Önümüzdeki hafta uzun bir aradan sonra ihracına yeniden başlanacak 10 yıllık tahvilde düşüş 200 baz puana ulaşırken, bankacılık hisselerindeki yükseliş ise %20 civarında.

Piyasalar ekonomi yönetimindeki değişimin bugüne kadar sadece söylemlerle yapıldığını ve sözlü yönlendirilmede geçmişe kıyasla “ciddi bir başarı” da sağlandığını düşünüyor.

Bunun TL varlıklardaki değer kazancı ile ortaya konduğu görülüyor. Öte yandan bu söylemlerin hayata geçmesi için ilk kritik dönemeç 19 Kasım’daki Merkez Bankası’nın faiz kararı olarak görülüyor.

Reuters’ın hâlâ beklentileri toplamaya devam ettiği anketinde Ağbal başkanlığında ilk PPK’da politika faizinin 475 baz puan artışla %15’e yükseltilmesi bekleniyor.

Bu, TCMB’nin politika faizini %10.25’ten %15’e yükseltmesi anlamına gelirken; hali hazırda gecelik faizlerin %14.75, ağırlıklı ortalama fonlama faizinin %14.36 olması nedeniyle pratikte sınırlı bir faiz artırımı anlamına geliyor. Ancak yine de piyasalar bu kararı, söylemlerin ardından ilk önemli sınav olarak görüyorlar.

Dolar/TL geçen hafta gördüğü 8.58 zirvesinden 7.62’ye kadar geriledi. Böylece kur, piyasaların beklentilerinin tamamen aksine bir karar çıkan Ekim ayı PPK toplantının da öncesine 25 Eylül’den beri en düşük seviyelere geriledi.

Dolar/TL 8.58 zirvesinden 7.62’ye düşerken, hareket sepet bazında TL’de ve euro/TL daha da net görüldü. Euro/TL’deki düşüş 10.19’dan 8.99’a, sepet bazında TL’deki düşüş ise 9.38’den 8.31’e yaşandı.

TCMB başkanlığına Murat Uysal’ın yerine, AKP’nin en kıdemli ekonomi yöneticilerinden olan Naci Ağbal; bunu takiben sosyal medyadan sürpriz şekilde istifa eden Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yerine ise Lütfi Elvan atandı.

Erdoğan ise, “Ekonomide girdiğimiz yeni dönemin hayırlı olmasını diliyorum” dedi ve yatırımcılara yeni ekonomi yönetimini destekleyeceği yönünde mesaj verdi.

Piyasalar, TCMB ve Hazine’deki yeni yönetimin olumlu algılanan ilk mesajlarının ardından siyasetin açıklamalarını bekliyordu. Erdoğan’ın açıklamaları ise bu beklentinin teyit edilmesini sağladı.