İskenderun Gelişim Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. H. Cem Önal, her sekiz kadından birinde görülen meme kanserinde erken evrenin hayati önem taşıdığını belirterek, "Eğer ailede meme kanseri hikayesi varsa; rutin muayene ve tetkikleri daha erken yaşta yaptırmaları gerekmektedir" dedi.

Son yıllarda meme kanserinin giderek arttığını ifade eden ve bu nedenle rutin kontrollerin ihmal edilmemesi gerektiğini belirten Prof. Dr. H. Cem Önal, “Meme kanseri, kadınlarda daha sık olmak üzere nadiren de erkeklerde de görülmektedir. Genellikle ilk bulgu ele gelen ağrısız kitledir. Daha ileri evrelerde; ciltte çekinti, kızarıklık, yara, yaygın hastalık evresinde ise ağrı sıklıkla görülür. Bu nedenle meme kanserinde erken tanı oldukça önemlidir. Kadınların kendi kendilerini aralıklı muayene ederek, şüpheli bir durumda mutlaka ilgili hekime başvurmaları gerekmektedir. Belirli bir yaştan sonra da ultrason ve/veya mamografi ile de kontrollerini yaptırmaları gerekmektedir. Eğer ailede meme kanseri hikayesi varsa; rutin muayene ve tetkikleri daha erken yaşta yaptırmaları gerekmektedir” dedi.

Tedavi yöntemleri nelerdir?

Meme kanserinde uygulanan tedavi yöntemleri hakkında bilgilendirmede bulunan Prof. Dr. H. Cem Önal, şunları kaydetti:

"Meme kanseri tedavisinde hastalığın tedavisinde cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi önemli rol oynamaktadır. Hastalığın evresine göre ve hastaya göre tedaviler planlanmaktadır. Bu nedenle hastalar tümör konseyinde tartışılarak, tedavileri birden fazla branştaki hekimler tarafından organize edilmektedir. Ülkemizde yapılan kanser tedavileri dünya standartlarında olup, meme ve prostat kanseri başta olmak üzere birçok kanser türlerinde radyoterapi (ışın tedavisi) 2017’de başlayan işbirliği anlaşması sayesinde, Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı’nın uydu merkezi olarak hizmet vermeye başlayan İskenderun Gelişim Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Merkezi’nde yapılmaktadır. Ulusal ve uluslararası çaptaki bilgileri ile hastalara en güncel radyoterapi uygulamalarını başta İskenderun olmak üzere tüm Hatay’daki hastalara da uygulamak için çalışmalarımıza devam etmekteyiz."