Finansın geleceğinde merkeziyetsizleştirilmiş finans (DeFi) var. Blockchain teknolojisini kullanan yeni finansal aracı türleri, finansa erişimi genişletmeyi ve yetersiz geleneksel kurumları geride bırakmayı hedefliyor. DeFi aynı zamanda hükümeti denetimi ve düzenlemesinin de bir kenara bırakılmasını mümkün kılıyor. Örneğin Çin’de kripto paralara yatırım yapma yasağı, yatırımcıların DeFi’ye yönelmesine neden oluyor.

Bu teknoloji yeni ve heyecan verici fırsatlar sunsa da bu tür kontrolsüz bir finansal mühendislik yeni risklere de kapıları açıyor. Financial Times’ın haberine göre DeFi ilk bakışta, finansal işlemleri gerçekleştirmek için daha güvenli bir sistem gibi görünebilir. Sistem birden fazla sayıda bilgisayar üzerinde tutulan dijital ve şeffaf defterlerle tanımlanıyor. Bu nedenle merkezi bir hata noktası bulunmuyor. Sistemin yönetimi de herhangi bir merkeze bağlı değil.

Kontrol merkezi bir otoritede değil, bir network’ün üyelerinde bulunuyor. Güven ise kamusal uzlaşıyla sağlanıyor: Network üyeleri, işlemlerin geçerliliği üzerinde fikir birliği içinde olmak durumunda. Bu noktada üçüncü parti kişi ve kurumlara ihtiyaç duyulmuyor. Prensipte bu özellikler DeFi’yi kişi ve kurumlardan gelecek kötücül yazılımlara karşı koruyor. Aynı zamanda sistem geliştiricilerin kullanımına da açık.

Bu şekilde yazılımcılar açık kaynak teknolojisi üzerine inşa edilmiş DeFi projelerini bir araya getirerek yeni finansal ürün ve hizmetler oluşturabiliyor. Bunun içinse izin alınması gerekmiyor. DeFi alanında sunulan yenilikçi finansal ürünlerden bir tanesi de ‘flaş’ krediler. Flaş kredilerle teminat göstermeden kredi çekilebiliyor, bu para daha sonra oldukça küçük bir masrafla geri ödeniyor. Bir flaş kredi yalnızca bir bilgisayar koduyla göz açıp kapayıncaya kadar verilebiliyor.

İşlemler anlık gerçekleştiği için batık kredi ve likidite riskleri de azaltılmış oluyor. Finansal ve diğer varlıkların herhangi bir aracı olmadan alınıp satılmasına imkan tanıyan akıllı kontratlar da DeFi alanında öne çıkıyor. Kodlar aracılığıyla ekonomik riskler değerlendirilebiliyor. Uygulamaların açık kaynak özelliği, tehlikelere karşı güvenlik sağlıyor. Yine de bazı hackerlar DeFi ürünlerinin de zayıf noktalarını bulabiliyor. Aynı zamanda risklerin tam olarak farkında olmayan kullanıcılar da risk yaratabiliyor.

Bununla birlikte kontrolü sağlayacak merkezi bir otoritenin bulunmaması da beraberinde bazı riskleri getiriyor. Cornell University araştırmacıları otomasyon botlarının bazı işlemlerde makul olmayan bir fiyattan açık teklif verebileceğini açıkladı. Bu hatayı bildirecek herhangi bir otoritenin olmaması da araştırmacıların görüşüne göre riskleri artırıyor. DeFi özgürlükçü ilkeler üzerine kurulu bir sistem olsa da, henüz gelişme aşamasında olan blockchain sistemleri kuralları kendi lehine çevirecek küçük gruplar karşısında savunmasız olabilir.

Dahası finansgundem.com'un derlediği bilgilere göre blockchain’ler bazı işlemleri gerçekleştirmek için varlıkların fiyatları ve sahipliğiyle ilgili bilgiye ihtiyaç duyuyor. Örneğin blockchain üzerinde gerçekleştirilecek bir vadeli kontratı işleminin, emtia borsalarından fiyat alması gerekiyor. ‘Oracle’ adı verilen bilgisayar programları blockchain dışındaki bu bilgileri alıp, iletebiliyor. Bu oracle’lar ise hacker saldırısı gibi teknik risklere maruz kalabilir.

Bu nedenle düzenleyiciler arasında en açık fikirli olanları bile finansal risklerden endişeli. DeFi ürünlerinin, düzenleyicilerin denetimi altında olan kurumlarla kesiştiği noktalarda, düzenleyiciler hamle yapabilir. Merkeziyetsizleştirilmiş finans giderek büyüyen bir alan haline gelirken düzenleyicilerin de bu piyasada ortaya çıkabilecek risklere karşı dikkatli olması gerekiyor.