Yatırım Finansman Araştırma Bölümü’nden yapılan açıklamada, küresel düzeyde etkisini gösteren pandemi bütün dünyayı olumsuz etkilese de gelinen noktada, Merkez Bankaları tarafından açıklanan büyük hacimli likidite önlemlerinin piyasalarda pandemi etkisinin yerini hızlıca iyimserliğe bırakmasına yardımcı olduğu belirtildi. Bu dönemde Türkiye ekonomisi büyüme döngüsünde ve toparlanma sürecinde olduğundan, ekonomisi aşırı ısınmış ülkelere kıyasla bir miktar daha avantajlı konumda bulunduğu tespiti yapıldı.

Piyasalar pandemi öncesi seviyelere geri gelmiş olsa da kurdaki değer kaybı, CDS primindeki yükseliş ve ekonomide 2020 yılında beklenen %1.5 seviyesindeki daralma dikkate alındığında pandeminin hasarının küçümsenmeyecek boyutta olduğuna dikkat çekildi. Bu görünümde 2020 yılında hisse senetleri piyasasında kar tahminleri zayıf seyire işaret etmekle birlikte, yatırımcıların odak noktasının yılın ikinci yarısında ve 2021 yılındaki küresel ekonominin toparlanma hızına kayacağını tahmin ediliyor.

Yatırım Finansman Araştırma Bölümü tahminlerinde, “Araştırma kapsamımızdaki şirketlerin ortalama F/K oranı 6.5x seviyesinde olup, bu çarpan 5 yıllık ortalamanın %26 altında, MSCI EM ortalamasına göre ise %47 iskontoludur. Ayrıca bu dönemde banka değerlemelerimiz %34 yukarı potansiyele işaret ediyor. 2020 net kar tahminimiz Bloomberg beklentisinin yaklaşık %5 altında (20 Mart’taki raporumuzda %17 fark). BDDK’nın donuk alacak sınıflandırmasındaki regülasyon değişiklikleri, özellikle kamu bankaları için, tahminlerimizi daha aşağı revize etmemizi engelliyor. 1Ç’deki hızlı provizyon artışının ardından bankaların kendi risk senaryoları ve bu senaryoların bilançolarına nasıl yansıyacağı 2020 karlılığında belirleyici olacak. GSYH tahminlerinde ve döviz kurlarında oynaklığın azaldığı düşünüldüğünde, karlılık üzerinde yukarı potansiyelli riskler görüyoruz. Diğer önemli bir konu ise, kamu ve özel bankaların kredi riski fiyatlamalarındaki farklılıklar ve BDDK’nın kredi büyümesini destekleyen adımları sonucunda özel bankaların Aktif Rasyo kriterlerine uymak konusunda yaşayabilecekleri sıkıntılar.

Finans dışı şirketlerde ise 2020’de faaliyet karında %8 daralma, 2021’de %32 büyüme tahmin ediyoruz. Araştırma kapsamımızdaki finans dışı şirketlerin 1Ç sonuçlarında toplam ciroları %6 artış kaydetmiştir. Ciro artış oranı 2019’da kaydedilen %14 oranındaki büyümeye kıyasla yavaşlamaya işaret etmektedir. Aynı dönemde toplam FAVÖK ise %11 gerileme kaydederken, toplam net kar ise kur zararlarının da etkisiyle negatife dönmüştür. Özellikle emtia (petrokimya, demir-çelik) ve havacılık sektörlerindeki zayıf performans bu sonuçlarda etkili olmuştur. 1Ç’de daha güçlü performans gösteren sektörler ise gıda perakende ve telekom olarak gösterilebilir. 2020 yılı tamamı için tahminlerimize göre, finans dışı şirketlerin toplam FAVÖK rakamında %8 daralma, toplam net karda %40 düşüş olması muhtemel. 2021 yılında ise zayıf baz etkilerinin ve talep görünümünde gerçekleşmesini beklediğimiz iyileşmenin etkisiyle toplam FAVÖK’te %32, net karda %93 oranında artış gerçekleşmesini tahmin ediyoruz. Finans dışı şirketler arasında en çok beğendiğimiz hisseler arasında EREGL, TTKOM, ULKER, KOZAL, MGROS, TKFEN, ALARK ve MAVI yer almaktadır” görüşü belirtildi.