Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ), Samsun hayvancılık sektörünün en önemli gelir kaynaklarından biri olan manda yetiştiriciliğine yeni bir vizyon getirerek buradan elde edilen ürünlerin markalaşmasını sağlamak ve sektörün verimliliğini arttıracak bir eylem planı oluşturmak amacıyla, ilgili kurum yetkilileri ve akademisyenlerin katılımıyla istişare toplantısı düzenledi.

Rektörlükte gerçekleşen toplantıya; Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fehmi Yazıcı, Samsun-Sinop Veteriner Hekimler Odası Başkanı Doç. Dr. Habip Muruz, Veteriner Fakültesi öğretim üyesi Ali Gücükoğlu, Ziraat Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Eyüp Selim Köksal ve Doç. Dr. Hüseyin Erdem, OMÜ Proje Yönetim Ofisi Başkanı Doç. Dr. Ayşenur Büyükgöze Kavas, Tarım İl Müdürlüğü Hayvan Sağlığı ve Yetiştiriciliği Şube Müdürü Rukiye Pınar, Samsun Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı Şube Müdürü Burhan İşler ile Samsun Manda Yetiştiricileri Birliği yetkilileri katıldı.

“Hedefimiz tüm projelerin tek bir mega projenin çatısı altına toplanarak yürütülmesi”

Toplantının açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, OMÜ’de ve Samsun’da birçok kurumun manda yetiştiriciliğiyle ilgili proje ve çalışma yürüttüğünü belirterek, “Bu toplantıyla arzu ettiğimiz, sektörle ilgili mevcut durumu değerlendirmek, yapılması gerekenleri istişare ederek bir yol haritası belirlemek ve bu yol haritası üzerinden süreci yönetmek. Bir durum analizi yaparak sonucunda bir amaç ortaya koyacağız ve bu amacı gerçekleştirmek için de stratejik eylem planı çıkaracağız” dedi.

Samsun’un Türkiye’nin en yüksek manda popülasyonuna sahip olmasına rağmen yeterli üretime, gelire ve markalaşmaya sahip olamadığına dikkat çeken Rektör Ünal şöyle devam etti: “Manda yetiştiriciliğiyle yapılan projeler ve akademik çalışmalar bir mega projenin parçası olmadığı için sonucu üretime ve gelire dönüşemiyor. Bu durum da ülkemiz için ciddi anlamda enerji, zaman ve ekonomik kayba neden oluyor. Bu nedenle hedefimiz, bu sektörle ilgili yürütülen tüm projelerin tek bir mega projenin çatısı altına toplanarak yürütülmesi. Tek bir projenin parçası olarak yürütülen projelerin de desteklenerek ortaya çıkardıkları sonucun büyük resmi tamamlamasını, yani bizi ana hedefimize ulaştırmasını öngörüyoruz.”

“Mandadan elde edilen ürünlerle Samsun’a özel bir marka oluşturmayı hedefliyoruz”

Manda konusunda farkındalık oluşturacak bir projeyi hayata geçirmeyi amaçladıklarını kaydeden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fehmi Yazıcı, “Mandadan elde edilen ürünlerle Samsun’a özel bir marka oluşturmayı hedefliyoruz. Üniversitemizin AR-GE birimlerinin de dâhil olacağı bu projeyi hayata geçirmek için bu ekiple bir aradayız. Sahada mandadan elde edilen ürünler satılsa da bu ürünlerin belli bir standardı ve bilimsel alt yapısı yok. Bu nedenle bir markanın adı altında; mandanın eti ve sütünün yanında derisi, boynuzu ve ekolojik hayata etkilerinin de içinde olduğu, her kesimin faydalanabileceği büyük bir proje hazırlamak istiyoruz. Bu nedenle ilgili tüm kurumlar bir araya gelerek bu projede çalışmalı” ifadelerini kullandı.

