Euro’daki değer kaybı sonrasında gözler ECB’ye çevrilirken, geçtiğimiz aylarda Lagarde’nin Temmuz ayı için verdiği 25 baz puan artırım mesajlarına paralel olarak piyasa beklentisinin üstünde ve Euro’daki değer kaybının etkisiyle sözlü yönlendirmelerin aksine 50 baz puan faiz artırdı. Yüksek enflasyona bağlı olarak artırılan faizle birlikte Euro rahatlasa da gözler bu sefer 26 – 27 Temmuz’daki Fed faiz kararına çevrildi. Çünkü Fed yapacağı 75 – 100 baz puan beklenti faiz artışını yapılırsa ECB ile arasında faiz makasını açılacak ve bu durum tekrar resesyon endişelerinin ağır basacağı ortam olma ihtimalini artırması bizce dolara olan talebi artıracak. Böyle bir ortamda 1,02’lere kadar yükselen Euro/Dolar paritesi tekrar 1,00’in altına gelebilir. Sadece faiz artırımları ile Euro’daki rahatlamanın olacağı söylemi doğru olmayacaktır. Burada ECB’nin ileriye dönük projeksiyonlarındaki para politikalarını da yakından takip etmek gerekiyor.

Euro/Dolar paritesinin eşitlenmesinin Türkiye açısından etkileri ne olabilir diye baktığımızda; Türkiye'nin ihracatını ağırlıklı olarak Euro, ithalatını ise ağırlıklı olarak Dolar ile yaptığını görüyoruz. Dolar ile ihraç edilen kısmın büyük kısmi ise hammaddedir. Türkiye özelinde bakıldığında dolar ile ithal edilen hammaddeler tüketim mallarına dönüştürülerek Euro ile ihraç edilir. Özet ve basit bir yolla bakacak olursak Euro’nun değer kazanması ve Doların değer kaybetmesi yani Euro/Dolar paritesinin yukarı yönlü seyri kar marjını artıran bir unsurdur.

Ters perspektiften bakarsak Euro’nun dolar karşısında değer kaybetmesi ise ithal girdi maliyetlerinin ihraç fiyatı içindeki payı artar. Bu kar marjını baskılarken bu durum ihracatçıyı maliyetlerin artmasından dolayı zor durumda bırakabilir. Euro/Dolar paritesinin artması ülke ekonomisinin yukarı yönlü seyri açısından da önemlidir. İthalat ile ihracat arasındaki en önemli verilerden biri olan Euro/Dolar paritesinin yükselmesi ekonomik konjonktür açısından pozitiftir. Sadece ithalat ihracat açısından değil ekonomik açıdan da bakarsak 2021 sonuçlarına göre Türkiye’de toplam 271 milyar dolarlık ithalatımızın yaklaşık yüzde 48’i Euro'yla, yüzde 45’i dolarla yapılmış görünüyor. 2021’de yapılan dış borç ödemesinin yüzde 60’a yakını dolarla, yüzde 30’a yakını Euro'yla yapıldı. Eğer Euro dolara yaklaşırsa ya da dolar Euro’yu geçerse Türkiye açısından parite zararı yaşanma ihtimali de artıyor.

Beklentimiz ECB’nin faiz artırmama inadından vazgeçip Euro’nun değer kazanmasına yönelik yeni araçlara yöneleceği. İleriki dönemde Fed’in agresif faiz artırımlarını yapacağı riskinin ortadan kalkması ve ECB’nin geç başladığı faiz artırımlarına devam edeceği ön görüsü ile paritede yukarı yönlü seyir ön görmekteyiz. Önümüzdeki süreçte ABD ve Euro bölgesi enflasyon ve ekonomik aktivite ile ilgili veriler yakından izlenmeye devam edecek. Ayrıca Euro bölgesinin rekabet gücünü etkileyen enerji maliyetlerindeki gelişmeler ve Rusya - Ukrayna savaşı ile ilgili haberler de parite üzerinde etkili olacaktır.