Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, bankacılık kredilerinin en rasyonel ve en doğru şekilde kullanılmasının reel sektörün kaynağa erişiminin kolaylaştırılması açısından önemli olduğunu belirterek, “Kaynakların üretime, yatırıma, ihracata ve istihdama aktarılarak, Türkiye ekonomisini sağlam temeller üzerinde güçlü bir şekilde büyümesinin devamı tüm faydaların üzerindedir” dedi.

ATO Başkanı Baran, yazılı bir açıklama yaparak, BDDK’nın kredi kullandırma konusundaki kararını değerlendirdi. Kararın ticaret ve üretime olumlu yansımasını beklediklerini kaydeden Baran, “Kredilerin gerçekten ihtiyaç duyan reel sektöre aktarılması Türk Lirası’nın güçlenmesi ve ekonomimizin istikrarı açısından olumlu bir adımdır” dedi. Korona virüs pandemisiyle başlayan süreçte dünya ekonomisinin tedarik sürecindeki bozulmalar, emtia ve petrol fiyatlarındaki artış, Rusya-Ukrayna savaşı, küresel ısınma ve gıda temini gibi sorunlarla baş başa kaldığını hatırlatan Baran, küresel sorunların Türkiye ekonomisine yansımalarının bulunduğunu kaydetti. Türkiye’nin zor bir coğrafyada yer aldığının altını çizen Baran, bu süreçte Türkiye ekonomisinin gücünü koruması ve hatta daha güçlenmesinin önemine dikkat çekti.

“Türkiye ekonomisinin sağlam temeller üzerinde güçlü bir şekilde büyümesinin devamı tüm faydaların üzerindedir”

Bankaların reel sektörü desteklemek amacıyla kullanıma sunduğu kredilerin amaç dışı değerlendirilmesinin hakkaniyetli bir tutum olmadığını her zaman dile getirdiklerini kaydeden Baran, sözlerine şöyle devam etti:

“Ülkemiz zorlu bir coğrafyada varlığını sürdürmek için hem ekonomik hem de siyasi bir mücadele sergiliyor. Hükümetimiz, kaynakların sınırlı olduğu bu süreçte ekonomik büyümesinin devamını sağlamak için dış pazarlarda güçlü olmaya ve rekabet gücünü artırmaya çalışan reel sektörü bankacılık sistemiyle desteklemeye gayret ediyor. Bankalarımızın reel sektöre yönelik desteklerinin farklı amaçlarla kullanımı, diğer işletmelerimize yapılan haksızlıktır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun kararı kredi kanallarının doğru işlemesini sağlamak açısından önemlidir. Türk lirasının güçlenmesi ve ekonomimizin istikrarı için olumlu bir adımdır. İşletmelerimizin dövizi bir yatırım aracı olarak görmemesi, sadece döviz yükümlülüklerini gerçekleştirmek için ellerinde bulundurması gerekir. Bu süreçte kaynakların, üretime, yatırıma, ihracata ve istihdama aktarılarak Türkiye ekonomisinin sağlam temeller üzerinde güçlü bir şekilde büyümesinin devamı tüm faydaların üzerindedir”