“Kızılırmak Vadisi’nin, dünya çapında bir verimlilik potansiyeli var”

Öncelikli hedeflerinin büyük resmi sahaya yansıtmak olduğunu dile getiren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fehmi Yazıcı, “Manda yetiştiriciliğinin önem kazanması amaçlarımızın bir parçası. Çünkü biz bir bütün olarak Kızılırmak Vadisi’ne bakıyoruz. Kızılırmak Vadisi’nin, dünya çapında bir verimlilik potansiyeli var. Kuş Cenneti, Bafra, Vezirköprü ve Havza’nın dâhil olduğu alan; sağlık, turizm, tarım ve gıda merkezi olabilir. Ancak bunlar uzun vadede gerçekleştirilebilecek hedefler olduğundan katma değeri en yüksek alanlardan biri olan manda yetiştiriciliğiyle süreci başlattık. Bunun yanında da birbirine eş değerde kenevir var. Manda ürünlerinden marka oluşturulabilir ve bu markayı ülke seviyesinde tescillendirebilirsek yaptığımız çalışmalar birbirinin parçası olarak büyür” şeklinde konuştu.

Sektör temsilcileri ve sektörle ilgili çalışmaları bulunan akademisyenlerin, manda yetiştiriciliğinin mevcut durumu, problemleri, mandadan elde edilen ürün çeşitliliğini ve verimini arttırmak için yapılması gerekenler hakkında görüş, tecrübe ve bilgisini paylaştığı toplantıda, elde edilen sonuçlar ve alınan kararlar listelenerek bir yol haritası oluşturuldu.

Manda yetiştiriciliğinin bilimsel yöntemlerle yapılmasının ve üreticinin eğitilmesinin önemle altının çizildiği toplantıda, Samsun’un bu konudaki mevcut potansiyelini en üst seviyede kullanabilmesi için sektörün profesyonelleşmesi gerektiği vurgulandı.

“Ürünlerin değerini ortaya koymak açısından üniversitemizin yüksek bir etki gücü var”

Toplantının sonunda OMÜ’nün güçlü bir marka değeri olduğuna işaret eden Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, “Mandadan elde edilen ürünler hakkında tüketicide bir bilinç oluşturmak ve bu ürünlerin değerini ortaya koymak açısından üniversitemizin yüksek bir etki gücü var. Biz bu yükümlüğümüzün farkındayız ve üstleneceğiz. OMÜ’nün Ziraat Fakültesi ve Veteriner Fakültesi de bu sürece damga vurmalı. Ortaya çıkarmayı hedeflediğimiz markanın denetimini ve kalite kontrolünü yapmalı” şeklinde konuştu.

Manda yetiştiriciliğine, devletin ciddi bir maddi destek sunduğunu da hatırlatan Rektör Ünal, “Bu desteğin verimli kullanılması ve bir sonuca dönüşmesi pek çok açıdan önemli. Köylünün bulunduğu yerde geçimini sağlaması ve rahat yaşayabilmesinin en kolay yollarından biri de manda yetiştiriciliği. Bu nedenle stratejik bir hedef ortaya koymamız, imkânları verimli kullanarak süreci hızlandırmamız gerek. Önce sektörün kendi ayağı üzerinde durmasını daha sonra da kâra geçmesini sağlamamız lazım. Bu da ancak markalaşmayla mümkün.”

Samsun, manda popülasyonunda Türkiye’de ilk sırada

Manda popülasyonunda Türkiye’de ilk sırada yer alan Samsun’da 22 binden fazla hayvanın olduğu belirtiliyor. Mandalardan alınan süt ile kaymak, yoğurt, dondurma ve tereyağı gibi birçok gıda üretiliyor. Birçok tüketicinin tercihi olan manda etinin yanında derisi de oldukça değerli. Boynuzlarından üflemeli müzik aletleri, bıçak sapı ve daha birçok ürün üretilen manda, sulak alanlarda yetişiyor. Kızılırmak Deltası bu hayvanların aradığı habitatı sağlıyor. Geviş getirenlerden olan manda, ülkemizde su sığırı, camız, kömüş olarak anılırken birçok ülkede ise bufalo olarak adlandırılıyor.