Hatırlanacağı gibi Fed, Powell’ın Jackson Hole sempozyumunda yaptığı açıklama ile birlikte para politikasında değişikliğe gitmişti. Buna göre enflasyonun %2’nin üzerine çıkmasına tolerans gösterecek olan Fed, işsizlik oranındaki geri çekilmeye de sıkılaştırma adımları ile cevap vermeyecek. Değişen para politikasına paralel olarak Fed’in bu haftaki toplantı sonrasında yayımlayacağı metinde de farklılıklar görmeyi bekliyoruz.

Bu noktada, toplantı sonucunda enflasyonun %2’nin üzerinde değerler almadan önce faiz oranlarında artırıma gidilmesinin beklenmediği şeklinde bir cümle görmemiz son derece olası. Bu durum ekonomideki toparlanma öngörülenden hızlı olsa bile Fed’in para politikasında değişikliğe gitmeyeceği anlamına geldiği için önemli. Ancak bu zaten bilindiği için herhangi bir piyasa etkisi yaratmasını beklemiyoruz.

Toplantının asıl öneminin ise Fed’in yeni stratejisi hakkında daha fazla detay verip vermeyeceğine bağlı olduğunu düşünüyoruz. Öyle ki, Fed’in ortalama enflasyonu nasıl hesaplayacağı ya da ne kadar yüksek enflasyona ne kadar uzun süre tolerans göstereceği bilinmiyor. Bu tip sorulara açıklık getirilmesi normalde önemli bir etki göstermesini beklemediğimiz toplantının ardından volatilitenin artmasına neden olabilir.

Diğer taraftan enflasyonun uzun süredir %2 hedefinin altında seyrettiğini ve Fed’in de son aylarda QE alımlarını yavaşlattığını düşünürsek Merkez Bankası’nın nasıl daha fazla enflasyon yaratacağı da bir bilinmez olarak kalmaya devam ediyor. Bu noktada QE miktarının önümüzdeki aylarda artırılmasının son derece olası olduğunu düşünüyoruz.

Başka bir açıdan baktığımızda ise bu belirsizliklerin aslında Fed’in esnek bir para politikasına sahip olmasına katkı sağlaması bakımından son derece önemli olduğunu söyleyebiliriz. Öyle ki, belirsizliklerin ortadan kaldırılması demek Fed’in kendisini belirli koşullara bağlaması anlamına gelecektir. Dolayısıyla, bu haftaki toplantıda Fed’in yatırımcıların kafasındaki soru işaretlerine net cevaplar vermesini beklemiyoruz.

Fed toplantısının EUR/USD açısından işaret ettiklerine gelince, ortalama enflasyon hedeflemesinin doların kısa vadede değer kazanmasını engelleyecek önemli bir konu başlığı olarak görmeye devam ediyoruz. Bu da paritede daha yüksek seviyelere kapı açacaktır. Ancak Euro Bölgesi’nde ekonomik aktivitedeki toparlanmanın henüz istenene seviyede olmadığını ve EUR’daki değer kazanımının bölge ekonomisi için risk yarattığını düşünürsek kısa vadede 1,20’nin üzerinde güçlü bir rakam görmeyi beklemiyoruz.

Hisse senetleri açısından baktığımızda ise bu haftaki toplantıda ek varlık alımları açıklanmadığı müddetçe piyasa etkisinin nötr olacağını tahmin ediyoruz. Enflasyon hedefine bağlı olarak QE hızının artırılması durumunda ise bunun küresel risk iştahına belirgin şekilde katkı yapması şaşırtıcı olmayacaktır.

BEKLENTİLERİMİZ

Borsa İstanbul momentum kazanmaya çalışıyor. Geçtiğimiz hafta boyunca yukarı yönlü denemeler yapan ancak küresel risk iştahının zayıf olması nedeniyle önemli bir varlık göstermeyi başaramayan BIST-100 endeksi %1,5’luk değer kazanımı ile haftayı önemli bir direnç olarak gördüğümüz 1100 seviyesinin üzerinde tamamlamayı başardı. Bu durum kısa vadeli teknik görünümün kısmen iyileşmesine katkı sağlarken daha iyimser bir tablodan bahsedebilmek için 1120 seviyesinin de aşılması gerektiğine yönelik görüşümüzü koruyoruz. 

 

Kaynak: Matriks

Teknik Analizde Öne Çıkanlar

Hisse

RSI

Momentum

MACD

PSAR

AGHOL

AL

AL

AL

AL

ISGYO

AL

AL

AL

AL

KOZAA

AL

AL

AL

AL

OTKAR

AL

AL

AL

AL

EUR/USD yeni haftaya 1,18’in üzerinde başlıyor. ECB’nin geride bıraktığımız hafta sonuçlanan toplantısında piyasadaki genel algının tersine değerli EUR’ya şimdilik müdahale etmeyi planlamadığının görülmesi parite üzerindeki baskının azalmasını sağlarken toplantı öncesine kıyasla 1,1800’in üzerinde daha kuvvetli rakamlar görüyoruz. ECB kararlarını bir kenara bıraksak bile Fed’in para politikasını değiştirmesinin yanında yaklaşan başkanlık seçimi dolar üzerinde baskı yarattığı için genel olarak konjonktürün EUR lehine olduğunu söylemek mümkün. Ancak teknik açıdan bakıldığında 1,20 seviyesinin önemli bir direnç olduğunu düşünmeye devam ediyoruz. Dolayısıyla çok kısa vadede bu seviyenin üzerinde kalıcı bir rakam görülmesinin kolay olmayacağını düşünüyoruz.

USD/TL’de bant hareketi devam ediyor. İki hafta üst üste değer kaybeden TL yeni haftaya girerken Moody’s tarafından kredi notunda yapılan indirime karşın anlamlı bir değişim göstermiyor. USD/TL’nin şimdilik 7,40-7,50 bandındaki hareketini devam ettireceğini tahmin ediyoruz. Küresel risk iştahının genel seyri gelişmekte olan ülke para birimlerine yönelik algıyı da şekillendirdiği için global görünümdeki değişimlerin ve paritedeki fiyatlamaların bu hafta da belirleyici unsurlar olarak çalışacağını düşünüyoruz. Diğer yandan jeopolitik gelişmeleri de yakından takip etmeyi sürdürüyoruz. Bu noktada Doğu Akdeniz geriliminden gelebilecek haber akışı da TL’nin performansı açısından önem arz ediyor. Makro tarafta ise Fed toplantısından çıkacak açıklamaların dolar üzerinde yaratabileceği etkiler kurda da hareketlilik yaratma potansiyeli taşıyor.

Kaynak: Matriks

Ons altında güç kazanma çabası sürüyor. Küresel risk iştahının durgun seyretmesine karşın anlamlı bir destek bulmakta zorlanan altının ons fiyatı net bir yön tayin edebilmiş değil. Teknik açıdan son dönemde şahit olduğumuz zayıflıktan çıkılması için ilk etapta 1960 doların üzerinde kapanışlar yapılması gerektiğini düşünmeye devam ediyoruz. Bu seviye aşılmadığı müddetçe yükselişler tepkinin ötesine geçemeyecektir. Aşağıda ise 1940 doların üzerinde kalınması olası geri çekilmelerin derinleşmemesi adına önem taşıyor. Genel olarak bakıldığında altının teknik görünümü çok güçlü olmasa da dolar üzerinde baskı yaratan unsurların yoğunluğu nedeniyle yukarı yönlü hareket etme eğiliminin biraz daha ön plana çıkması şaşırtıcı olmayacaktır.