Olpak değerlendirmesinde şunları ifade etti:


“2021 yılının üçüncü çeyreğinde, gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) bakımından bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 7,4 oranında bir artış olduğunu görüyoruz. Böylece ilk 3 çeyrekteki kümülatif büyüme oranı yüzde 12 olmuştur. Bu olumlu tablo, Türkiye ekonomisi açısından son derece pozitif bir performans ortaya koyuyor. 

İkinci çeyrek büyüme rakamları sonrasında, DEİK olarak yılsonu büyümesinin yüzde 9 bandında olacağını ifade etmiştik. Bugünkü tabloya baktığımızda, son çeyrekte yüzde 4 bandında bir büyüme hesabıyla da yılsonu büyüme tahminimizi çift hane seviyesinde beklediğimizi belirtmek istiyorum.

Büyümenin kaynaklarına baktığımızda, mal ve hizmet ihracatının yüzde 25,6 oran ile en yüksek katkıyı verdiğini görüyoruz. Tüketim harcamaları ve kamu harcamaları ise yüzde 9,1 ve 9,6 büyüme oranları ile büyümenin diğer itici gücü olan ana iki kalem oldu. 2020’nin üçüncü çeyreğinden beri pozitif artan yatırımlar kalemi ise bu çeyrekte ilk defa negatif katkı sağlamış durumda. Detayına baktığımızda; makine teçhizat yatırımlarının arttığını, yatırımlardaki azalmanın ise, daha çok inşaat yatırımlarından kaynaklandığını, ama üretim ve ihracat potansiyelimiz açısından bir sorun olmadığını görüyoruz.

Sektörel olarak incelediğimizde; alınan makro ihtiyati tedbirlere bağlı olarak geçmiş dönemlerde de inşaat yatırımlarının ve finans sektörünün negatif katkı verdiğini gözlemiyorduk. İlerleyen dönemlerde bu iki kalemin de pozitif katkı yapacağını umuyoruz. Bu çeyrekte, tarım ve ormancılık sektöründen de negatif kakı geldiğini gözlemiyoruz.

Geçen yıl pandeminin etkileri sebebiyle turizm sektöründe yaşanan sert daralmanın kısmen toparlandığı, salgınının yıkıcı etkilerinin küresel düzeyde hafiflemesiyle birlikte ihracatın geçen yılki daraltıcı etkisine son verdiği ve net dış ticaretin büyümeye pozitif katkı sağlayan tarafa geçtiği bir görünüm hâkim. 

Aynı dönemde AB-27 ekonomisi yıllık yüzde 3,9 büyürken, Türkiye AB ülkeleri arasında Romanya’dan (%8 büyüme) sonra en hızlı büyüyen ülke oldu.  Diğer taraftan, Türkiye G20 ekonomileri arasında Çin’i de geride bırakarak en hızlı büyüyen ülke oldu.

Üçüncü çeyrek büyüme rakamının, hem bizim beklentilerimiz hem de öncü göstergeler ile uyumlu gelmesinden memnuniyet duyuyoruz. Büyümenin en önemli öncü göstergesi olarak takip ettiğimiz sanayi üretim endeksi bu çeyrekte yüzde 10,8 olarak artmıştı. Yine dış ticarette de üçüncü çeyrekte ciddi bir ivmelenme olduğunu görmüştük ki, bu anlamda ihracatın büyümedeki yüksek payı da son derece değerli.

Son çeyreği yaşadığımız şu günlerde ise, kurdaki dalgalanmaların getirdiği belirsizlik ve bazı güven endekslerinde gözlemlenen düşüşlerin büyümeye olumsuz yansıması olacaktır ancak yine de ilk 3 çeyrekteki yüzde 12’lik büyümeyi göz önüne aldığımızda, yıl genelinde çift haneli büyüme rakamlarına ulaşmamız mümkün.

Salgın koşullarının devam ettiği ve dünya ekonomisi ile küresel ticaret açısından oldukça zorlu geçen bir dönemde, böylesine güçlü bir büyüme performansı yakalamamız önemli bir başarı. Destek veren ve emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz.

DEİK olarak tüm dünyaya yayılmış 148 İş Konseyimiz ile Türkiye’nin büyümesi ve küresel ticaretten aldığı payı en nitelikli şekilde artırabilmesi için gece gündüz çalışamaya devam edeceğiz.”