İşte Cemil Özyıldırım'ın yazısı:

40 yılda bir köprü yaptık !..

Yaklaşık 40 yıldır tartışma konusu olan ve yaz-boz tahtasına dönen Çanakkale Boğazı 1915 köprüsü, nihayet ayakları üzerine kalkıp dikiliverdi. İlginçtir ki, Çanakkale Boğazına bir köprü yapılması düşüncesini ilk defa gündeme getiren de, 1976 yılında Süleyman Demirel başkanlığındaki koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı olarak görev yapan, ağır sanayi siyasetçisi Milli Selamet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan idi. Erbakan 30 Ekim 1973 yılında Türkiye’nin ilk boğaz köprüsünün inşa edilip hizmete açılmasını ‘’Kalkınma hamlesi’’ olarak değerlendirirken, ‘’ Çanakkale Boğazına da bir köprü neden olmasın?.’’ diyerek dikkat çekmişti.

Erbakan’ın bu düşüncesi siyasi bir terennümden öteye gitmedi. Yalnız Bakanlar Kurulu toplantısında Süleyman Demirel bu konuyu gündeme getirerek, ‘’Necmettin Bey.. Eğer iktidara gelirseniz, Çanakkale Boğazına Köprüyü de siz yaparsınız’’ diyerek bu konuyu kapatmıştı. Ancak aradan geçen yıllar içinde Erbakan gibi düşünen biri daha vardı. 1984 yılında Çanakkale Belediye Başkanı mimar Orhan Uğur, Çanakkale Köprüsünü ilginç bir şekilde gündeme getirdi. Köprünün planını ve oluşacak görüntüsünü büyük bir tabelaya çizdirerek, Cumhuriyet meydanında sergiledi. Çanakkale köprüsünün adını da ‘’Uğur köprüsü’’ olarak değiştirdi.

Çanakkale köprü yapımının son durumu

İhale açıldı, giren olmadı !..

1995 seçimlerinde Doğru Yol Partisi (DYP) Çanakkale millet vekillerinin, diğer siyasi parti adaylarına fark atarak tümünün seçilmesi ile Çanakkale köprüsü, DYP’nin siyasi malzemesi oldu. DYP iktidarı, en büyük yatırımının Çanakkale Boğaz Köprüsü olacağını, her fırsatta dile getirdi. 1998 yılına kadar köprü olgusu, siyaset ağırlıklı olarak tartışma konusu idi. Hatta uluslararası bir mühendislik şirketine hazırlatılan köprü projesi için ‘’Yap-İşlet-Devret’’ usulü ile ihale bile açıldı. Projede güzergah sorunu tartışma yarattı. Zira bu güzergah, Çanakkale ve Kilitbahir üstünden Gelibolu Milli Parkını (Abide) yararak geçmekte idi. İhaleye giren olmazken, proje de beklentinin altında bulundu.

Bundan sonra Çanakkale boğazına köprü düşüncesi 2005 yılına kadar ne tartışıldı, ne de bir girişim gözlendi. Ne var ki 2005’de merkezi hükümetin de desteği ile hazırlanan İstanbul Metropoliten planında, Çanakkale Boğaz köprüsü de yer aldı. Planda Çanakkale Boğaz Köprüsü ve güzergahı, Gelibolu Milli Parkı’nı, kentleri, Troia Milli Parkı alanlarını ilgilendirmeyen bir güzergahtan geçmekteydi. Planda amaçlanan, Uluslararası bir yol güzergahını Çanakkale Boğaz Köprüsü aracılığıyla üstlenmek, Marmara kıyılarını enerji (Termik santral) ve sanayi (maden ve kimya sanayi) alanı haline getirmek, Ege kıyıları ile Bozcada ve Gökçeda’yı turizm amaçlı yapılandırmaktı. Ancak Metropoliten plan yine güzergaha karşı çıkılınca, uygulamadan kalktı.

Köprü Anadolu yakasında Şekerkaya (Lapseki) ile Avrupa yakasında Sütlüce (Gelibolu) mevkilerini birleştirecek.333 metrelik kuleleri ile de “dünyanın en yüksek asma köprüsü” olacak.

