ANKARA (İHA) – Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Buradan gururla söylüyorum, Türkiye tarımsal hasılada Avrupa’da lider, dünyada ise ilk 10 arasındadır. Dünyadaki 19 trilyon dolarlık toplam ticaretin 1,5 trilyon dolarlık kısmını, yani yüzde 8,7’sini tarım ve gıda ticareti oluşturuyor” dedi.

Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli, video konferans yöntemiyle tarım müşavirleri ile Türkiye İhracatçılar Meclisi tanışma ve istişare toplantısına katıldı. Pandemi döneminde alınan 101 tedbir sayesinde gıda arzı ile ilgili hiçbir sorunla karşılaşılmadığını belirten Bakan Pakdemirli, “Tarımsal üretimin kesintisiz devamını sağladık. Gıda tedarik ve lojistik zincirlerini doğru yönlendirerek Avrupa’da, Amerika’da gördüğümüz market manzaraları ile karşılaşmadık. Kısacası bu süreçte tarıma daha sıkı sarıldık ve yeni projeleri bir bir hayata geçirdik. Sonuçta 2020 yılında pandemiye rağmen tarım sektörü bitkisel üretimden hayvancılığa, tarımsal hasıladan ihracata kadar her alanda büyümeye ve gelişmeye devam etti” şeklinde konuştu.

“Su ürünleri yetiştiricilik üretimimiz 2019 yılında 374 bin tona ulaşarak Cumhuriyet tarihinin üretim rekorunu kırmıştır”

Bitkisel üretim miktarının 2020 yılında 124 milyon tonu aşarak Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdığını ifade eden Bakan Pakdemirli şunları söyledi:

“Hayvan varlığımızda ise son bir yılda çok ciddi artışlar yaşadık. Büyükbaş hayvan varlığımızı yüzde 4,2 artışla 18,6 milyon başa, küçükbaş hayvan varlığımızı ise yüzde 13,6 artışla 55,1 milyon başa çıkardık. Su ürünleri yetiştiricilik üretimimiz ise 2019 yılında 374 bin tona ulaşarak, yine Cumhuriyet tarihinin üretim rekorunu kırmıştır. Tüm bu üretim artışlarının arkasında iki faktör ön plana çıkıyor. Birincisi, üreticiye ve yatırımcıya verdiğimiz destekler. Son 18 yılda üreticilerimize reel rakamlarla toplam 311 milyar lira tarımsal destek verdik. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle birlikte tarımsal desteği yüzde 65 artışla 24 milyar liraya çıkardık. İkinci faktör ise Türkiye’nin ürettiği kaliteli ürünleri dünya pazarlarına sunma potansiyeli. Artık üreticimiz şunu çok iyi görüyor. Ben üretimimi artırırsam ve bu ürünlerde kaliteyi ve uluslararası standartları yakalarsam daha çok ürünü daha iyi fiyatlarla dünya sofralarına sunabilirim.”

“Ülkemiz, coğrafi konum açısından büyük bir avantaja sahip”

Tarım sektörünün Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte son 2,5 yılda tüm çeyreklerde büyüme gösterdiğini bildiren Bakan Pakdemirli, “2020 yılı ilk 3 çeyrek ortalamasında ise yüzde 5,3 gibi önemli bir büyüme rakamına ulaşarak ekonomimize katkı sağlamaya devam etti. Tarımsal hasılamız son iki yılda yüzde 47 artışla 277,5 milyar liraya ulaştı. Buradan gururla söylüyorum, Türkiye tarımsal hasılada Avrupa’da lider, dünyada ise ilk 10 arasındadır. Dünyadaki 19 trilyon dolarlık toplam ticaretin 1,5 trilyon dolarlık kısmını, yani yüzde 8,7’sini tarım ve gıda ticareti oluşturuyor. Son 18 yılda global toplam mal dış ticareti yüzde 205 artarken, tarım ve gıda dış ticareti daha fazla artarak yüzde 229 artış gösterdi. Yani dünyada tarım sektörü ticareti, büyük bir büyüme potansiyeli gösteriyor. Dolayısıyla, global pazarlar açıkçası Türk girişimcileri bekliyor. Bu manada ülkemiz, coğrafi konum açısından büyük bir avantaja sahip. 1,9 trilyon dolarlık tarımsal ticaret hacmine sahip bir bölgenin tam kalbinde yer alıyoruz. Ukrayna’nın hububatını, Bulgaristan’ın ayçiçeğini, Kazakistan’ın, Rusya’nın arpasını, buğdayını alıp satabiliyorsak işte o zaman tarımsal potansiyelimizin ötesinde çok büyük söz sahibi olabiliriz” diye konuştu.

“Türkiye, tarım ve gıda ürünlerinde net ihracatçı bir ülkedir”

Bakan Pakdemirli, tarımsal ihracatın 5 kat artışla 3,7 milyar dolardan 18 milyar dolara yükseldiğinin altını çizerek, “Türkiye, tarım ve gıda ürünlerinde net ihracatçı bir ülkedir. Son 18 yılda toplam 237 milyar dolar ihracat yaptık ve 78 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik. 193 ülkeye bin 827 çeşit tarım ürünü ihraç ediyoruz. 2020 yılı ilk 11 ayında ise pandemiye rağmen tarım ve gıda ürünleri ihracatımızı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,3 artırdık. Böylelikle 16,9 milyar dolar tarım ve gıda ürünleri ihracatı yaptık ve 5 milyar dolar dış ticaret fazlası verdik” değerlendirmesini yaptı.

