Merkez bankası dijital paraları (CBDC) konusunda Çin liderliğini sürdürürken İngiltere Merkez Bankası da CBDC’ye yönelik bir çalışma ekibi kurdu. Yıllar süren tartışmaların ardından aniden ciddi bir hal almaya başlayan CBDC’ler banknotların dijital denkleri olarak düşünülebilir. 19. yüzyılda birçok banka farklı banknotlar üretiyordu ve karmaşık bir sistem vardı. Bankaların iflası ise tüketicilerin elindeki banknotların değerini sıfırlayabiliyordu. 1844’te çıkarılan bankacılık yasasına göre, tüm banknotlar İngiltere Merkez Bankası tarafından piyasaya sürülüyor.

Financial Times’ın haberine göre, bu durum önemli ölçüde eşitlik de sağladı. Bankaların her zaman İngiltere Merkez Bankası hesapları üzerinden kendi aralarında risksiz bir ödeme sistemine erişimleri vardı. Ancak merkez bankası tarafından piyasaya sürülen banknotların ardından, benzer bir hizmet herkesin erişimine açıldı. İçinde bulunduğumuz yüzyılda ise internetin yaygınlaşması herkesin teknik olarak online bir İngiltere Merkez Bankası hesabı sahibi olmasını mümkün kıldı.

Her alanda toptancılar internet üzerinden kendi perakendecilerini aradan çıkarmaya çalışıyor. Böylelikle tüketiciler uçak bilenlerini bir seyahat acentasından ya da doğrudan hava yolu şirketinden satın alabilir. Ancak herkes için online merkez bankacılığı klasik bir “sistem bozucu inovasyon” olurdu ve bu genellikle büyük geleneksel sisemler tarafından uygulanmıyor. Aynı zamanda bu uygulamanın karşılaşacağı siyasi engeller de söz konusu. Şimdi ödeme sistemlerinde özel dijital paralar öne çıkarken CBDC’ler yeniden tüm bu tartışmaları gündeme getirdi.

İngiltere Merkez Bankası tarafından piyasaya sürülen bir dijital para birimi, herkesin merkez bankasının dijital banknotunu, dijital cüzdanlarında tutmasına imkan tanıyacak. Bununla birlikte kredi kartları ve akıllı telefonları nasıl kolaylıkla kullanabiliyorsak, bu paralar da herhangi birine kolaylıkla transfer edilebilecek. Ancak bahsi geçen para bir CBDC olduğu için, daha ucuz ve daha az riskli olacak. Dahası İngiltere Merkez Bankası’nın paraları genellikle senyoraj karı oluşturuyor. Bu da merkez bankalarının piyasaya para sürmeleri ve genellikle çok daha ucuz olan para basma maliyeti arasındaki fark anlamına geliyor.

İngiltere Merkez Bankası’nın sahibi olarak, bu para hükümete devrediliyor. CBDC’lerin ise benzer bir sistemle ancak çok daha büyük bir ölçekte çalışması bekleniyor. 

Bu yeni uygulama ise korona virüs nedeniyle darbe alan hükümet bütçesi için bir fırsat olabilir. finansgundem.com'un derlediği bilgilere göre, şimdilerde dolaşımdaki paranın %97’si kredi veren ticari bankalar tarafından yaratılıyor. Merkez bankalarının bu yarışa katılması ise, tıpkı telekom şirketlerinde olduğu gibi bankaların da karlarında düşüşe neden olacak. Bu durum iki soruyu ortaya çıkarıyor.

Bunlardan birincisi dijital cüzdanlarda bulunan CBDC’lerin banka mevduatı olarak görev görebilecek olması. Banka mevduatlarından panik halinde CBDC’ye geçiş dalgasını önlemek için, yeni dijital paraların piyasaya sürülme miktarı sınırlanabilir. İngiltere Merkez Bankası’nın araştırma ekibinin belirlediği oran ise gayrisafi yurtiçi hasılanın %30’u seviyesinde. Bu durum yüksek maliyetli vergilendirmenin yerini alabilir, hükümet hazinesini yükseltebilir ve ödemelerin etkinliğini artırabilir. Tüm bunlar ise ekonomide 90 milyar sterlinlik bir büyüme yaratabilir.

İkincisi düşen Banka mevduatları bankaların kredi hacmini küçültebilir. Bu durumda ise merkez bankaları bankalara kredi sağlayabilir. Para üretimi banka borcuna giderek daha fazla bağımlı olmaya devam ettiği sürece sistem giderek istikrarsızlaşır. İngiltere Merkez Bankası’nın 2010 yılında başkanlığını yürüten Mervyn King, “bankacılığı organize etme yöntemleri arasında, en kötüsü bugün bizim yürüttüğümüz yöntem” dedi. Elbette CBDC’lerin kullanımının benimsenmedi oldukça “cesur” bir hamle olacak.