Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) Nükleer Enerji Ajansı (NEA) tarafından, pandemi dönemi ve sonrasında nükleer enerjinin rolünün tartışıldığı bir web seminer düzenlendi.
Seminere katılan uzmanlar, nükleer enerjinin ekonomiye ve istihdama sağladığı katkının yanında, dünyanın düşük karbonlu bir enerji sistemine kavuşması ve güvenilir enerji üretimi konusundaki rolüne dikkat çektiler.

Yeni santral inşaatının İngiltere ekonomisine katkısı
Tüm konuşmacılar, nükleer enerjinin Covid-19 sonrası ekonomiyi canlandırma programlarının bir parçası olmasının gerektiği konusunda buluşurken, EDF Energy Sizewell C Finansman Direktörü Julia Pyke’ın, 'Hinkley Point C Nükleer Santral Projesi’nin İngiltere’ye sosyo-ekonomik etkisini anlatan sözleri seminere damga vurdu. Pyke, nükleer santral projesinin ülkeye katkısını 'çok büyük' diye tanımlayarak, "İki EPR reaktör içeren tesisin inşası İngiltere'ye ekonomik büyüme, sürekli istihdam ve gelişmiş beceriler sağlıyor. İngiltere'ye bu anlamda 14 milyar sterlin yatırım yapılacak ve tesisin inşaatı sırasında 25 bin iş fırsatı oluşturulacak. İnşaat sözleşmelerinin değerinin yaklaşık yüzde 64'ü İngiltere merkezli şirketlere gidecek. İnşaat sırasında şu ana kadar bölge ekonomisinde 1.7 milyar sterlin artış oldu. EDF Energy, Sizewell C'de Hinkley Point C'nin aynısından bir reaktör daha inşa etmeyi planlıyor ve böylece bu seri inşa etme sürecinden maksimum yarar sağlamayı hedefliyor" dedi.

Düşük karbonlu bir gelecek
Seminerde konuşan Dünya Nükleer Birliği (WNA) Genel Müdürü Agneta Rising ise pandeminin olumsuz etkisinin uzun süre devam edeceğine dikkat çekerek, "Ancak iyileşme aşamasına baktığımızda, daha güçlü, daha temiz ve daha adil bir dünya inşa etmek adına önümüzde altın bir fırsat var. Yeni inşaat projeleri acil istihdam sağlayabilir. Küresel nükleer sanayi politika yapıcılarla, halihazırda planlanmış olan 400 reaktörün teslim edilmesi, istihdam oluşturma ve sürdürülebilir ekonomik büyüme için iklim hedefleri gözetilerek çalışmaya hazır" ifadelerini kullandı.
Rising, yeni nükleer yatırımlarının gündeme alınmasının ekonomik kalkınma için önemini de şu sözlerle anlattı:
"Önümüzde uzun vadeli ve sürdürülebilir ekonomik büyüme sağlayan, yüksek değerli işler, daha temiz ve düşük karbonlu bir gelecek oluşturan ve toplumun daha esnek olmasını sağlayan pandemi kurtarma planı fırsatları bulunuyor. Mevcut ya da yeni nükleer reaktörlere yapılan yatırımların tüm bu gereklilikleri ile yerine getirmesi de önemli. Mevcut reaktörlerin uzun süreli çalışması, karbondan arındırılmış elektrik üretmenin en ucuz yolu. Hali hazırda 55 reaktör yapım aşamasında. Hükümetlerin önceden planladığı 438 reaktör uygulamasının hızlandırılması da yüksek kaliteli işler sunacak ve ekonomik kalkınmayı sağlayacaktır."

