Eskişehir’de yaşayan 40 yıllık yorgan ustası Ekrem Şentorun, geçmişten günümüze yorgancılığı anlatırken, gençler tercih etmediği için artık bu mesleğin en genç kalfa ve çıraklarının 45’li yaşlarda olduğunu belirterek, "Bu meslek gençlere pek cazip gelmediği için küçük yaşta çırağımız yok artık” dedi.

Yıllar öncesi her mahallede birden fazla bulunan yorgancılara artık rastlamak pek de mümkün değil. Günümüzde bazı mahallelerde tek yorgancı varken, bazılarında ise hiç yok. Eskişehir kent merkezinde ise mesleğinin çok az kalan temsilcilerinden olan ve 40 yıldır yorgancılık yapan Ekrem usta, mesleğinin geçmişteki durumunu iç çekerek anlattı. Ekrem Şentorun, günümüzde insanların yün ve pamuk yorganların değerini bilmediğini belirtiyor. Plastikten yapılan elyaf ile doldurulan yorganların daha çok tercih edildiğini, fakat yünün ve pamuğun sağlık için faydalı olduğunu belirten Ekrem usta, çok az insanın buna dikkat ettiğini söylüyor. Artık kendisinin yorgan dikmediğini belirten Ekrem usta, yün ve pamuk satıyor. Yorgan diktirmek isteyenlere ise yanındaki kalfası yardımcı oluyor. Mesleğin geleceği hakkında ise kaygılarını dile getiren Şentorun, Eskişehir’deki en genç çırak ve kalfanın 45’li yaşlarında olduğunu söylüyor.

“O kadar çok iş geliyordu ki yetiştiremiyorduk”

Hayatının yarısından fazlasını yorgancılık yaparak geçiren Ekrem Şentorun, mesleğinin geçmişini anlattı. Geçmişte gelen işlere yetişemediklerini belirten 79 yaşındaki 40 yıllık yorgan ustası Şentorun, “1942 doğumluyum, Eskişehirliyim. Herkes yorgan diktiriyordu eskiden. O kadar çok iş geliyordu ki yetiştiremiyorduk bile. Ama o zamanlar yün yorgandı. Elyaf olmadığı için yün veya pamuktan yapılıyordu. Şimdi elyaf hâkim piyasaya. Şimdi her ne kadar elyaf yorganlar kullanılsa da sağlığını düşünenler yünden ya da pamuktan yorgan yaptırıyorlar” dedi.

“Gençlere pek cazip gelmiyor bu meslek”

Mesleğinin geleceği konusundan derin endişeler duyduğunu ve bunun kendisini üzdüğünü belirten Ekrem usta, yorgancılığın gençlere cazip gelmediğini ifade ediyor. Gelecekte bu işi yapmak isteyenlerin mutlaka bir ustanın yanında yetişmesi gerektiğini belirten Şentorun şunları söyledi:

“Hemen hemen her ustanın yanında çırak da yetişiyordu o zamanlar. Artık 45 yaşından genç ne çırak var ne de kalfa var. Maalesef yetişmiyor. Gençlere pek cazip gelmiyor bu meslek. Biraz eziyetli, emek sarf edilen bir iş. Beş dakikada bitecek işler değil bunlar. Ne de olsa el emeği olduğu için belirli bir zaman istiyor. Kazançlı değil gibi geliyor ama düzenli çalışmada ekmek yenilecek, bir aileyi geçindirebilecek bir meslek. Yetişmek için kurslar yeterli olmaz. Muhakkak bir ustanın yanında yetişmesi, bu havayı yaşaması lazım. Bu ortamı görmesi lazım ki iyi yetişsin.”