Bayram tatili nedeniyle yurtiçinde işlemlerin 3,5 gün ile sınırlı olacağı haftada gündem maddelerinin önem derecesi ise oldukça yüksek. Bu noktada içeride TCMB’nin Çarşamba günü açıklayacağı yılın üçüncü Enflasyon Raporu öne çıkarken yurtdışında ise yine Çarşamba günkü Fed toplantısı ve Perşembe günkü ABD ikinci çeyrek büyüme rakamının risk iştahının seyrini belirleyeceğini tahmin ediyoruz.

Geçtiğimiz hafta TCMB’nin faizleri sabit tuttuğu PPK toplantısının ardından yayımlanan metinde en dikkat çeken detaylardan birisi Merkez Bankası’nın yakın dönemdeki gerçekleşmeler nedeniyle yıl sonu enflasyon tahmini üzerindeki risklerin yukarı yönlü olduğu değerlendirmesinde bulunmasıydı. Bu durum TCMB’nin Enflasyon Raporu’nda yıl sonu için %7,4 olan tahminini yukarı yönlü revize edebileceğini düşündürüyor. Ayrıca Nisan ayından bu yana beklenti anketinde enflasyon tahminlerinin yarım puana yakın yükselmesi de tahminlerde güncelleme yapılabileceğine işaret eden bir başka detay olarak öne çıkıyor. Kaldı ki, enflasyonun görünümü riskler içerdiği için TCMB’nin daha net bir resim görene kadar beklemede kalmak isteyeceğini ve Ağustos ayı toplantısında da faizlerde değişiklik yapmayacağını düşünüyoruz. Yıl sonu tahminin yukarı revize edilmesi de bu yönde bir sinyal olacaktır.

Faizleri halihazırda %0 seviyesine yakın tutan Fed’in herhangi bir değişikliğe gitmesi beklenmiyor. Kaldı ki, negatif faiz oranlarına sıcak bakılmadığını düşünürsek öngörülebilir süre zarfında da farklı yönde bir adım öngörülmediğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Hatırlanacağı gibi son toplantıda hiçbir komite üyesi negatif faiz tahmininde bulunmazken ortalama faiz tahmini 2022 sonuna kadar faizlerde değişiklik öngörülmediğini göstermişti. Dolayısıyla, toplantıda faiz kararından çok Fed’in ekonominin görünümüne ilişkin görüşünün fiyatlamalara etki etmesini bekliyoruz. Bu noktada Powell’ın aşağı yönlü risklere vurgu yapma potansiyeli oldukça yüksek. Diğer taraftan getiri eğrisi kontrolü sıklıkla gündeme gelse de son dönemde faizlerdeki geri çekilme ile birlikte Fed’in şimdilik bu yönde bir adıma sıcak bakmayacağını tahmin ediyoruz.

Perşembe günü açıklanacak ABD ikinci çeyrek GSYH rakamının ise derin bir daralmaya işaret etmesi bekleniyor. Korona virüs salgını yılın ikinci çeyreğinde birçok sektörde faaliyetlerin durmasına yol açtığı için ortalama piyasa beklentisi yıllıklandırılmış rakamda %30’un üzerinde daralma yaşanacağı yönünde. Tersi bir senaryo da geçerli olmakla birlikte verinin beklentilerden daha zayıf bir tablo ortaya koyması yıl sonu rakamlarının aşağı revize edilmesine yol açabileceği için risk iştahını bozabilir.

BEKLENTİLERİMİZ

Borsa İstanbul’da bugün endekslerden iki sıfır atılacak. BIST-100 endeksi geçtiğimiz hafta 1200’ün (120 binin) üzerini test etmeye başlasa da yurtdışı piyasaların korona virüs vakalarındaki artış, jeopolitik riskler ve makroekonomik göstergelerin çizdiği soru işaretleri nedeni ile zayıf bir performans sergilemesinden negatif etkilendi. Bu kapsamda endeksin haftayı anlamlı bir değişim göstermeyerek tamamladığını gördük. 1180’in (118 binin) üzerinde kalınması durumunda görünümde bozulma olmayacağını düşünüyoruz. Ancak momentum kazanılması için 1200’ün (120 binin) üzerinde kapanış yapılmasını bir ön şart olarak görüyoruz.

Son Açıklanan Bilançolar (TL)

Şirket

2020-2Ç

2020-1Ç

2019-2Ç

2019-1Ç

TAVHL

-   694,100,000

-   376,696,000

    243,134,000

    145,644,000

Kaynak: Finnet

 Teknik Analizde Öne Çıkanlar

Hisse

RSI

Momentum

MACD

PSAR

ARCLK

AL

AL

AL

AL

ENKAI

AL

AL

AL

AL

EREGL

AL

AL

AL

AL

KOZAA

AL

AL

AL

AL

Kaynak: Matriks

EUR/USD 1,17’nin üzerini test ediyor. Çarşamba günkü Fed toplantısı öncesinde paritenin görünümünde anlamlı bir değişim beklemiyor olsak da yukarı yönlü hareket etme isteğinin geçerli kalacağını düşünüyoruz. Özellikle 1,17’nin üzerindeki rakamlar bu yönde güçlü sinyaller verecektir. Ayrıca son dönemde ABD tahvil ihalelerine gelen talebin güçlü olmasını ise dikkat çekici bulurken faizlerde aşağı yönlü eğilimin devam ettiğini görüyoruz. Son olarak geçen hafta gerçekleştirilen 14 milyar dolar büyüklüğündeki 10 yıl vadeli TÜFE’ye endeksli tahvil ihalesine 2,24 kat talep geldi. Bugün ise 3 ve 6 aylık bono ihalelerinin yanında 2 ve 5 yıl vadeli tahvil ihalelerini takip edeceğiz.

USD/TL’de sakin seyir sürüyor. Doların küresel ölçekte zayıf bir performans sergilemesi gelişmekte olan ülke para birimlerinin geride bıraktığımız haftada güç kazanmasını sağlarken USD/TL’nin de uzun bir aranın ardından 6,82’ye doğru geri çekildiğine şahit olduk. Ancak önceki bültenlerimizde de dikkat çektiğimiz gibi 6,80 aşağı yönlü geçilmedikçe bu tip geri çekilmelerin anlamlı bir sonuca işaret ettiğini düşünmüyoruz. Kaldı ki bu beklentimize paralel olarak kur yeniden 6,85’e ve bant hareketine geri döndü. Bant hareketinin korunacağını düşünsek de yeni haftada ise özellikle TCMB’nin Enflasyon Raporu’nda vereceği mesajların ve FOMC toplantısının küresel risk iştahına etkilerinin TL’ye de yansımasını bekliyoruz.

Kaynak: Matriks

Ons altın tarihi zirvede. Korona virüs vakalarındaki artışın yanında ABD ile Çin arasındaki gerilim ve ABD tahvil faizlerindeki geri çekilmeye paralel olarak dolar endeksi üzerindeki baskının sürmesi ons altının faiz getirisinden yoksun olmasının dezavantajını aşarak 1930 doların üzerini test etmesini sağlıyor. Her ne kadar gelinen seviyeler kısa vadeli indikatörlerin de işaret ettiği gibi altını aşırı alım bölgesine taşımış olsa da şimdilik geri dönüşe işaret eden güçlü bir sinyal oluşmuş değil. Bu kapsamda altının yukarı yönlü eğilimini koruması şaşırtıcı olmayacaktır. Ancak sık sık dikkat çektiğimiz gibi özellikle aşı çalışmalarından somut bir sonuç alınması ons altında kâr satışlarını tetikleyebilir.