Güzergah değişti, plan onaylandı

2007-2008’li yıllarda Çanakkale Boğaz Köprüsü yine gündeme geldi. Her zaman tartışma konusu olan güzergah nihayet değiştirilmişti. Bu defa Lapseki-Gelibolu kentlerine yaklaşık 5 km güneyden boğazın geçilmesi hedeflenmişti. Ayrıca Anadolu yakasındaki güzergah önceleri Ezine, Ayvacık, Küçükkuyu üzerinden Edremit körfezine iniş olarak gösterilirken, yapılan değişiklikte bu güzergah Çan, Yenice, Balya, Balıkesir aksı olarak tespit edilmişti Yani daha önce İstanbul-İzmir bağlantı yoluna bir alternatif olarak Çanakkale geçişi, Trakya ve Avrupa bağlantısını da sağlıyordu..

2012 yılında bu plan üzerinde başlayan çalışmalar, 1/100.000 ölçekli Çanakkale-Balıkesir Çevre Düzeni Planı ile desteklenerek, 26.02.2015 tarihinde son haliyle onaylanıp, Ağustos 2014’de yürürlüğe girdi. Bu planda köprünün sadece lastik tekerlekli araçların karayolu geçişine ilave olarak, tren ve demiryolu geçişi için de ilaveler de yapılmıştı. Tren ise, Biga üzerinden Bandırma’daki mevcut demiryoluna bağlanıyordu. Ayrıca Ak Parti iktidarının 2023 yılı hedefleri içinde yer alan köprünün, 2023 metre olacağı bilgisinin açıklanması da, siyasi bir slogan olarak değerlendirildi.

Çanakkale 1915 Köprüsü’nün temeli, 18 Mart 2017 tarihinde Başbakan Binali Yıldırım Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan ve Güney Kore Altyapı ve Ulaştırma Bakanı Ho-İn Kang’ın da katıldığı törenle Lapseki’de atıldı.

Mimari bir görüş

Çanakkale Boğaz köprüsünün geçirdiği evrelerde aktif olarak rol alan mimar İsmail Erten, planın onaylanması ile enerji, sanayi ve maden sektörlerinin, ürünlerinin hızla nakli için şimdiden hazırlığa başladıklarının gözlemlendiğini belirtti. Mimar Erten ‘’Ancak bu sektörlerin bölgeye katkısı umulandan çok daha azdır. Hatta ulusal ölçekte bile yararı ve kazancı tartışmalıdır. Keza her biri küresel dünyanın Neoliberal politikalarının, kapitalist sitem için kullanımına hizmet etmektedir. Mimar İsmail Erten, köprü ile ilgili düşüncelerini şöyle açıklıyordu:

‘’Çanakkale Boğaz Köprüsü daha söylem aşamasında iken, özellikle Lapseki ve Gelibolu bölgelerinde arsa spekülasyonu ve emlak rantlarını çok arttırdı. Bu artış gerek alım-satım adedi, gerekse birim fiyatların yükselmesi gibi niceliksel değerleri gözle görülmekten öteye, ölçülebilir hale sokmuştur. Yerel topluluklar ve mülkiyet sahibi olanlar, hayır demeyecekleri fiyatlar karşısında, ellerindeki arazileri hızla satmaktadır. Ayrıca bu çıkarsal durum dolayısıyla ve kısa süreli zenginleşmenin sonucu olarak fanatik bir köprü savunucusu haline dönüşmüşlerdir. Toplumun bizzat kendisinin yanı sıra, siyasetçiler ile atanmış ve seçilmiş iktidarlar da bu spekülatif rant ortamının ateşli savunucusu halindedir. 20 yıl önceki “istemezükçülerin” karşısına çıkmanın alt yapısı ve politikası, planla birlikte hazırlanmıştır.

