Global piyasalara damga vuran bir önceki büyük resesyonda bankalar Küresel Finans Krizi’nin tam kalbinde bulunuyordu. Bankalar gibi borç verenler mortgage piyasasında oluşan balonla birlikte finansal sistemi dize getirmişti ve balonun patlamasından sonra küresel finans sistemi talepteki azalma, daha sert piyasa düzenlemeleri ve düşük faiz oranlarıyla baş etmek zorunda kalmıştı.

Korona virüs krizinde ise bu tablonun tamamen değiştiği görülüyor. Bankalar tartışmalı da olsa Kovid kriziyle birlikte sermaye biriktirdi ve herkesin ümit ettiğinden daha iyi bir kriz performansı gösterdi. Şimdiyse ekonominin yeniden toparlanmasıyla birlikte bankalar tarihi bir geri dönüşe hazırlanıyor.

Marketwatch’un haberine göre yatırım danışmanlığı firması Truist Advisory Services’ın Baş Borsa Stratejisti Keith Lerner konuyla ilgili açıklamasında, “Bankalar tüketicilerle benzer bir durumda. Türketici sektörünün toplamda bu kadar iyi performans göstererek sistemde şok etkisi yaratacağını beklemiyorduk” ifadelerine yer verdi.

ABD ekonomisinde en büyük korku olan işsizlik gerçekleşmedi. Lerner röportajında mali ve parasal teşvikler sayesinde temerrüde düşen şirketlerin sayısının görece az olduğunu ve hane halkının teşvik paketlerinden elde ettikleri geliri kullanarak borçlarını ödediğini ve tasarruf oluşturduğunu belirtti.

Baş stratejist aşının yayın olarak kullanıldığı bir dünyada ekonominin bir bahar havası yaşayabileceğini öngörüyor. Evde kanılan bir yılın ardından hane halklarında pahası yüksek ürünler de dahil olmak üzere bastırılmış bir tüketim talebi oluştu e bu talepler mali teşvikler tarafından da destekleniyor.

Benzeri bir şekilde TCW’nin Kıdemli Portföy Yöneticisi Diane Jaffee bankaların dev miktarlarda rezervlerle aşağı yönlü hareket ettiğini belirtiyor. Aslına bakılırsa Jaffee pandemiden hemen önce yürürlüğe giren yeni piyasa düzenlemelerine göre kredi verenlerin bilanço defterlerinde daha fazla kaynak bulundurması gerektiğine dikkat çekiyor.

Borsa uzmanına göre 2020 yılı boyunca beklenen en kötü durum senaryoları pandeminin kâbus gibi geçen ilk günlerinde bile gerçekleşmedi. Jaffee, “Gerçekten de %25 oranında işsizlik bekliyorduk!” dedi. Ancak bankalar, hükümet teşvik programları aracılığıyla krediler oluşturup elde ettikleri bankacılık gelirlerinin küçük miktarlarını rezervlerin katarak yollarına devam ettiler.

Bankalar için makroekonomi zemininden de önce en önemli konu piyasaların kendisi olabilir. Yıllardır düşük izlenen faiz oranlarında rüzgar 2021 yılında bankalardan yana esebilir.

Jaffee sadece verim eğrisindeki yükselmeye değil aynı zamanda bankaların borç alıp borç verme oranları arasındaki farkın genişlediğine dikkat çekiyor. Borsa uzmanına göre 10 yıllık ABD Hazinesi tahvillerindeki yükselişlerle birlikte bankaların net Faiz gelirleri istikrar göstermeye başlayabilir. Jaffee bankalar için “Sadece sürekli para kaybetmiyorlar. Dev maliyet düşürme önlemlerini sadece kayıplarla savaşmak için yapmak zorunda değiller” dedi.

ABD’nin en büyük bankası JPMorgan Chase üçüncü çeyrek bilançosunda tarihi rakamlar açıkladı. Jaffee banka bilançosundaki %19’luk somut ortak sermaye geliri artışına dikkat çekiyor.

Ancak faizlerdeki bu yükseliş aynı zamanda on yıldan uzun süredir devam eden boğa piyasasının sonunu getirebilir. Eğer tahvil fiyatları düşer ve verimler artarsa, piyasa uzmanına göre şirket tahvillerine yatırım yaparlar krediler için bankalara dönerek finansal ihtiyaçlarını karşılayabilir.