Esnek ve güvenilir enerji şart
NEA Genel Müdürü William Magwood, NEA'nın, pandeminin etkisini azaltmak için yapılan yatırımların uzun vadeli düşünülerek yapılması gerektiğine inandığını kaydederek, "NEA olarak düşük karbonlu bir gelecek ve enerji altyapımızı iyileştirmek için yapılan uzun vadeli yatırımların, nükleer enerji dikkate alınarak yapılması gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu. “Esnek ve güvenilir bir elektrik altyapısı bugün kesinlikle şart fakat bu uzun vadeli gelecekte daha da önemli olacak” diyen Magwood, “Bana göre elektrik, uzun vadeli gelecekte ekonomik başarının belirleyici faktörü olacak. Nükleer enerjinin elektrik altyapısında çok önemli bir rol oynayabileceğine inanıyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

300 milyon iş risk altında
Covid-19 salgınının 1930'lardan beri dünyanın gördüğü en büyük küresel ekonomik şoku olduğunu söyleyen Uluslararası Enerji Ajansı'nda, WEO Kıdemli Enerji Analisti olan Brent Wanner, tüm sektörlerde istihdam ve yatırım üzerinde ciddi etkileri olduğunu belirtti. Wanner, "Dünya çapında tahmini 300 milyon iş risk altında. Enerji sektöründe ise 2020'de yaklaşık 40 milyon işin 6 milyonu risk altında. Bugün hükümetler büyük çapta ekonomik krize karşı çaba gösteriyorlar. Daha da derin bir krizi önlemek için acil ekonomik rahatlamaya dayanan tedbirlere 9 trilyon dolardan fazla para harcandı. Ancak dikkatlerin uzun vadeye kaymasıyla, çabaların enerji dayanıklılığı ve sürdürülebilir kalkınma konusundaki ulusal ve küresel hedeflerle uyumlu olması çok önemli" şeklinde konuştu.

Güvenli ve istikrarlı
Ülke elektriğinin yüzde 40'ını nükleer enerjiden tedarik eden Çekya'nın Sanayi ve Ticaret Bakan Yardımcısı René Nedela ise nükleer reaktörlerin pandemi boyunca çalışmaya devam ettiğini kaydederek, şöyle konuştu:
"Çekya'da Covid-19'un neden olduğu bir santral kapatma olmadı. Bu bizim için gerçekten önemliydi. Dukovany ve Temelin santrallerindeki reaktörler, planlı bakımları nedeniyle salgın sırasında çevrimdışı duruma getirildi ve bakımlarını sorunsuz hallettik."
Nükleer enerjinin Çekya'daki rolü konusunda da Nedela, “Nükleer enerji bizim için güvenli ve istikrarlı bir kaynak. Gelecekte de çok önemli bir rol oynayacak” dedi.

Hükümetler tedbir almalı
OECD Mali ve Kurumsal İlişkiler Direktörlüğü’nde Politika Analisti olan Juan Garin, hükümetlerin bu dönemlerdeki rollerinin altını çizerek, "Hükümetler hem mevcut altyapının hem de yeni altyapının sadece pandemilere karşı değil, aynı zamanda iklim riskleri, doğal afetler ve insan yapımı felaketler gibi çeşitli tehlikelere karşı da dayanıklı olmasını sağlamalıdır" diye konuştu.
Seminerin sonunda IEA ve NEA'nın görüşlerini aktaran NEA Genel Direktörü William Magwood, "Her ulusal hükümet gerçekten kendi durumuna dikkatle bakmak zorunda. Kaynaklar, şebeke, seçenekler ülkeden ülkeye farklı olması nedeniyle sistem maliyetleri çok önemli" ifadelerini kullandı.

54 ülkede santral inşaatı sürüyor
Türkiye, Mersin’de inşa edilen Akkuyu Nükleer Santrali ile nükleer kulübünde yer almaya hazırlanırken, aralarında Japonya, Güney Kore, Fransa, İngiltere, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bangladeş’in yer aldığı 19 ülkede 54 santralin inşası da sürüyor. Her nükleer santral inşaatı bulunduğu bölgede ekonomik ve sosyal açıdan canlılık oluştururken, istihdama da ciddi bir katkı sağlıyor. IAEA verilerine göre 30 ülkede 441 nükleer reaktör düşük karbonlu enerji üretmeye devam ediyor. 2019 yılında Fransa elektriğinin yüzde 70.6’sını, Macaristan yüzde 49.2’sini, Slovakya yüzde 53.9’unu, Çekya yüzde 35.2’sini, İsveç yüzde 34’ünü nükleerden elde etti.