Piyasalarda Bugün

2021 yılının başlangıcı ile birlikte bir önceki dönemden devralınan ‘risk iştahının korunması’ teması devam ederken hayatımıza beklenen ama zamanlama olarak öne çekilen yeni bir kavram daha girdi: Tahvil faizlerindeki yükseliş ve Fed’in daha erken adım atabileceği spekülasyonu.

Geride kalan 12 gün içerisinde gerçekleşen işlemleri düşünecek olursak DXY cephesinde izlenen 89-91 aralığındaki yükselişi ve tahvil faizlerindeki yukarı yönlü baskıyı kısa vadeli spekülasyon yaklaşımı üzerinden yorumlamanın yanlış olmadığı kanaatindeyiz. Evet, gözlenen fiyatlamaların çoğunluğu 2021 yılı için tahmin edilen gelişmeler olsa da zamanlamasının bu kadar kısa sürede öne çekilir şekilde olması yatırımcı kesiminin de Amerikan doları kısa pozisyon taşıdığı süreçte ters ayakta yakalanmasına zemin hazırladı.

13 Ocak işlemlerinde finansal piyasalardaki stresin nispeten azaldığı farklı bir resimden söz ediyoruz. Günlük kapanış bazında son olarak 5 Ocak tarihinde düşüşe işaret eden DXY yeniden 90.00 seviyesinin aşağısına gerilerken, kötümser senaryomuzda yer alan >91.00 eğilimini gerçekleştirmekten uzaklaşmış oldu. Böylece 3 gün süren kısa vade yükseliş eğilimini de sonlandırmış oldu. ABD’de dün gerçekleştirilen 10y tahvil ihalesinde $38 milyar rakamı takip edilirken, yatırımcıların sergilediği yüksek talep faizler üzerindeki gerginliğin azalmasına imkan tanıdı. Yeni gün fiyatlamalarına baktığımızda Asya seansında Amerikan 10y tahvil faizini %1.12 seviyesinde karşıladığımızı not düşmek isteriz. Hafta başlangıcında paylaştığımız sabah notunda Pazartesi-Perşembe günleri arasında geçecek olan işlemlerde kısmen negatif yaklaşımın artabileceğine değinmiş ve fakat mevcut faiz seviyelerinden de geri dönüş olma ihtimalini yüksek gördüğümüzü eklemiştik. Henüz tam anlamıyla sürecin sona erdiği noktasında emin olmamakla birlikte kısa vadeli işlemler açısından olumlu okuduğumuzun bilinmesini isteriz. Yarın seçilmiş Başkan Biden tarafından açıklanacağı belirtilen yeni mali teşvik paketi –boyutunun ne olacağına dair fikrimiz yok ancak $1 trilyon seviyeleri piyasa genelinde telaffuz ediliyor- bir tur daha yükselişin tetiklenmesine neden olabilir.

Değerlendirmelerimiz arasında yer alan bir diğer önemli unsur da zamanlama olarak “tamamen yanlış” olarak yorumladığımız Fed’in beklenenden daha erken teşvik sürecinden çıkacağı ve korkulan ‘tapering’ adımlarını atacağı spekülasyonuydu. Nitekim ABD’de böylesi stresi ölçümlemeye yardımcı olan 2-10y spreadi 100bp üzerine hareketlenerek 2017’den bu yana görülmeyen ivme sergiledi. DXY’nin <90.00 bölgesi aşağısına kaymış olması Japonya’da NKY 225 endeksinin USD bazında rekor düzeye ulaşmasına giden yolu açarken, nispeten iyimser bir güne başladığımızın bilinmesini isteriz.

Yerel varlıklarda ise Türk lirası üzerindeki baskının kısmen de olsa devam ettiği ancak daha kontrollü şekilde 7.40-7.55 aralığında seyrettiğini görüyoruz. 12 Ocak fiyatlamalarındaki tek can sıkıcı nokta ise TL cinsi varlıklarda benzer bir negatif algılama olmamasına rağmen CDS’in 330bp seviyesi üzerine gelmesi oldu. Hareketi açıklayabilecek somut bir gerekçemiz bulunmamakla birlikte 2021’e dair beklentimizin 200bp seviyelerinde dengelenme şeklinde olduğunu ekleyelim.

