Atatürk ve Cumhuriyet” konulu konferansta, kitaplarda Atatürk’ün ‘mavi gözlü, karga kovalarken’ anlatıldığını belirten Dr. Babüroğlu, “O anlatılanlar gerçek Atatürk değil. Gerçek Atatürk, tarihin kıskandığı, ölümünden sonra da en çok yazılan kişi” dedi. Milli mücadelenin verildiği Kurtuluş Savaşı dönemi, İzmir’e girişini ve Cumhuriyet’in ilan edilme sürecini anlatan Dr. Naim Babüroğlu, “Cumhuriyet bir gecede ilan edilmedi. Cumhuriyet, Mustafa Kemal’in gençliğinden beri oluşumunu planladığı bir şey. 5 bin kitap okuyan, 14 kitap yazan Mustafa Kemal, ‘Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan ediyoruz’ dediğinde, cebinde 1921 Anayasasında değişikliği yapılacak maddeleri vardı. Yani Cumhuriyet bir gecede ilan edilmedi. Bilileri çıkmış ‘bir gecede cahil kalındı’ diyor.

Öyle mi? Hayır. O dönemde ülkedeki 40 bin köyün 37 bininde okul, yol, elektrik yoktu. Tüm ülkede bir üniversite var. Okuma yazma oranı erkeklerde yüzde 7, kadınlarda yüzde 4’tii. Rakamlar bize o dönemde toplumun zaten cahil olduğunu gösteriyor. Yani bir gecede cahil kalınmadı. Ama Cumhuriyet’in ilanı ve 1928’de yapılan Harf Devrimi ile bu oranlar tersine dönüştürüldü. Cumhuriyet’in ilanından üç yıl sonra Kayseri’de uçak fabrikası kuruldu ve uçak üretildi. Bakanlar Kurulu kararıyla üretilen bu uçaklardan biri İran’a hediye edildi. Cumhuriyet’in ilanından 15 yıl sonra Türkiye kendi aşısını, Klora aşısını üretti. Bu aşı Çin ve bazı ülkelere yardım olarak gönderdi” değerlendirmesini yaptı. Cumhuriyet’le birlikte Mustafa Kemal’in yaptığı en önemli devrimlerin kadınlara yönelik olduğunu ifade eden Dr. Naim Babüroğlu, şöyle konuştu: “Nüfus sayısında erkekler, öküzler, büyük baş hayvanlar, eşekler sayılıyordu ama kadınlar sayılmıyordu.

Atatürk, Türk İstiklal savaşında en önde yer alan kadına bu hakkını vermiştir. Türk kadını, cephedeki askere yemek taşıdı, mühimmat, cephane taşıdı, gönüllü hemşirelik yaptı. Türk kadını belki de erkeklerden daha çok cephede oldu ve daha çok çalıştı. Cumhuriyet’le kadınlara tüm hakları verildi; Nüfus sayımında sayıldı, Medeni Kanun’la kadın ve erkeği eşit duruma getirdi. En büyük devrim bu. Muhtar, belediye başkanı, milletvekili seçilme hakkı verildi. Atatürk Cumhuriyeti, ayrıştırıcı değil birleştirici. Cumhuriyet, Atatürk’ün mucizesi. Anadolu’nun yoksul bir köyünden birini bilim ve bürokrasiye taşınması. Fırsat eşitliği, liyakat. Aziz Sancar’ın Nobel’e taşınması. Süleyman Demirel’in başbakan olması. Dünyada liderler diktatörlüğünü ilan ederken, Atatürk, gençlere Cumhuriyet’le seslenmiş ve demokrasiyi anlattı.” Mustafa Kemal’in, Cumhuriyet’in 10. yılı için yazdığı Nutuk’ta halka seslenerek, söylediklerinin olduğu gün Türk milleti ve medeni milletlerin kendisini hatırlamasını istediğini anlatan Dr. Naim Babüroğlu, “Bu Nutuk’un 7. sayfasında yazar ama konuşmasında bu bölümü seslendirmez.

Aslında bu vasiyeti. Hastalandığı için konuşamadığı Cumhuriyet’in 15. yılında konuşabilseydi, belki Nutuk’ta seslendirmediği o sözleri söylerdi. Bugün her şey onun ifade ettiği gibi ölümsüzlüğe giden yolda. O gerçekten 10 Kasım 1938’de ölmüş olsaydı, bugün onu öldürmek isteyen bu kadar çok kişi olur muydu?” şeklinde konuştu. Mustafa Kemal Atatürk’ün, Hatay mücadelesini şahsi davası olarak gördüğünü anımsatan Dr. Naim Babüroğlu, Fransa’nın rahatsızlığını öğrenmemesi için yabancı hekim tedavisini istemediğini, hastalığının en ağır döneminde Mersin ve Adana’yı ziyaret edip, 2 saati süren askeri törenlere katıldığını, başkente dönüşünde hastalığı ilerlediği için başka şehre ziyarette bulunamadığını ifade etti. Dr. Naim Babüroğlu, “Atatürk Hatay şehidi. Hatay mücadelesi olmasaydı, muhtemelen daha çok yaşardı. Hatay mücadelesi, O’nun hastalığının ilerlemesine yol açtı ve daha sonra yaşamını yitirdi” diye konuştu. “Atatürk ve cumhuriyetle kalın” çağrısında bulunan Dr. Naim Babüroğlu, “Atatürk, akıl, bilim, onur, antiemperyalizm, tam bağımsızlık demek” değerlendirmesini yaptı.