Osmanlı’dan günümüze kadar gelen şerbetleri kitaba dönüştüren ve şerbetlerin sağlığımız için faydalarının saymakla bitmeyeceğini ifade eden şef Hüseyin Bölük, "Sağlığımız için şerbet tüketmeliyiz" dedi.

Osmanlı’dan günümüze gelen, özellikle Ramazan ayının vazgeçilmez tatları arasında yer alan şerbetleri günümüze yansıtan ve 100 çeşit şerbeti ile şerbet kültürünü yaşatan şef Hüseyin Bölük, şerbetlerin ömrü uzatan şifa kaynağı içecekler olduğunu söyledi. Ajwa Cappadocia Otel bahçesinde yetiştirdiği bitkiler ile 100 farklı şerbeti yapan Hüseyin Bölük, “Alkolsüz bir konsepte sahip olduğumuz için şerbet bizim için son derece önemli. Atalarımızdan gelen bir sorumluluk da var. Bu sorumluluğu hissettiğimiz için şerbet kitabı yazdık. Kitabımızın içerisinde 100 çeşit şerbet var. Ana maddenin insan sağlığına faydaları, zararlarının neler olduğu konuları ele aldık. Esasında şerbete baktığımız zaman Fars kökenli ve 12. yüzyılda yazılmış olan Farsça bir kitaptan bunu anlıyoruz ama dünyaya şerbeti Osmanlı duyurdu. Hatta bütün dünyanın bildiği İtalyanların Sorbesi’nin sözlüklere baktığınız zaman serinletici Osmanlı içeceği olduğunu göreceksiniz. Dolayısıyla atalarımızın dünyaya yaymış olduğu bir kültürdür şerbet kültürü. Biz de bu manada şerbet kitabı yazma gereği duyduk. Dolayısıyla şerbetler insan sağlığına başta sindirim sistemi olmak üzere solunum sistemine ve sinirlere çok faydası var. Özellikle adaçayı şerbeti her kültür için kutsal. Özellikle Romalılar ve Hristiyan dünyasında Hz. Meryem’i simgelediği için çok önemli. Şerbetin kitabına baktığınız zaman da şerbetin sağlığa faydalarının neler olduğunu görecekler. Hamile bayanların ve tansiyon hastası olan kişilerin de doktor tavsiyesi ile tüketmesi gereken hususlar var. Ama onun dışında şerbetler gerçekten insanı zinde tutan, ömrü uzatan şifa kaynağı içeceklerdir” ifadelerini kullandı.

"Şerbetler üç kategoriye ayrılır”

Şef Hüseyin Bölük, şerbetlerin üç kategoriye ayrıldığını ifade ederken kendisinin ise şerbet ile uyum sağlayacağını düşündüğü baharat ve çeşniler ile şerbetler yaptığını ifade etti. Bölük, “Normalde biliyorsunuz Osmanlı şerbetleri biraz ağırdır. İçerisinde farklı baharatlar var. Ramazan ayında bazı firmalar yapıyorlar ama fazla rağbet gördüğünü sanmıyorum. Kendime göre şerbetleri üç kategoriye ayırdım. Kaynatma şerbetler, demleme şerbetler ve macunlu şerbetler diye. Şef kimliğim ile aromasını ilave ettiğimde uyum sağlayacağını düşündüğüm baharatları ve çeşnileri ilave ettim” dedi.

“Şerbetlerimin hepsi benim birer çocuğum gibi”

Ajva Cappadocia Otel’e gelen yerli ve yabancı konuklara şerbetlerini ikram eden şef Orhan Bölük taze zencefilli reyhan şerbeti, nar şerbeti ya da limonlu adaçayı şerbetinin kendisi için bir tık önde olduğunu ama yine de şerbetlerinin hiçbirini birbirinden ayıramadığını ifade etti. Bölük, “Reyhan ve adaçayı şerbeti biraz ön plana çıkıyor. Hiçbirini birbirinden ayıramıyorum. Bu şerbetleri kendi bahçemizde ürettiğimiz ürünlerden yapıyoruz. Dolayısıyla her birini farklı bir önemi var. Ama taze zencefilli reyhan şerbeti, nar şerbeti ya da limonlu adaçayı şerbeti, yabani nane şerbeti daha böyle bir benim için bir tık öne gibi. Ürgüp’te tesisimize geldiklerinde biz şerbet ile yemeği de eşleştiriyoruz. Yani menülerimizde her bir farklı yemeğin yanında farklı bir şerbeti eşleştiriyoruz. Bunun sebepleri ile beraber söylüyoruz. O yüzden buraya gelmelerini tavsiye ederim” diye konuştu.

“Sağlığımız için şerbet içmeliyiz”

Şef Orhan Bölük özellikle birçok hastalığa şifa kaynağı olan şerbetlerin sağlık için tüketilmesi çağrısında bulundu. Bölük, “Sağlığınız için şerbet için. Biz zaten gelen misafirlerimize gazlı içecek tavsiye etmiyoruz. Şerbetli içecekler tavsiye ediyoruz. Osmanlı şerbeti şeklinde şovlar yaparak ikramda bulunuyoruz ki ilgilerini çeksin diye. Şerbet dediğinizde şekerli ağır içecekler akla geliyor ama biz şerbetlerimizi balla tatlandırıyoruz. Eğer gerçekten şeker kullanmamız gerekiyorsa onda da mutlaka daha az rafine olmuş esmer şeker kullanıyoruz. Dolayısıyla şerbetlerimizi gönül rahatlığı ile tüketebilirler” şeklinde konuştu.