“Ülkemiz buğday unu ihracatında dünyada birinci, makarna ihracatında ikincidir”

Bitkisel üretimde sağlanan artışın tarımsal ihracata pozitif yönde etki yaptığını söyleyen Bakan Pakdemirli, “Bitkisel ürün ihracatımızda 2020 yılının 11 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre değer olarak yüzde 7 artış sağlandı. Sebzelerde yüzde 12, meyvelerde ise yüzde 8 artış ile toplam 4,8 milyar dolarlık ihracat yaptık. Ülkemiz buğday unu ihracatında dünyada birinci, makarna ihracatında ikincidir. Fındık, kuru kayısı, incir, kuru üzüm ve ayvada dünya ihracatında lideriz. 2020 yılı ilk 11 ayında nohut ihracatımız 127 bin tona yükselmiştir. Böylece 2017 yılında 90 bin ton nohut ithal etmekteyken, 2018 yılından itibaren ülkemiz nohut dış ticaretinde her yıl artan oranda net ihracatçı konuma ulaşılmıştır. Ülkemiz Dâhilde İşleme Rejimi kapsamında ithal edilen mercimeğin işlenip, katma değerli ihracatı ile dünya üçüncüsü konumundadır. 2002 yılında 1,5 milyon ton olan ülkemiz toplam meyve ihracat miktarı yüzde 132 artışla 3,4 milyon tona, ihracat değeri ise yaklaşık 5 kat artışla 4,9 milyar dolara yükselmiştir. Bakanlığımızın etkin politikaları ve sektörün yapmış olduğu çalışmalar neticesinde tohum ihracatımız son 18 yılda 9 kat artışla 17 milyon dolardan 155 milyon dolara yükseldi. Tohumluk ihracatının ithalatı karşılama oranı ise 18 yılda yüzde 31’den yüzde 86’ya ulaşmıştır. Bu oranı yüzde 100’ün üzerine taşımaya gayret ediyoruz. Hedefimiz, 2023 yılında 500 milyon dolarlık tohum ihracatına ulaşmak” dedi.

“Su ürünleri ihracatımız son 18 yılda yaklaşık 7,5 kat artarak 27 bin tondan 200 bin tona yükseldi”

Canlı hayvan ve hayvansal ürün dış ticaretinde 2019 yılında 585 milyon dolar, 2020 yılının ilk 11 ayında ise 712,2 milyon dolar dış ticaret fazlası verildiğini vurgulayan Bakan Pakdemirli şunları kaydetti:

“2020 yılının ilk 11 ayında kontrollü olarak izin verilen 141 bin küçükbaş hayvan ihracatı ile ekonomimize 26 milyon dolar katkı sağladık. 2020 yılında Çin’e süt ve ürünleri ile kanatlı eti ve ürünleri ihracatı başladı. Bu haberler elbette güzel. Ama bu güzellikleri daha da artırmak zorundayız. Su ürünleri sektörü, ülkemizin ihracattaki önemli kalemlerinden biridir. Başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere 100’den fazla ülkeye su ürünleri ihracatı yapıyoruz. Su ürünleri ihracatımız son 18 yılda yaklaşık 7,5 kat artarak 27 bin tondan 200 bin tona yükseldi. Özellikle son iki yılda su ürünleri ihracatımız değer olarak yüzde 20 artarak 1 milyar dolara ulaştı. Yeni hedefimizi ise 2 milyar dolar olarak belirledik. Ormancılık alanında ise odun endüstrisi dış ticaretinde artık fazlaya geçtik. 2018’e kadar yıllık ortalama 2 milyar dolar dış ticaret açığı verirken, 2019 yılında 265 milyon dolar dış ticaret fazlası verdik. 2020 yılı için 1 milyar dolar dış ticaret fazlası bekliyoruz. Odun dışı orman ürünleri dış ticaretinde son 2,5 yılda yüzde 105 artışla 1 milyar 350 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. Hollanda’nın tarımsal hasılası 15 milyar dolar ama tarım ve gıda ihracatı 100 milyar dolar. Bunu nasıl yapıyor, 67 milyar dolar civarında tarım ve gıda ürünü ithal ediyor, işliyor, içine bilgi ve inovasyon katıyor ve yüksek fiyata dünyaya pazarlıyor. İşte biz de böyle yapmalı, üretime daha fazla bilgi ve inovasyon katmalıyız. Ancak bu şekilde tarımsal ürün ihracatında hedeflediğimiz noktaya gelebiliriz.”

