Psikolog Gülcem Yıldırım konu hakkında önemli bilgiler verdi.

Uzman Klinik Psikolog Gülcem Yıldırım, hissedilen olumsuz duyguları şöyle sıraladı:

“İnkar: İnkar aslında bir duygudan ziyade bir duyguyu görmezden gelme üzerine kurulmuş savunma mekanizmamızın ilkidir. Bütün travmatik olaylarda ilk yaptığımız şey yaşadığımız olayın, durumun vehametini inkar etmek yani olan biteni yok saymaktır. Tıpkı vücudumuzun sahip olduğu biyolojik silahlar gibi ruhumuzun da savunma mekanizmaları vardır. Vücudumuza bir saldırı olduğunda nasıl ki savaşıyorsak ya da kaçıyorsak ruhsal olarak bir saldırıya maruz kaldığımızda da inkar ederiz. İnkarı ruhsal dengemizi sağlamamız için yani var olan duruma karşı hissettiğimiz duyguları anlayıp idrak etmemiz için bir zaman kazanma olarak da düşünebiliriz. Ortada bir tehlike var, üstelik görünmeyen, dokunulamayan savaşılamayan bir tehlike. Gerçek Korona virüs diye bir tehlike var ve biz bu tehlikeye karşı önlem almazsak hayatımızı kaybedebiliriz. Hala tehlikenin varlığını inkar edenler var süreçte.. Tehlikenin gerçekliğini kabul ettiğimizde var olan duygularımızla tanışmaya hazırız demektir.

Belirsizlik: Belirsizlik duygusu bilinmeyene verilen içgüdüsel bir tepkidir. Beyin görüntüleme sistemi(fMRI) ile yapılan araştırmalarda insanlar belirsizlik duygusuna maruz bırakıldığında amigdalanın ateşlendiği görülmüştür. Bunun anlamı kişi belirsizlikle karşı karşıya kaldığında ilkel çağlardaki insanların verdiği tepkiyi veriyor. Yâni savaş-kaç tepkisi. Pandemi günlerindeki insanları en çok rahatsız eden duygu belirsizlik duygusudur. Geleceği öngörememek herkeste kaygı ve panik duygusuna sebep oluyor. Belirsizlikle başetmek için;

1-Belirsizlikle basetmenin ilk kuralı kontrol duygusundan vazgeçmektir. Gün içinde izlediğiniz haberlere sınır koyun. Bütün bilgileri bilmeye çalışmak belirsizlik duygusunun artmasına neden olur.

2-Belirsizlik duygusuyla başetmek için kendi rutinlerinizi oluşturun. Sabah kahvaltıyı her gün 10.00 da yapmak gibi.

3-Her şeyi siyah veya beyaz görenler belirsizliğe en az tahammülü olanlardır. İyinin içinde kötüyü, kötünün içinde iyiyi görmeye çalışın.

4-Belirsizlik hissettiğinizde çocukluğunuzda güvende hissetmediğiniz anıları bulun. Belirsizliğin altında yatan temel duygu güvensizliktir.

Öfke ve Saldırganlık: Öfke en basit tanımıyla karşılanmamış ihtiyaçlardan doğar. Fiziksel ya da duygusal ihtiyaçlarımız karşılanmadığında öfke hissederiz. Öfkeyi kendimize ya da dışardaki birine boğca etmek yerine öfkeyle kalabildiğimizde ihtiyacımızın ne olduğunu anlarız. Bu açıdan baktığımızda öfke çok iyi bir rehberdir. Korona günlerinde 21 günü aştık. Dolayısıyla herkes az çok ev hayatına alıştı. Dışarıdaki hayatımızda çok fazla uyaran vardı, dolayısıyla kötü duygulardan kaçmak kolaydı. Evde durum değişti. İç dünyamızla tanışmaya başladık. Yâni bilinçdışı bu süreçte çok aktif. Çocukluk travmaları bir bir günyüzüne çıkıyor. Kendiyle baş başa kalamayan insanlar için bu durum çok yoğun bir öfke ve saldırganlık sebebi. Bu süreçte aile içi şiddetin arttığına tanık oluyoruz televizyonlarda, gazetelerde. Bunun en önemli sebebi kötü duygularıyla baş edemeyen insanların öfkelenerek bu duygulardan kaçması.

Öfkeyle baş etmek için:

1-Öfkelendiginiz zaman öfke duygusunda kalın. Bunu kendinize ya da dışardaki birine yönlendirmediğiniz de asıl duygunuzla taşınırsınız.

2-Öfkeliyken kimseyle konuşmayın. Nefesinize odakların. 4 saniye nefes alma, 8 saniyede nefes boşaltma egzersizini uygulayın. Duygunuz yaklaşık 5 dakikada nötrlenir.

3- Çocukken bu duyguyu nasıl yaşamış olabilirsiniz, bu duyguyla bağlantılı çocukluk anısını bulun.”