Türkiye’de hasadı devam eden pamukta libre fiyatının 1 doları aşmasını değerlendiren sektör temsilcileri, fiyat artışını ekim alanlarının düşmesine, arz talep dengesindeki değişikliğe ve lojistik maliyetindeki yükselişe bağlıyor.  Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, “Aralık ayından sonraki ürettiğimiz ürünlere, fiyatları yansıtmak zorundayız. Tüketici, fiyatlardaki artışı bir sonraki kışta hissedecek” dedi.  Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi de, “En büyük meselenin fabrikalarda stok yok. Stok olmayınca fabrikalar çalışabilmek için devamlı ürün alıyor ve değişen fiyatlardan etkileniyor” diye konuştu. 

Ulusal Pamuk Konseyi (UPK) Başkanı Bertan Balçık, AA muhabirine, bu yıl verim anlamında çok güzel bir yıl geçirdiklerini ve yıllık üretiminin 850 bin tonun üzerinde olacağını tahmin ettiklerini söyledi.

Pamuk fiyatlarının 2020 Kasım’dan itibaren düzenli olarak arttığına işaret eden Balçık, “Bunun en büyük sebebi salgının etkisinin azalması ve artan tüketici talebi. Bu bütün dünyada pamuk fiyatlarını kademeli olarak yükseltti. Ancak özellikle ağustosla birlikte fiyattaki artış hızlandı. Bunun nedeni ise lojistikte yaşanan sıkıntılar. Çin’in ABD’den pamuk talebi haftalık olarak 3’e, 4’e katlanarak 200 bin balyanın üzerine çıktı. Yine bununla birlikte ABD’deki üretimin 18,5 milyon balyadan 18 milyon balyaya düşmesi de fiyatları etkiledi. Öte yandan Hindistan pamuğunda pembe kurt sorunu oldu ve verim düştü. Bunların hepsi fiyatları yukarı çekti.” diye konuştu.

Yurt dışında pamuğun kilogram fiyatının 25-25,5 lira arasında değiştiğini, Türkiye’de ise yerli pamuğun yaklaşık 26,5 liradan satıldığını aktaran Balçık, Türkiye ile dünya fiyatları arasında yüzde 25-30 dolayında fark olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını kaydetti.

Türkiye’deki fiyatların biraz yüksek olmasına ilişkin ise Balçık, “İplik sanayicimiz, stoksuz yakalandı. İplikçimizin talebi arttığı için pamuk fiyatları da yurt dışına göre bir miktar arttı.” değerlendirmesinde bulundu.

Balçık, bu tarz sıkıntıların en aza indirilmesi için ise şu önerilerde bulundu:

“Her zaman ürün bulabilmek için lisanslı depoculuk sistemi ve ürün borsacılığının geliştirilmesi gerekiyor. UPK’nin öngörüsüne göre 2023’te iplik sanayimizin pamuk tüketimi 2,5 milyon tona yükselecek. Çünkü çok ciddi bir yatırım var. Bizim bu açığı yerli üretimle karşılamamız için mutlaka planlama içine girmemiz gerekiyor.

– “Şu anda ‘ortalık yangın yeri’ gibi bir durum söz konusu değil”

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı ve Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Jak Eskinazi de dünya genelinde pamukta bir “tedirginlik” olduğunu söyledi.

Fiyatların yavaş yavaş dengeye oturmaya başladığını belirten Eskinazi, “Libre fiyatı 1 doların altına düşmez ama bu seviyelerde kalır gibi gözüküyor. Şu anda da Türkiye’de fiyatlar oturmaya başladı. Şu an satıcı var alıcı yok. Bu seviyede kalır gibi öngörüyoruz. En büyük mesele fabrikalarda stok yok. Stok olmayınca da fabrikalar çalışabilmek için devamlı ürün alıyor ve değişen fiyatlardan etkileniyor.” dedi.

Pamuk fiyatının son gelişmelerden sonra libre fiyatının 1-1,15 dolar arasında değişeceğini tahmin ettiklerini dile getiren Eskinazi, “Şu anda ‘ortalık yangın yeri gibi’ bir durum söz konusu değil ancak bu pamuğun libresinin 60-70 sentlere düşmeyeceğini de biliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye’de tekstil alanında çok ciddi bir yatırım olduğunu vurgulayan Eskinazi, Türkiye’nin pamuk ihtiyacının 2 milyon tona dayandığını ifade etti.

İhtiyaç duyulan pamuğun yaklaşık 1 milyon 150 bin tonunun ithal edildiğine dikkati çeken Eskinazi, “Yerli pamuk üretimdeki artış bizim artan talebimizi karşılayacak ve pamuk ithalatımızı düşürmeyecek. İç üretimdeki artış sadece bizim artan ihtiyacımızı karşılayacak. Pamuk ithalatının düşeceğini beklemiyoruz.” diye konuştu.

– Hazır giyimci fiyat tutturmakta zorlanıyor

Ege Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Başkanı Burak Sertbaş, pamuk fiyatlarındaki artıştan en çok hazır giyim sektörünün etkilendiğini söyledi.

Artış sonrası hazır giyimde yaşanan sıkıntıları dile getiren Sertbaş, şöyle konuştu:

“Kumaşı tedarik edilmemiş ürünler var elimizde. Bunları müşterimizi mağdur etmemek adına üreteceğiz. Yeni alacağımız siparişlerimizde fiyatı artırmak zorunda kalıyoruz ve müşteriden tepki görüyoruz. Bir de fiyat verdiğimiz ancak siparişi gelmeyen ürünlerin siparişleri gelmeye başladı. Onları da kabul edemiyoruz. Müşteri bu durumu biraz geç olsa da kabullenmek zorunda kalacak. Çünkü eninde sonunda istediği fiyat olmadığını görünce yüksek fiyattan ürün almaya başlayacak.”

Sektörün bu süreçte “dik durması” gerektiğini belirten Sertbaş, “Biz ‘yapmayız’ diyoruz ama başka firmalar veya ülkeler fiyat kırıyor. Gerçek fiyatlarla müşteriye gitmemiz lazım ki müşteri de bu fiyatlara alışsın. Biz şimdi önümüzdeki yaz sezonun ürünlerini tezgahtan çıkarıyoruz. Aralık ayından sonraki ürettiğimiz ürünlerde, fiyatları yansıtmak zorundayız. Tüketici, fiyatlardaki artışı bir sonraki kışta hissedecek.” ifadelerini kullandı.