Piyasalar

2021 yılının başlangıcı ile birlikte kısa yönlü USD pozisyonlarındaki sıkışmanın yarattığı stres gelişmiş ülke para birimlerinde ciddi dalgalanma yaratmasa da –JPY hariç- EMFX grubu nezdinde baskılanmanın artmasına zemin hazırladı. 31/12-01/11 aralığında BRL ve ZAR çaprazları USD karşısında %5’in üzerinde değer kaybederken, DXY 89-91 hareketinin önemli bir kısmını ve hatta tamamını tahvil faizlerindeki pozisyon ayarlamasından güç alarak yaptı. Farklı vadelerdeki spreadlerin genişlemesi -2-10y ölçümlemesinde 100bp, 5-30y cephesinde ise 140bp civarına yönelim-fiyatlamalarda volatilitenin de yükselişine neden oldu. Bugün itibarıyla devralınan yeni günde ABD tahvil ihraçlarındaki eşiğin şimdilik geçilmiş olması gerginliğin de azalmasına imkan tanıyor. Bu nedenle 13 Ocak işlemleri açısından nispeten daha iyimser bir duruş içerisinde olduğumuzu eklemek isteriz. USDJPY paritesinde yeniden 104 bölgesi aşağısına gelinmesi NKY 225’de Aralık 89’dan bu yana USD bazlı en yüksek seviyenin test edilmesini sağlarken, ABD 10y tahvil faizi ise %1.12’de bulunuyor. Faiz-finansal varlıklar hassasiyeti beklenmeyen zamanda gerçekleştiğinden yüksek katsayıda olurken, ilerleyen dönemlerde fiyatlamalara dahil edilmesi nispeten kolaylaşacağı için algı açısından da önemli bir eşik geçilmiş olabilir. Şu an için sadece sorgulama aşamasındayız. Dün gerçekleştirilen $38 milyar 10y tahvil ihracında 2.47 b/c rasyosunun oluşmasının ardından bugün iki önemli gelişmeyi yakından izleyeceğiz: 1- Aralık ayına ait ABD enflasyon verileri. 2- $24 milyar seviyesindeki 30y vadeli tahvil ihracı. Türk lirası Amerikan doları karşısında günü %0.35 değer kazancı ile tamamlarken, BİST 100 endeksi kapanışı %0.87 primlenmeye paralel 1549 puan seviyesinden gerçekleşti. 10y tahvilde faizin son düzeyi -1bp ile %13.23’ten kapanış yaparken, ülke risk primi ise %3 yükselişle 331bp oldu. EMEA bölgesi endekslerinde gün sonu kapanışları karışık bir resim oluşumuna işaret etti. Euro Stoxx 50 %-0.23, FTSE 100 %-0.65, DAX %-0.08 ve Rusya (RTS, USD) grubu %1.25 ile takip edildi. Yakın dönem ortalamalarına kıyasla azalışa işaret eden işlem hacimleri net olmazken, Rusya ve Almanya gibi endekslerde artışa işaret ederken, diğer gruplarda düşük seyrini muhafaza etti. Amerika kıtası işlemlerinde Avrupa seansına kıyasla daha iyimser bir tablonun oluştuğunu söylemek mümkün. Majör ABD endekslerinde yatay-pozitif eğilim gözlenirken, seans içerisindeki dalgalanmaların yüksek olduğunu not düşmek gerekiyor. S&P 500 ve Nasdaq cephelerinde işlem hacimleri ortalamada %15 artarken, Dow Jones ise son 1 aya kıyasla %4 düşüş gösterdi. Kıtada yer alan gelişmekte olan ülke varlıkları da pozitif tarafta yer alırken; Bovespa %0.60, Merval ise %0.46 ile izlendi. Asya’da yeni gün işlemleri pozitif tarafta gerçekleşiyor. TSİ 08.30/ NKY 225 %1.09, Hang Seng %0.08, CSI 300 %0.24 ve KOSPI %0.96 ile işlem görüyor. Offshoreda USDNCH paritesi 6.4464 ile hafif primli.

Fiyatlamalar

BİST 100 işlemlerinde kar realizasyonu ihtimalini göz ardı etmeksizin genel olarak yüksek risk iştahının korunmasını ve global piyasalara paralel seyrin devamını bekliyoruz. 1520-1500 seviyeleri destek, 1560 ise direnç olarak izlenebilir. Lira performansı, CDS ve özellikle son dönemde dikkat çeken artan korelasyonla Avrupa hisselerindeki fiyatlama eğilimi BİST 100 fiyatlamasını etkileme potansiyeline sahip. USDTRY paritesi işlemlerinde azalan ülke risk primi ve atılan normalleşme adımlarının etkili olmasının ardından ek negatif yeni bir başlık doğmadıkça Türk lirası lehine pozisyonlanmanın devam etmesini ve global fonlama koşullarındaki seyrin belirleyici olacağını düşünüyoruz. Teknik açıdan 7.30-6.90 destek, 7.51- 7.73 ise direnç olarak izlenebilir. EURUSD paritesi fiyatlamalarında global Amerikan doları yaklaşımı ana etken konumunda kalmaya devam ediyor. Şu aşamada bölgeye ait önemli bir akışın gözlenmemesi parite işlemlerinde tek belirleyicinin global USD düşüncesi olmasına zemin hazırlıyor. Orta vadeli EUR yükselişi açısından 1.1880 bölgesi üzeri eğilimin sürdürülebilirliği önemli. Söz konusu seviye gerisine gelinmedikçe EUR lehine ortamın korunacağını düşünüyoruz. 1.2140-1.2050 destek, 1.24 direnç seviyeleri olarak izlenebilir.