Son dönemde mevsimsel olarak hava değişimi yaşanmaktadır. Bu konuda görüşüne başvurduğumuz İstanbul Aydın Üniversitesi Anadolu Bil Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı ve Meteoroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Güven Özdemir, “Havalar mevsime göre değişiyor. Kış aylarında farklı, ilkbahar aylarında farklı olarak değişebilir. Burada coğrafi etkiler de önemli. Hava sıcaklığındaki ani değişimin atmosferik olayları da etkiliyor. Ortaya çıkan bu durum, metropollerin daha fazla ısınmasına sebep oluyor’’ dedi. Dünyadaki atmosferik etkileri değiştiren en önemli şeyin hava sıcaklığının artması ve azalması olduğunu ifade eden Dr. Güven Özdemir, ‘’Bu durumun metropoller üzerinde olumsuz sonuçlara neden olur. Atmosfer bir gaz küre olduğu için bu sera gazları, güneşten gelen ışınları tutuyor, absorbe ediyor. Bu da o bölgenin ısınmasına neden oluyor. Şöyle düşünelim, büyük bir metropoldesiniz. Egzoz gazları, sera gazları yani karbon emisyonu çok fazla olduğu için o bölgelerde ısı adası meydana geliyor. Bunu, bir şehrin üzerindeki cam fanus gibi düşünün. Cam fanus o şehrin üzerinde etkili oluyor, sıcaklığı artırıyor. Hava hareketlerini etkileyen parametrelere dikkat etmek gerekir, bu parametrelerin hava sıcaklığının yanında rüzgârın yönü ve şiddeti, hava basıncı, nem, toprak sıcaklıkları gibi unsurlarda değişiklik meydana getirir” diye konuştu.

“ORMANLIK ALANLAR İÇİN TEDBİR ALINMALI”

Atmosferik modelleri inceleyerek gelecek aylardaki hava durumunu tahmin ettiklerini belirten Dr. Güven Özdemir “Önümüzdeki yaz mevsimi yine kurak geçeceğe benziyor. Bu yüzden Akdeniz Bölgesi’ndeki ormanlık alanlar için tedbir alınması gerekiyor” şeklinde konuştu. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın örgüt kapasitesinin yangınları önlemede yeterli olduğunu vurgulayan Dr. Güven Özdemir, “Bu bölgelerde gerekli risk yönetimini harekete geçirerek, bölgesel riskli alanları belirleyerek şimdiden tedbir alınması gerekiyor” dedi. Geçen yıl Arabistan üzerinden gelen sıcak havanın Fön rüzgarları etkisi yaparak güney bölgelerimizde nem oranını düşürüp yangınlara sebebiyet verdiğini belirten Dr. Güven Özdemir, böyle bir riskin bu yıl da devam edebileceğini kaydetti.

“KURAKLIK HAD SAFHADA”

Orman yangınlarının sadece bizim ülkemizde değil tüm dünyada büyük bir sorun teşkil ettiğine dikkat çeken Dr. Güven Özdemir, ”Kuraklık had safhada ve yaz aylarının da etkisiyle birlikte orman yangınları çıkıyor. İtalya’da, Yunanistan’da hatta Sibirya’da yangınlar çıktı. Bunların ekonomiye çok büyük zararı oluyor. Sadece ormanlara zarar vermeyip tarım alanlarında ekilen ekinlerin de kurumasına neden oluyor” değerlendirmesini yaptı. Su kıtlığına da dikkat çeken Dr. Güven Özdemir, “Türkiye’miz su kıtlığı bakımından su stresi yaşıyor. Kişi başına bin metreküpün altında su aldığımız zaman, artık bu durum su kıtlığına dönüşecek. Yani şu anda su stresi içinde olan bir ülkeyiz. DSİ verilerine göre 112 milyon metreküp kullanılabilir tatlı su rezervimiz var. Şu anda yüzde 50’sini kullanıyoruz. 2030’da tamamını kullanır olacağız” dedi. Aşırı yağış durumunda sellerin meydana geldiğini bunun da erozyonla birlikten tarım alanlarına da zarar verdiğini belirten Dr. Güven Özdemir, yağmur sularının sel şeklinde akıp gitmemesi gerektiğinin altını çizdi. Yağmur suların biriktirilmesi ve çıplak arazilerin muhakkak ağaçlandırılması; sünger binalar, sünger kentler oluşturulması gerektiğinin önemine dikkat çeken Dr. Güven Özdemir, bunun yanı sıra özellikle tarımda vahşi sulama dediğimiz yöntemden vazgeçerek damla sulama ya da daha gelişmiş az su kullanan modern sulama sistemlerine geçilmesinin önemli olduğunu ifade etti.