Yıldırım, medya temsilcileriyle bir araya geldiği sabah kahvaltısının ardından yaptığı konuşmada, bu seçimlerde de vatandaşların gelecek 5 yıl için yerelde kendilerini temsil edecek başkanlarını seçeceğini hatırlattı. Bugünlerde partilerde çok hummalı çalışmaların olduğunu, belediye başkan adaylarının il ve ilçe bazında belirlendiğini ve kamuoyuna ilan edildiğini belirten Yıldırım, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 29 Aralık günü İstanbul'da yapılan geniş katılımlı toplantıda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve 39 ilçenin belediye başkan adaylarını kamuoyuna tanıttığını anımsattı. Yıldırım, 31 Mart seçimleri için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yarışacağını ifade ederek, "Partimiz karar verdi. İstanbul'da bu yarışta bulunmamızı istedi bizden. 'Başımız, gözümüz üstüne' dedik, böyle bir yola girdik. Allah hakkımızda hayırlısını versin. Ayrıca bu 39 ilçede, 3 arkadaşımız Maltepe, Beşiktaş, Silivri, Cumhur İttifakı içinde MHP'den belediye başkan adayı olarak seçimlere katılacak. 36 3. Cumhur İttifakı her ilçede seçimlere girmiş olacak." diye konuştu. 

Sandığa gitmeye bugünden itibaren 84 gün kaldığını anlatan Yıldırım, bu süreç içinde bütün adayların olduğu gibi kendilerinin de ilçe ilçe, mahalle mahalle hemşehrilere çeşitli iletişim araçlarını kullanarak ulaşacaklarını, projelerini anlatacaklarını, ancak prensip olarak daha az konuşacaklarını, daha fazla dinleyeceklerini söyledi. 

"İSTANBUL'U DİNLEYECEĞİZ, GÖZLERİMİZ KAPALI DEĞİL" 

"İstanbul'u dinleyeceğiz, gözlerimiz kapalı değil. Gözlerimiz açık İstanbul'u dinleyeceğiz, kulaklarımız delik İstanbul'u dinleyeceğiz. İstanbul'un gören gözü, işiten kulağı, düşünen aklı ve hisseden kalbi olmaya devam edeceğiz" diye konuşan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: 
"31 Mart seçimlerinde sonuç ne olursa olsun, İstanbul kazansın istiyoruz, ülkemiz kazansın istiyoruz. Bu bakımdan şu ana kadar İstanbul'da büyükşehir adına yarışacak belli iki aday var. Bunlardan bir tanesi CHP ve Millet İttifakı adına Ekrem İmamoğlu, birisi de Cumhur İttifakı adına benim. Arkadaşımıza da telefon ettim, başarılar diledim, tebrik ettim. Benim arzum 31 Mart yerel seçimlerinin İstanbul ölçeğinde, İstanbul merkezli, İstanbulluların sorunları, beklentileri ve geleceğini konuşacağımız bir seçim olması. Bu seçimlerin bir genel seçim havasına dönüştürülmesi, bir referanduma dönüştürülmesi bana göre İstanbul'a yapılabilecek bir iyilik değildir. İstanbul'un konularının, dünya şehrinin konularının güme gitmesi beni çok üzer. Bu bakımdan kampanya boyunca bu alanda kalmaya devam edeceğim. Mecbur kalmadıkça bu alan dışındaki konularda çok fazla mesai harcamayacağım. Ümit ederim ki diğer partiler de veya diğer ittifak da bu hassasiyeti gösterir. Bunun şüphesiz en büyük faydası, bu güzel şehre olacaktır, bu şehirde yaşayan 15 milyon 250 bin hemşehrimize olacaktır." 

"YENİ DÖNEMİN İLK DURAĞI 2023'TÜR" 

Binali Yıldırım, İstanbul yerel yönetiminde 25 yıllık bir geçmişlerinin olduğunu belirterek, "27 Mart 1994 Recep Tayyip Erdoğan... O zaman AK Parti yoktu ama AK Parti İstanbul hareketiyle başladı. Dolayısıyla geçen çeyrek asrın her türlü sevabıyla, günahıyla sorumlusu biziz. Bunu, herkesin bilmesini istiyoruz. Şimdi 31 Mart seçimleriyle beraber yeni bir dönemin belki bir 25 yıl daha sürecek yeni bir dönemin kapılarını aralamayı hedefliyoruz. Bu, yeni dönemin ilk durağı Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümü 2023'tür. 2023'e bir yandan Türkiye daha önce koyduğu hedeflerle yürürken, diğer yandan da İstanbul'da biz aynı şekilde İstanbul ölçeğindeki hedeflerle beraber yürüyeceğiz." diye konuştu. 