Bir yıl kadar önce statüsü değiştirilmiş, Gelibolu Tarihi Alanı (Eski Gelibolu Milli Parkı) bu durumdan kuşkusuz etkilenecektir. Yeni bir statü ile imar ve yapılaşma hedeflerine açık bir yönetim organizasyonuna dönüşen bu bölge, hızlı ulaşım ve köprü - otoban bağlantısının sağlanmasıyla çok fazla, yeni arsa spekülasyonu ve emlak rantının hedefine dönüşecektir. Nitekim bunların altlıkları şu andan itibaren kurgulanmaktadır. Rant kokusu alan herkes, bu bölgedeki yetkili ve sorumlularla iyi geçinmenin, pay kapmanın girdabına kapılmıştır. Bunların yanında 2 masum gibi duran tehlikeyi de görmek lazım. Birincisi; Gökçeada, Bozcaada ve Kaz dağlarının güney kıyıları (Küçükkuyu – Assos -Gülpınar) başta olmak üzere, Çanakkale’nin kıyıları, kapsayıcı ve kapatıcı turizm ile ikinci konut - yazlık yapılaşmasının tehdidi altındadır. İkincisi ise, peynir, zeytin, domates, şeftali, kiraz, vb. gibi değerleri ile ünlü tarım sektörü, bir taraftan büyük kent kaçkınlarının toprak kapatma sevdası, diğer taraftan büyük şirketlerin büyük arazi peşinde koşmasından dolayı, çok ciddi tehditler almaktadır. Geleneksel tarım gittikçe yok olmakta, uygarlık adıyla canavarlaşmış bir modernite, ekonomik, kültürel ve diğer bütün değerleri yok etmektedir. Gerek turizm ve ikinci konut yapılaşmasına, gerekse geleneksel tarımın el değiştirmesi süreçlerine Çanakkale Boğaz Köprüsü de doğrudan etki yaratarak afaki artışlar oluşturacaktır. Tespit etmeliyiz ki, bu yatırım Çanakkale yereli için hiçbir yarar sağlamıyor. En küçük ölçek Marmara Bölgesi olup, Marmara Denizini dairesel olarak çevreleyen bir hattın son ayağını oluşturacaktır. Yani amaç, kuzeyden geçen Ankara – İstanbul – Edirne bağlantısı ile bitmek üzere olan ve Doğu Marmara’yı saran İstanbul – Balıkesir – İzmir otoban bağlantısını, Balıkesir ve Kınalı üzerinden birleştirmektir. Öbür yandan, tır taşımacılığına bağlı sürdürülen Avrupa-Asya bağlantısının İstanbul üzerindeki yoğunluk ve uzaklığı azaltılarak, alternatif olarak Çanakkale üzerinden ulus ötesi ulaşım sağlanacaktır. Görüldüğü gibi bunlar Çanakkale bağlamlı projeksiyonlar değildir. Bölgesel, ulusal, kıtalararası ve ulus ötesi ilişkilenmelerin sonucu olarak önerilen ulaşım stratejisine bağlı yatırımlardır’’

Feribotla yaklaşık 30 dakikada geçilen Çanakkale Boğazı’nda yaklaşık 1 saat süren bekleme süreleri, köprü açıldığında 4 dakikaya inecek. Araç kuyrukları da sona erecek.

10 ülkeden 2 milyar 265 milyon Euro kredi

1915 Çanakkale Köprüsünün ihalesini kazanan, Daelim (Kore) - Limak - SK (Kore) - Yapı Merkezi OGG Ortak girişim grubu köprü ve otoyol yapımı için 10 milyar 354 milyon 576 bin 202 lira proje bedeli ve 5,5 yıllık yapım süresi dahil, toplam 16 yıl 2 ay 12 gün işletme süresi teklif etti. 16 Mart 2018’de finansman paketi imzalanan projeye, yüzde 70’i yabancı banka ve finans kuruluşlarından olmak üzere 10 farklı ülkeden 2 milyar 265 milyon Euro kredi finansmanı sağlandı.’’Yap-İşlet-Devret’’ şekli ile yapılacak 1915 Çanakkale Köprüsü en yüksek mühendislik ve estetik standartlarını karşılayan özelliklerde tasarlandı. Tamamlanma süreci 2022 olarak belirlendi. 2023metre ana açıklığı ile “dünyanın en uzun açıklıklı asma köprüsü” unvanını alacak olan 1915 Çanakkale Köprüsü, 16 Mayıs 2020'de tamamlanan 333 metrelik kuleleri ile de “dünyanın en yüksek asma köprüsü” olacak. Köprü Anadolu yakasında Şekerkaya (Lapseki) ile Avrupa yakasında Sütlüce (Gelibolu) mevkilerini birleştirecek. Planda 365 ve 680 metrelik yaklaşım viyadükleri ile köprünün toplam uzunluğunun 4 bin 608 metre olması öngörülüyor. Bu proje sayesinde, Marmara ve Ege bölgelerindeki limanların, tüm ulaşım sistemleriyle entegrasyonu da sağlanacak. Köprüden köprüde geçiş ücreti de belli oldu. Hükümetten yapılan açıklamaya göre, günlük araç geçiş garantisi 30 bin, köprünün geçiş ücreti ise, 15 Euro + KDV olarak tespit edildi...