13. Rekabet Kongresi’nde dijitalleşme ve yeşil dönüşümün etkileri ele alındı.

Farklı sektörlerde faaliyet gösterin 40 derneğin oluşturduğu Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) tarafından, iş dünyası, kamu, akademi ve STK’ların daha rekabetçi olmaları hedefiyle bu yıl 13. kez düzenlenen Rekabet Kongresi’nde, “Yeşil Dönüşüm ve Döngüsel Ekonomi Işığında Pandemi Sonrası Sektörler” masaya yatırıldı.

“Rekabetçilik artık yaşayan bir organizma”

Kalkınma ve rekabette sürdürülebilirliğin yalnızca ekonomide değil toplumda da hayati bir öneme sahip olduğunu söyleyen girişim ve iş dünyası konfederasyonu başkanı Orhan Turan, “Rekabetçilik artık yaşayan bir organizma. Bu organizmanın beynini daha çevreci-yeşil, yenilikçi ve teknolojiyi ön plana alan katma değerli üretim süreçleri, kalbini ise hukuk ve demokrasi oluşturuyor. Kalbin ve beynin daha dengeli çalışması ülkelerin, ekonomilerin ve sektörlerin rekabetçiliğini artırırken, toplumları da daha sürdürülebilir bir refah toplumu haline getiriyor. Gelişmiş bir demokrasi ve hukuk sistemi; adil, şeffaf, hesap verebilir ve liyakat esaslı bir devlet yönetimi ile rekabetçilik gücüne de kaldıraç etkisi yaratıyor. Güven ve istikrarın garantisi, hukukun üstünlüğünün sağlanmasından geçiyor” dedi.

Türkiye ve insanlık için asıl beka meselesinin, iklim değişikliğinin yaratacağı sorunlar olduğuna vurgu yapan Turan şöyle devam etti; “Bu süreçte sektörlerimizin enerji verimliliğinin artırılması da kritik önem taşımaktadır. Öte yandan enerji maliyetleri artışı ile sanayimizin üretim, ihracat ve rekabetçilik gücünün azalmasına izin vermemeliyiz. Üretim ekonomisi, yüksek teknoloji kullanımı, nitelikli insan kaynağı sağlayacak bir eğitim sistemi ile dönüştürülmüş bir Türkiye’nin, verimlilik artışı yoluyla markalı ve katma değerli ihracatını artıracağına inanıyoruz.”

“Gündemimiz istihdam, verimlilik, yetenek uyumsuzluğu ve rekabetçilik olmalı”

Covid-19’un sürdürülebilirliğin önemini bir kez daha ortaya çıkardığını ifade eden SEDEFED Yönetim Kurulu Başkanı Emine Erdem, “Hepimiz işlerimizi farklı yöntemlerle yöneterek, üretimi, ticareti, tedariki devamlı kılmaya, ekonomimizin önemli çarklarını döndürmeye çalışıyoruz. İşlerin yönetimi ve güvenliği tartışmanın bir yanını oluştururken, finansmana erişim, tedarik zincirinin sağlamlığı, lojistiğin aksamaması, üretimin güvenliği, çevresel koşullar ise sürdürülebilirlik tartışmalarında iş dünyasının daha hızlı reaksiyon göstermesini zorunlu kılıyor. İşletmelerin finansal destek ihtiyacının karşılanması ve öngörülebilir yatırım ortamının sağlanması önem taşıyor. Bu noktada ülkemizde görülen istihdam, verimlilik ve yetenek uyumsuzluğu sorunlarını aşmak, ekonominin küresel rekabetçiliğini artırmak için temel gündemlerimiz olmalı. Uzun vadeli dijital dönüşüm ve diğer makroekonomi politikalarıyla bu sorunların üstesinden hep birlikte, ortak akıl ile gelebiliriz” şeklinde konuştu. Günün değişen trendlerini en küçükten en büyüğe her ölçekteki işletmenin yakalaması gerektiğini vurgulan Erdem, bu kapsamda dijital yatırımların artması ve yeşil enerjiye geçişin hızlandırılması gerektiğinin altını çizdi.