Gelelim son gelişmelere...

Avrupa Parlamentosu’nda 663 oyla çıkan Maraş Kıbrıs kararının da herhangi bir önemi yok. AB Parlamentosu bugüne kadar aldığı 100 karardan 90’nı Türkiye karşıtı oldu. Bir gelişme olarak bizi negatif etkileyen kararlar olmuyor. Maraş konusunda Türkiye 1983’ten bugüne kadar bekledi. Artık Maraş’ı açıyor ve eski hak sahiplerine de olanak tanıyor. Bununda önemini görmek lazım.

AB, Türkiye’ye indirekt olarak yaptırımlarını uyguluyor. Kaç yıldır yeni fasıllar açılmadı.

4 yıldır Türkiye Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesini istemesine rağmen bu konuda somut adımlar atılmadı. Schengen Vizesi verilen söze rağmen yerine getirilmedi. Daha fazla bir yaptırım yapma olanakları yok. Ekonomik yaptırım uygulanırsa bundan Türkiye karlı çıkacaktır. Türk süpermarketleri şu anda Alman çikolatalarından, pasta ürünlerinden geçilmiyor. Buna karşılık AB’den Türkiye’ye yönelik son yıllarda ciddi bir yatırımda gelmedi.