Acıbadem Eskişehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Mine Şenarslan Toraman, 22 Mart Dünya Su Gün’ünde su içmenin önemini bir kez daha hatırlatarak, “Su, vücudunuzun her bölümü için önemlidir. Hem sağlığınızı korumak hem de kilo verme hedefinize ulaşmak için su içmeyi ihmal etmeyin” çağrısında bulundu.

Kilo vermek için besinlere dikkat etmek, egzersize başlamak büyük önem taşıyor. Ancak günlük su ihtiyacının karşılanması da kiloyu korumak ya da zayıflamak için büyük önem taşıyor. Suyun sayısız faydasının yanı sıra metabolizmayı hızlandırıcı etkisi bulunduğuna da dikkat çeken Acıbadem Eskişehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Mine Şenarslan Toraman, 22 Mart Dünya Su Günü nedeniyle bir açıklama yaptı.

Beslenme ve Diyet Uzmanı Mine Şenarslan Toraman, açıklamasında, “Su gıda, kültür, sağlık, eğitim, ekonomi ve doğal çevremizin bütünlüğü için muazzam bir öneme sahip. Bireysel olarak da yaşamamız için nefes almaktan sonra ikinci sırada gelen en önemli ihtiyacımız” dedi.

Alınması gereken günlük su miktarının kişinin ağırlığına göre değiştiğini ifade eden Mine Şenarslan Toraman, “Kilonuzu 30 ml ile çarptığınızda günlük su ihtiyacınız da ortaya çıkar. Örneğin 60 kilo iseniz günlük ihtiyacınız bin 800 mililitre demektir. Özellikle diyet sürecinde iken su tüketimi konusunda önemli uyarılarda bulunuyoruz. Çünkü suyun beslenme, iştah mekanizması ve metabolizma üzerinde de çok önemli etkileri var” diye konuştu.

“Fiziksel performans da suya bağlı”

Bu bilgilerin ardından Mine Şenarslan Toraman, suyun vücudumuza yönelik genel etkileri hakkında da “Su, vücut ısısını düzenlemede ve vücudunuz boyunca besinleri taşımada rol oynar. Su ihtiyacının karşılanması fiziksel performansı en üst düzeye çıkarmaya yardımcı olur. Bağırsak hareketleri ve sindirim de su ile düzene girer. Besinlerin emilimine yardımcı olur. Su, cildin parlaklaşmasını sağlar” diye bilgi verdi.

“Kaybedilen su, yerine konmalı”

Ter, idrar ve diğer normal işlevlerle vücudumuz su kaybediyor. Bu kaybın yerine konulmaması unutkanlık, idrar yolu iltihabı, böbrek sorunları gibi çeşitli hastalıklara yol açabiliyor. Vücudumuzdaki suyun yüzde 10’unu kaybetmenin hayati tehlike anlamına geldiğini ve yüzde 20’lik su kaybının da ölüme neden olabildiğini belirten Mine Şenarslan Toraman, “Susuzluk hissi vücudumuzun bizi olumsuz etkilerden korumak için verdiği fizyolojik bir tepki. Ancak bu his oluştuğunda bile aslında vücudumuz susuz kalmış oluyor. Bu nedenle susamadan su içmek gerekiyor. Eğer bu alışkanlığınız yoksa yanınızda su şişesi taşıyabilirsiniz, masanıza ya da görebileceğiniz yerlere su koyabilirsiniz” dedi.

“Aşırı çay ve kahve, susuz bırakıyor”

Gün boyu çok miktarda çay, kahve ya da başka içecek tüketmenin su ihtiyacını karşılayacağını düşünmenin yanlış olduğunu vurgulayan Mine Şenarslan Toraman, “Araştırmalar gazlı içeceklerin ya da çay ve kahvenin vücudumuza su kaybettirdiğini gösteriyor. Bu da vücudumuz için kronik susuzluk anlamına geliyor. Aşırı meşgul olduğumuz zamanlarda su içmeyi unutuyoruz. Ancak bunun sağlığımıza etkisinin düşündüğümüzden çok daha büyük olduğunu unutmamalıyız” diye konuştu.