Avukat Doğa Şanlıoğlu, koronavirüs salgını döneminde uygulamaya konulan “İşten Çıkarma Yasağı”nın kanunlaşarak 1 yıla kadar uzatılmasının işveren ve çalışanlar için oluşturabileceği durumlar hakkında önemli bilgiler verdi:

“Uzatma kararı dezavantajlı sektörlerde devam ettirilmeli, desteklenmeleri sağlanmalıdır”

Yeni normal sürecin yaşandığı ekonomik koşullarda firmalar sektörel bazda farklılıklar gösterse de birçok iş kolunun toparlanma sürecine geçtiği görülmektedir. Ancak halen dezavantajlı durumu devam eden sektörlerin güçlendirilmesi, çalışma hayatının desteklenmesi amacıyla tedarik/değer zincirleri de gözetilerek ‘İşten Çıkarma Yasağı’ devam ettirilmesi olumlu karşılanabilir. Ancak 1 yıllık süre iyileşmenin görüldüğü firmaların doğal dengelerin sağlayacağı fırsatlara erişimi açısından geç olabilecektir. Uzatma kararı dezavantajlı sektörlerde devam ettirilmeli, desteklenmeleri sağlanmalıdır. Uygulamaya dâhil olma kararının işveren tarafından tek taraflı alınması, ilgili düzenlemeyle firmaların ve işverenin korunduğu algısının oluşmasına sebep olmuştur. Bu çerçevede ilgili destek, ‘İşçi Hak ve Özgürlükleri’nin ihlali olarak değerlendirilmektedir.

İşçilerin gelirleri asgari ücretin yüzde 40’ı düzeyinde

Normal şartlarda işten çıkarılan bir çalışan 6 ay boyunca işsizlik ödeneği alabilmekte ve bu süreçte iş arayan bireyin ailesini geçindirmesi desteklenmektedir. Ancak iş bulamasa da 6 ay sonunda ödeneği kesilmektedir. İş arayan ve uzun süre bulamayan bireylerin bir süre sonra iş aramaktan yorulup, aramayı bıraktığı ve işgücü piyasasından da çekildiği görülmektedir. Böyle bir sonuç ise yoksun ve devlet yardımlarına bağımlı toplum kesimini arttırmaktadır. Bu olumsuzluğun önlenebilmesi anlamında çalışanın ‘İşten Çıkarma Yasağı’ ile sistemde tutulması olumlu karşılanabilmektedir. Ancak standart işsizlik maaşının 1.168 TL’den daha yüksek nakit destek olduğu da unutulmamalıdır. Bu uygulama kapsamında nakit destek, aylık alan işçilerin gelirleri ise maalesef asgari ücretin %40’ı düzeyinde kalmaktadır. İşten çıkarmaların serbest kalması ve çalışanların İşsizlik Ödeneği alması bu uygulamaya göre çalışan tarafından bakıldığında hak kaybı olarak da görülebilmektedir.

Aylık ücret, açlık sınırının çok altında

‘İşten Çıkarma Yasağı’ hakkını kullanan işletmelerde çalışanlara üç ay süreyle verilen aylık ücret 1.168 TL (damga vergisi hariç), günlük 39,24 TL tutarındadır. Tutar ailelerin aylık gıda harcamalarını ifade eden açlık sınırının (Haziran 2.431 TL) ve asgari ücretin çok altında olmasına rağmen pandemi süreci olarak görülen geçici süreçte hiç yoktan iyi sayılabilirdi. Toplumun ve çalışanların mutluluğu refahının esas olduğu bakış açısı ile 1 yıl gibi uzun bir süre 1.168 TL ile, çalışanın dolayısıyla ailelerin toplumsal ihtiyaçlarını karşılamakta zorluklar yaşayacağı açıktır. Yeni normal şartlara geçilen bu süreçte ilgili uygulamanın devam etmesi hatta 1 yıl uzatma kararı, çalışan kesim tarafında önemli dezavantajlar içermektedir. Uzatma kararı sonucu bu tutar mutlaka farklı nakit destekler, sosyal yardım ve sosyal hizmetlerle desteklenmelidir. Hane harcamalarında dar gelirli aileler, önceliği konut kira ve gıdaya vermektedir. Eğitime, sağlığa, ulaşıma ayrılacak miktar kalan tutara göre belirlenebilmektedir. Çalışana verilen nakit destek 1.168 TL’nin açlık sınırının çok altında kalması maalesef temel ihtiyaçlar olan ilk basamağı bile karşılayabilecek yeterlilikte değildir. Sürecin uzatılması toplumsal refah ve asayiş açısından ciddi riskler oluşturabilecek potansiyeldedir.

Yoksulluk sınırı 2020 Mayıs ayında 7.918 TL oldu

Türk iş verilerine göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı; sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması gereken tutar 2020 Nisan ayında 2.374 TL, 2020 Haziran ayında artarak 2.431 TL olmuştur. Bu değer geçen yıl haziran ayında 2.067 TL idi. Yoksulluk sınırı; gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçları için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplamı tutar. 2020 Nisan ayında yoksulluk sınırı 7.733 TL, 2020 Mayıs ayında artarak 7.918 TL olmuştur. Bu değer geçen yıl haziran ayında 6.733 TL idi.

“Yeni normal süreçte çalışana hak kaybına uğramadan geçiş hakkı tanınmalıdır”

Yeni normal süreçte çalışana daha yüksek ücretle farklı bir iş yerinde iş bulması durumunda hak ettiği tazminatlarını alarak, hak kaybına uğramadan geçiş hakkı tanınmalıdır. Çalışan 1 yıl daha 1168 TL ya mahkûm edilmesi ciddi sıkıntılar barındırmaktadır. 1.168 TL ailelerin geçimi için asla yeterli tutar değildir, kaldı ki sistemde kredi borcu olan bireylerin oranı oldukça yüksektir. Bu anlamda kendi çabası ile çözüm üreten, iş bulan bireylerin farklı bir işe hak kaybı yaşamadan geçişleri desteklenmeli, ‘İşçi Hak ve Özgürlükleri’ kapsamında hak ihlallerinin önüne geçilmelidir. Çalışanın işverenden alacağı hak edişlerinin, tazminatlarının yapılandırılması, işverenin de uzun sürede taksitli ödemelerle zorlanmaması iki tarafı da rahatlatacak bir tedbir olarak uygulanmalıdır.

Pandemi sürecinde 3 milyon 91 bin 402 kişi de kısa çalışma ödeneğinden faydalanmıştır. Çalışanlara kısa çalışma ödeneği kapsamında yapılan ortalama net ödeme 1.666 TL olmuştur. Kısa çalışma ödeneğinden yaralanan işçilerin hak kaybı işsizlik ödeneği alanlara göre daha az olmuştur. En düşük aylık gelirleri asgari ücretin %60’ı oranındadır. Uzatma düşünülecekse benzer bir uygulamaya geçilmesi daha uygun olacaktır. Sürecin devamı öngörülerek esnek çalışma modelleri ya da belli saatler ve günlerde çalışmayı ifade eden part time çalışma modelleri ile ilgili mevzuat düzenleme ve entegrasyon çalışmalarının hazırlığı yapılmalıdır.”