İSTANBUL (AA) - Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Özge Yabaş Kızıloğlu, "Doğum sonrasında, bebeğin genel durumu, prematürelik derecesi, yoğun bakım şartları ve akciğer gelişimi ile ilgili bazı risk faktörlerinin durumuna göre damarlanma süreci normal yolunda devam edip tamamlanabilir ya da normal damarlanma kesintiye uğrar ve anormal damarlar gelişerek prematüre retinopatisi ortaya çıkar." ifadelerini kullandı.

Yeditepe Üniversitesi'nden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Kızıloğlu, prematüre retinopatisinin erken doğan bebeklerin gözlerinde gelişebilen ve görmeyi tehdit eden önemli sağlık sorunlarından biri olduğunu kaydetti.

Prematüre retinopatisinin (ROP) erken doğan bebeklerin retinalarındaki kan damarlarının anormal geliştiği bir hastalık olduğunu ve körlükle sonuçlanabileceğini vurgulayan Kızıloğlu, "Anne karnında yaklaşık 16. gebelik haftasında başlayan retina damarlanması, bebeğin normal doğum zamanı olan 40. haftaya kadar retinanın ortasından en kenar bölümlerine kadar ilerler. Erken doğum durumunda, bebek retina damarlanma süreci tamamlanmadan dünyaya gelir. Bebek ne kadar erken doğmuşsa, o kadar geniş bir retina alanı damarlanmamıştır. Doğum sonrasında, bebeğin genel durumu, prematürelik derecesi, yoğun bakım şartları ve akciğer gelişimi ile ilgili bazı risk faktörlerinin durumuna göre damarlanma süreci normal yolunda devam edip tamamlanabilir ya da normal damarlanma kesintiye uğrar ve anormal damarlar gelişerek prematüre retinopatisi ortaya çıkar.” açıklamasında bulundu.

Türkiye'de yapılan ve 2018 yılında British Journal of Ophthalmology dergisinde yayınlanan çok merkezli bir araştırmaya göre, prematüre retinopatisi açısından taranan her 4 bebeğin 1’inde prematüre retinopatisi (ROP) görüldüğünü aktaran Kızıloğlu, söz konusu araştırmaya göre tedavi gerektiren ciddi ROP gelişiminin ise yüzde 6,7 olduğunu bildirdi.

Bebeklerin bazılarında sadece bir tarama muayenesinin yeterli olabildiğini ancak çoğu bebekte retinanın normal damarlanması tamamlanana kadar, hastalığın şiddetine göre değişen sıklıklarla muayeneyi tekrarlamak gerektiğini belirten Kızıloğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Örneğin, hafif vakalarda 1-2 hafta aralarla muayene yapılır ve hastalık kendi kendine gerileyerek normal damarlanma tamamlanır. Daha şiddetli vakalarda ise 1 hafta veya daha kısa aralıklarla muayene gerekebilir. Çok az tedavi gerektirecek şiddette hastalık oluşur. Bu olgular zamanında tanınıp en kısa zamanda tedavi edildiği takdirde görme kaybı ve körlük gibi olumsuz sonuçlar çoğu zaman başarı ile önlenebilmektedir. En etkili tedavi lazer ile retinadaki anormal kan damarlarının gelişiminin önlenmesidir. Bazı agresif hastalık durumlarında ise göz içine anti-VEGF ilaçların enjeksiyonu yapılabilir.”