Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Türkiye ekonomisinin Nisan-Haziran 2022 döneminde yüzde 7,6 büyümesini önemli bir gelişme olarak niteleyerek, “Büyüme, Türkiye ekonomisinin zorluklara karşı direncini ve reel sektörünün dinamizmini göstermesi açısından önemlidir” dedi.

ATO Başkanı Baran, yazılı bir açıklama yaparak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) 2022 yılı ikinci çeyrek verilerini değerlendirdi. Baran, GSYH oluşturan faaliyetlere bakıldığında finans ve sigorta, hizmet faaliyetleri, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri, sanayi, bilgi ve iletişim, gayrimenkul faaliyetleri sektörlerinde büyüme kaydettiğini, inşaat sektöründeki küçülmenin de yüzde 10,9 düzeyinde gerçekleştiğini bildirdi.

Dünya ekonomisinin resesyon endişesi taşıdığı dönemde küresel ekonominin, devam eden pandemi, bozulan tedarik zincirleri, Rusya-Ukrayna savaşı, enerji temini ve kuraklık gibi bir dizi sorun yaşadığını hatırlatan Baran, “İkinci çeyrekte sağlanan yüzde 7,6’lık büyüme Türkiye ekonomisinin zorluklara karşı direnci ve reel sektörün dinamizmini göstermesi açısından çok önemli. Türkiye’nin büyüme, istihdam, yatırım, ihracat ve düşük faizi önceliklendiren ekonomi politikaları, bu süreçte küresel sorunlara karşı dayanıklılık sağlamıştır” dedi.

Pandemi nedeniyle Türkiye’nin alternatif bir tedarik merkezi olarak öne çıkmasının, yakın coğrafyalarla daha verimli ilişkiler içine girmesinin ihracata olumlu yansıdığını belirten Baran, bundan sonra ekonominin istihdamı daha çok artıracak şekilde büyümenin sürdürülebilmesine odaklanılması gerektiğini ifade etti.

Enflasyonla mücadelenin, büyümeyi kalıcı hal getirmek için şart olduğuna dikkat çeken Baran şunları söyledi:

“Önümüzdeki süreçte enflasyonu düşürerek büyümeyi kalıcı ve sürdürülebilir hale getirerek toplumsal refahı sağlayabiliriz. İhracattaki başarımızı her ne kadar parite etkiliyor olsa da, bu süreçte Türkiye üretimi ve ihracatıyla küresel ekonomide önemli yer edindi. Dışarıda bu ivmeyi sürdürürken içeride de enflasyonla mücadelenin başarılı olması ekonomik hareketliliği artıracaktır. Dar gelirlilere yönelik yeni konut projesinin, uzun süre Türkiye’nin ekonomik büyümesinde lokomotif görev üstlenen inşaat sektörünün sıkıntılı sürecini atlatmasına katkı sağlamasını ve bunun da ekonomik büyümeye yansımasını bekliyoruz.”