“Çevre dostu, temiz enerji kullanan, karbon ayak izi düşük ürünler için gerekli önlemle şimdiden alınmalı”

Avrupa Birliği’ne ithal edilen ürünlerin karbon içeriklerine göre fiyatlandırılacağı bir mekanizma kurulacağı bilgisini veren Bakan Pakdemirli, şu ifadelere yer verdi:

“Avrupa Birliği, 2019 yılı sonunda yeni büyüme stratejisi olarak ’Yeşil Mutabakat’ı (Green Deal) açıkladı. Bundan sonra yapacağı her düzenlemede ve ticari alışverişte bu kapsamda belirleyeceği kuralları uygulayacağını ilan etti. Yeşil Mutabakat ile Avrupa Birliği, 2050 yılında sera gazı emisyonlarını sıfırlamak üzere çıktığı bu yolda birçok ürüne sınırda karbon düzenlemesi getiriyor. Çok yakın zamanda özellikle tarım ürünleri ihracatımızda sıkıntı yaşamamak ve rekabet gücümüzü arttırmak adına, çevre dostu, temiz enerji kullanan, karbon ayak izi düşük ürünler için gerekli önlemlerin şimdiden alınması gerektiğini sizlerle paylaşmak isterim. Tarım ürünlerini ilgilendiren Avrupa Birliği’nin ’Çiftlikten Çatala Stratejisi’ kapsamındaki gelişmeleri ve yapılması gerekenleri sizlerle dönem dönem paylaşacağız.”

Dijital Tarım Pazarı uygulaması ve ‘Tarımın Geleceği Geleceğin Tartımı’ platformu hakkında açıklamalarda bulunan Bakan Pakdemirli, şunları söyledi:

“2020 yılı Nisan ayında Türkiye tarımı için önemli proje olan Dijital Tarım Pazarı’nı uygulamaya aldık. DİTAP, sözleşmeli üretim, fiyat istikrarı, maliyetlerin düşürülmesi gibi çok sayıda unsuru içeren önemli bir proje. Kısa sürede önemli bir gelişme gösterdi üye sayısı 160 Bini geçti. Tabi DİTAP, doğrudan üreticiyle satıcıyı buluşturan bir platform. O nedenle ihracatçılarımız da pazar taleplerine uygun tarım ve gıda ürünlerini bu sistem üzerinde kolayca temin edebilir. Dijital erişimden elektrikli traktöre, akıllı kulak küpesinden e-tarım portalına kadar üreticimize yönelik birçok yeni uygulamayı hizmete aldık. Yine, geçtiğimiz yıl temmuz ayında ’Tarımın Geleceği-Geleceğin Tarımı’ platformunu hayata geçirdik. Burada tarıma yatırım, Ar-Ge ve inovasyon ön plana çıkıyor. Girişimciler için bitkisel ve hayvansal üretimde çok sayıda yatırım rehberleri hazırladık. Bu rehberleri daha da artıracağız.”

“Ürünlerimizin kalite, yöresel ve sağlık vurgusuyla üretilmesi ve uluslararası pazarlarda pozitif bir ’Türk ürünü’ imajının sağlanması gerekiyor”

Coğrafi işaret tesciline sahip ürünlerin benzerleriyle kıyaslandığında yaklaşık 3 kata kadar daha fazla fiyatlanabildiğini aktaran Bakan Pakdemirli, “Son 18 yılda Türkiye’de 592 ürünün coğrafi işareti tescil edildi. Bunun 279’unun yani yaklaşık yüzde 50’sinin son 2,5 yılda tescil edilmesini sağladık. Halen 699 tescil aşmasında ürünümüz bulunuyor. Potansiyelimizin 2 bin 500 civarında olduğu tahmin edilmektedir. Ürünlerimizin ’kalite, yöresel ve sağlık’ vurgusuyla üretilmesi ve uluslararası pazarlarda pozitif bir ’Türk ürünü’ imajının sağlanması gerekiyor. Bu nedenle biz de markalaşma çalışmalarımızı; planlı ve sonuç odaklı programlar çerçevesinde ve kurumlar arası iş birliği ile sürdürüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Çin, Rusya, Almanya, Fransa gibi ülkelerde açtığımız yeni müşavirlikler, bu ülkelerle olan ticari ilişkilerimizi daha da güçlendirecektir”

5 kişi olan yurt dışı müşavirlik sayısının geçen 15’e çıkarıldığını bildiren Bakan Pakdemirli, “Özelikle, tarım ve gıda ürünleri ihracat potansiyeli yüksek Çin, Rusya, Almanya, Fransa gibi ülkelerde açtığımız yeni müşavirlikler, bu ülkelerle olan ticari ilişkilerimizi daha da güçlendirecektir. Şu anda bunların 4 tanesine atama gerçekleştirdik. Pekin, Roma, Brüksel’deki Avrupa Birliği’ne ve Cenevre’deki Dünya Ticaret Örgütü’ne müşavirlerimizi görevlendirmiş bulunuyoruz. Tabii bu müşavirlikler, ülkemiz tarım ticareti açısından son derece önemli ve stratejik noktalar olduğu için bu kadrolara öncelik verdik. Maalesef, pandemi nedeniyle diğer ülkelere olan atamalarımızın süreci uzadı. Ancak, en yakın zamanda bu atamaları da gerçekleştirmiş olacağız” şeklinde konuştu.