İstanbul'a geliş hikayesini anlatan Yıldırım, şunları aktardı: 

"Ben bu şehre 1967'de geldim. İlkokulu bitirmiş, köyünden başka hiçbir yer görmemiş birisi olarak bir gece yarısı bol ışıkların olduğu bir yere geldim. Harem'miş orası daha sonra öğrendim. Oradan bir yere geçtik. Büyük bir ev gibi... Biraz sonra hareket etmeye başladı, ben şaşırdım. Bulunduğumuz mekan hareket etmeye başladı diye endişelendim. Sonradan öğrendim o arabalı vapurmuş. Oradan Sirkeci'ye gittik. Amerikan taksileri vardı. Onlardan birine bindik. Amcam ile beraber Beyoğlu'na dedemin evine gittik, yerleştik. Ondan sonra da Kasımpaşa Piri Reis Ortaokulu'na kaydımız yapıldı. 1967'den 2003 Kasım'ına kadar sürekli İstanbul'da oldum. O dönemler İstanbul'un bilmediğim noktası kalmamıştı. Avrupa'da, Asya'da hala o dolaştığım semtler hafızamdadır. Her ne kadar büyümüş olsa da değişmiş olsa da mekan olarak çok rahat hatırlayabiliyorum. Ancak en son durumunu İstanbul'un görmek için bir ay her tarafını dolaşmak lazım.

İSTİFA AÇIKLAMASI

Hukukun olduğu yerde etik konuşulmaz. Hukuk devletinde hukuk konuşulur. TBMM Başkanlığı'ndan istifa etmeme konusundaki kararlılığımda değişiklik yok.En önemli problem ulaşım-trafik. Büyükşehirlerde trafiği yüzde 100 çözen yok. Biz çekilebilir bir seviyeye getireceğiz. Trafik durmayacak, yürüyecek.2006’da geniş katılımlı bir toplantı yaptık. Kısa-orta-uzun vadede çözüm yollarını raporlaştırmıştık. Rapora baktım hepsini gerçekleştirmişiz. O yıllarda mobilite 14 milyonmuş, şimdi 31 milyon.

UBER MESAJI

Taksicileri en iyi anlayan benim, 80’li yıllarda iki taksim vardı. 4 ay sonra gördüm ki bize göre değil, sattım. Taksiler şehrimizin aynasıdır. Eğitim, güvenlik yönünde gözden geçirilmesi gerekir. UBER de teknolojinin getirdiği bir kolaylık. Gerekli düzenlemeler yapıldığı takdirde bakılabilir.

"RAYLI SİSTEMDE GEÇ KALMIŞIZ"

Raylı sistemde geç kalmışız. İngilizlerle birlikte başlamışız (Beyoğlu Tünel) sonra durmuşuz. Erdoğan canlandırdı. Son projelerin tamamlanmasıyla 450 km’nin üzerine çıkacak. Şimdi toplam ulaşımda payı yüzde 19’ken bitince yüzde 48’e çıkacak. Park önemli, aracını bırakıp raylı sistemi kullanabilecek.
Bunlar için 55 milyar lazım. Doğru proje varsa para bulunur.

"ÇİFT PLAKA UYGULAMASINA SICAK BAKMIYORUM"

Şehre girişlerde tek-çift plaka uygulamasına sıcak bakmıyorum. Özgürlükçü adamım, inşallah mecbur kalmayız.

"SURİYELİLER KALICI DEĞİLDİR"

Ülkemizde 3.5 milyon Suriyeli var. Amacımız orayı işgal değil. Huzur getirmek. Suriye’nin toprak bütünlüğünü önemsiyoruz. 295 bin Suriyeli döndü. 
İstanbullular şunu bilmeli: Suriyeliler kalıcı değildir. Buradayken de yasa dışı faaliyetler içinde bulunmalarına müsaade etmeyiz. Sıfır tolerans. Tutar kulağından atarız.

"BİR KOLTUKTA İKİ KARPUZ OLMAZ"

Belediye Başkanı seçilirsem Meclis başkanlığını unut. Bir koltukta iki karpuz olmaz. İstanbul aidiyetini güçlendireceğim. Bunu İzmir yapıyor. İstanbul bizim evimiz, İstanbul bizim geleceğimiz. Ekonomisine eğileceğim. Turist sayısını artırma, istihdamı artırma hedefimiz olacak."