Refah Partisi’nin 1995’teki genel seçimlerden birinci çıkmasıyla başlayıp irtica tartışmalarıyla alevlenen sürecin kırılma noktalarından 28 Şubat 1997 tarihli Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının üzerinden 24 yıl geçti. "Gerekirse bin yıl sürecek" denilen 28 Şubat postmodern darbesinin mimarları cezasız kalmayarak, mahkeme tarafından müebbet hapse mahkum edildi.

Refah Partisi, 1995’te yapılan seçimlerde yüzde 21 oyla Meclis’teki 550 sandalyenin 158’ini kazandı. Necmettin Erbakan’ın başbakanlığında, Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi koalisyonuyla 28 Haziran 1996’da 54. hükümet kuruldu. Doğru Yol Partisi Genel Başkanı Tansu Çiller, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak hükümette görev aldı. 54. hükümet bazı çevreleri rahatsız edince hükümeti düşürmek için basın, yargı, asker ve bürokrasi içinde bir grup harekete geçti. Refah Partili Sincan Belediyesince düzenlenen "Kudüs Gecesi" etkinliğini bahane eden cuntacılar, 4 Şubat 1997’de 15 tank ve 20 kariyeri İlçeden geçirerek Yenikent’teki tatbikat alanına gitti. Dönemin İçişleri Bakanı Meral Akşener, bunun üzerine Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ı görevden aldı. Gelişmeler, koalisyon ortakları arasında çatlağa yol açtı. Siyasiler arasında yaşanan gerginlik, toplum tabanında da karşılık buldu. Bazı sivil toplum kuruluşları "gel darbe yap" dercesine mitingler düzenledi. Bunlardan güç bulan dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir, yıllarca zihinlerden silinmeyecek “Sincan’da demokrasiye balans ayarı yaptık” açıklamasıyla postmodern darbenin kapısını araladı. Bu dönem sadece ordudan 900 subay astsubay YAŞ kararıyla atıldı. Subay ve astsubaylar sadece eşleri başörtülü olduğu veya içki içmediği için sakıncalı ilan edilip orduyla ilişikleri kesildi. Üstelik bu kararlara itiraz yolu da kapalıydı.

Meclis’te yemin ettirilmedi

Refah Partisi’nden milletvekili seçilen Merve Safa Kavakcı, başörtülü olduğu için Meclis’te yemin ettirilmedi. Alelacele vatandaşlıktan da atıldı. Başörtülü öğrenciler üniversitelere sokulmadı. Sonradan CHP milletvekili olan Nur Serter, ikna odalarının kaşifi olarak tarihe geçti. Bu odalara alınan kız öğrenciler, başlarını açmadıkça okula giremeyecekleri şeklinde baskı gördüler.

Refah Partisi kapatıldı

Yine cuntacıların emriyle Refah Partisi kapatıldı. Necmettin Erbakan’ın başbakanlığı Tansu Çiller’e devretmesine bile izin verilmedi. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Mesut Yılmaz’a hükümet kurdurdu, sonrasında da Bülent Ecevit başbakan oldu.

O dönem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şiir okuduğu için hapis cezasına mahkum oldu, başkanlığı düşürüldü. Erdoğan, “Bu şarkı burada bitmez” diyerek Pınarhisar Cezaevine girdi.

Postmodern darbenin mimarları cezasız kalmadı

28 Şubat postmodern darbesine ilişkin dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir’in de aralarında bulunduğu 103 sanık hakkında Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı. Yaklaşık 7 yıl süren dava, 13 Nisan 2018’de karara bağlandı. Mahkeme, sanıklar İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir, Çetin Doğan, Halil Kemal Gürüz, Ahmet Çörekçi, Aydan Erol, Cevat Temel Özkaynak, Çetin Sarı, Çetin Dizdar, Erdoğan Öznal, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri, Hakkı Kılıç, Hayri Bülent Alpkaya, Hikmet Köksal, İdris Koralp, İlhan Kılıç, Kenan Deniz, Mühittin Erdal Şenel, Vural Avar ve Yıldırım Türkeri’nin "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verdi. Sanıkların duruşmadaki iyi halini göz önünde bulunduran mahkeme, cezayı müebbet hapis cezasına çevirdi. Ancak müebbet hapis cezasına çarptırılan sanıklar için yaşları ve sağlık durumları nedeniyle tutuklama kararı verilmedi. Mahkeme, ceza alan sanıklar için adli kontrol şartı ve yurt dışı çıkış yasağı getirirken, ceza alan asker sanıkların rütbelerinin sökülmesi kararını verdi.

Aralarında emekli Korgeneral Engin Alan’ın da bulunduğu 68 sanığın beraatına hükmeden mahkeme, dava sürecinde hayatını kaybeden 4 sanık hakkında davanın düşürülmesini kararlaştırdı. Heyet, 10 sanık hakkında açılan davanın ise zaman aşımından düşürülmesine karar verdi.