Asrın Yesevi’si Seyyid Ahmet Arvasi, vefatının 33. yılı seneyi devriyesi adı altında düzenlenen toplantıda film gösterimi ve konuşmayla anıldı. Anma toplantısının konuşmacısı Gazeteci Hüseyin Sarıkoç, Ahmet Arvasi’nin Türk Milliyetçiliği düşüncesini İslam’ı gaye edinen bir anlayışla savunduğunu söyledi.

Asrın Yesevi’si olarak bilinen eğitimci, toplumbilimci, şair ve yazar Seyyid Ahmet Arvasi, Ensar Vakfı’nın Süleymaniye’deki merkez binasında gösterimi yapılan film ve yapılan konuşma sunumuyla anıldı. “Türk-İslam Ülküsü”, “Kendini Arayan İnsan”, “Diyalektiğimiz ve Estetiğimiz” gibi eserleriyle tanınan Arvasi’nin anması, Ensar Vakfı’nın konferans salonunda çok sayıda katılımcıyla gerçekleştirildi. Arvasi’nin vefatının 33. yılı seneyi devriyesi adı altında düzenlenen toplantının konuşmacısı gazeteci Hüseyın Sarıkoç oldu. Sarıkoç, konuşmasında Merhum Arvasi’nin eğitime verdiği önemi ve fikir hayatını anlattı.

“Türk İslam Kültür ve Medeniyet Davasını kafalara ve gönüllere nakşetmiştir”

Seyyid Ahmet Arvasi’nin gönüllere nakşettiğini söyleyen Gazeteci Hüseyin Sarıkoç, “Bir eğitimci ve pedagog olarak, inançla yaptığı çalışmalarda ve yazdığı eserlerde Seyyid Ahmet Arvasi, Türkiye’nin eğitim meselesine dair çok önemli tespitleri var. Arvas Hoca, Türk İslam Kültür ve Medeniyet davasını kafalara ve gönüllere nakşetmiştir. Eğitim Sosyolojisi kitabında 1980 öncesi yaptığı tespitlerde birkaç paragraftan size bahsedeceğim. Dünyada var olan sistemleri inceler ve her ülkenin kendi eğitim sisteminin tamamen kendi şartlarına, ihtiyaçlarına göre olması gerektiğine işaret eder. Biz 1920li yıllardan bu yana eğitim sistemimizde yapbozla devam ediyoruz. Çok farklı eğitim modelleri de tartışılıyor. Bir tespit olarak son 20 yılda 8’inci milli eğitim bakanımız görevde” dedi.

“Milli eğitimi, milli savunmanın bir parçası olarak görürdü”

Milli eğitim sisteminin önemine vurgu yapan Gazeteci Sarıkoç, “Bizim millet olarak kendi mazimizi dikkate alarak Batı takliti eğitim sistemlerimiz ile genç nesilleri eğiterek kalkınmamızın ve geleceğimizin müreffeh - huzurlu devletini Türkiye’si mümkün olmadığını vurgular. O milli eğitimi, milli savunmanın bir parçası olarak görür. Eğitim kadroları güçlü olan ülkelerin savunma mekanizmalarının da güçlü olduğunu dile getirir. Bu inançla emperyalizmi 1980 öncesi emperyalizm 2 tür tarif edilirdi. Bir kara ve kızıl. Kızıl emperyalizmi hepimiz bilirdik. Moskova, Çin’dir. Kara emperyalizm çok farlı şekilde hayatımızda yer ederdi. O günkü şartlarda cephelerin genişlememesi veya tek cepheyle mücadele adında dile getirilmezdi. Dile getirilirse de toplumda yer bulmazdı. Milli ordulardan ziyade iyi yetişmiş aksiyonel eğitim kadroları bir ülkenin kalkınmasında çok önemli olduğunda dikkat çeker” şeklinde konuştu.

“Türk Milliyetçi Düşüncesinin İslam’a gaye edinen bir anlayışla savundu”

Ahmet Arvasi’nin Türk Milliyetçiliğini savunduğunu söyleyen Sarıkoç, “Türk Milliyetçi Düşüncesinin İslam’a gaye edinen bir anlayışla savundu. Bunu söyleyen bir Evlad-ı Resul. Baktığımız zaman millet mensubiyeti anlamında baktığımız zaman çok farklı bir şey ortaya çıkıyor. Avrupa Tarzı, ırkçı - milliyetçilik anlayışının Alman İdealizmi ve Fransız Pozitivizmi’ne her zaman karşı çıkmıştır. Bizlerde karşı çıkıyoruz. Hoca her şeyden önce bir Müslüman ve Türk İslam, Ülkücüsü, Milliyetçisiydi. O Türk Milliyetçisi olmayı adeta imanı bir şuur meselesi olarak görmüş. Her vesile ile bunu ile getirmiştir” ifadelerini kullandı.