TL’ye en büyük darbe enflasyonun yükselmesinden geliyor. Bütün mal ve hizmetlerin fiyatı artarken, dövizin fiyatı da paralel hareket ediyor. Yurtiçi yerleşikler enflasyondan korunmak için döviz alıyor, döviz mevduatı yapıyor. Hem şirketler hem de bireyler tasarruflarının yaklaşık yarısını dövizde tutarak enflasyondan korunurken aynı zamanda yerli parayı da zayıflatmış oluyorlar.

-Tasarruf sahiplerinin TL ile tasarruf etmede sorunu yok ama bunun reel getirisi ya düşük ya da negatif. Daha yüksek faiz talep edecekler ama veren yok. Mevduat faizlerinin reel getirileri mevcut enflasyonun altında kalıyor. TCMB’nin politika faizi yüzde 24 ama mevduatta hiçbir banka herhangi bir vadede bu orana yaklaşamıyor bile. Düşük faiz veren finansal sistem de TL’ye ikinci büyük darbeyi indirmiş oluyor.

MERKEZ’DEN ÖNCE HAZİNE’DEN DARBE

-Türk Lirası’na devletten de darbe geliyor. İhaleler, köprü geçişleri gibi bazı hizmet bedelleri dövizle veya dövize endeksli yapılıyor. TL kullanımına özendirici olması gereken taraf tam tersine hareket ediyor.

-TL’ye bir darbe de Hazine indiriyor. Çünkü iç borçlanmaları dahi TL tahvillerle değil dövizle yapmaya başladı. Amaç nedir, daha düşük maliyetle borçlanma mı yoksa dövize yatırımı bu tarafa çekerek doyuma ulaştırmak ve belli bir süreliğine Hazine kağıtlarında kilitlemek mi, bilmiyoruz. Ancak nihai sonucu, Hazine’nin bile dolar üzerinden para toplayarak dolarizasyona yönelen yurtiçi yerleşikleri bir kez daha cesaretlendirmesi oluyor.

İFADE DEĞİŞİKLİĞİ İLE GELEN SON DARBE

-TL’ye en son darbe ise bizzat TL’nin sahibi Merkez Bankası’nın dünkü kararıyla geldi. Hiç mi piyasanın nabzı tutulmaz ya da nabzı tutan kendi çalışanlarını bile dinlemezler de, kuru azdıracak bir metne imza atarlar. Doğrusu şaşılacak bir durum.

-TCMB dün faizi değiştirmedi ama karar metninden “ihtiyaç duyulması halinde ek sıkılaştırma yapılacaktır” ifadesini çıkardı. Doğal olarak bu durum haziran ayındaki toplantıda faiz indirimine hazırlık işareti olarak yorumlandı.

-Belki de 7 Haziran geldiğinde koşullar elverişli hale gelecek ve faiz indirimine gidilebilecek. Ama bugünden elini açık etmek ters tepti, arı kovanına çomak sokma etkisi yarattı.

DÖVİZ PİYASASININ TANSİYONU YÜKSEK

-Çünkü döviz piyasasında zaten tansiyon yüksek. Dolar bir önceki günü 5.87’den bitirmiş. Dünyada dolar zaten değerleniyor. Dolar Endeksi 98.173 ile Ocak 2017 sonrasının en yüksek düzeyine çıkmış. Bu yükselişe karşı ateşin söndürülmesi yönünde önlem alınması gerekirken, yangına körükle gittik. Dolar da dün 10 kuruş birden sıçrayarak 5.97’e kadar yükseldi ve bu yılın doruk noktasına çıktı.

-Bizim döviz piyasası neden arı kovanı gibi denirse birden çok gerekçesi var.

 SİYASİ GERGİNLİK

-En başta henüz yerel seçimler sonuçlandırılamadı. YSK İstanbul seçimlerini tescil mi edecek yoksa iptal mi edecek belli değil. Ana muhalefet partisi lideri şiddete maruz kaldı. Bunlara bağlı  olarak siyasi tansiyon gayet yüksek. Ağır atmosfer siyasi fırtınanın habercisi gibi.

-Seçim sonuçlanmadığı veya sandık şokunun etkisiyle henüz Ankara’da icraat dönemi başlamadı. Neyin nasıl yapılacağı, nereden başlanacağı belirsiz. Belki yeni siyasi ittifaklar dahi kurulacak.

-Türkiye özelinde ise S-400’lerin alımlarından dolayı ABD ile ilişkiler yine çok gergin.

 ERKEN DAVRANMANIN MALİYETİ

-Londra Merkez Bankası döviz rezervlerini tartışmaya açmış. Yanlış taraftan başlanmış ancak bunun önemi yok, yabancı yatırımcıları etkilemeye yetiyor. Henüz bu durumu dahi açıklığa kavuşturmadan, bir yazılı veya sözlü açıklama yapmadan faiz indirimine soyunmanın kuru sıçratıcı sonuçları oluyor,

DOLAR 25 GÜNDE % 5.9 YÜKSELDİ

-Sanki her önüne gelenin TL’nin zayıflamasına çalışması gibi bir tabloyu ortaya çıkıyor. TL’ye sahip çıkan yok. Seçim öncesinde “Dolar asıl seçim sonrası yükselecek” diyenleri haklı çıkartırcasına elbirliği ile çalışılıyor. Dünkü 10 kuruşluk veya yüzde 1.7 artışla dolar kuru 5.97’ye çıktı.

-Seçime 5.6386 düzeyinde girmişti. 25 günlük artışı yüzde 5.9 düzeyine çıktı. TL’nin değer kaybı da yüzde 5.1’e vardı. Bu kadar olaya, sahipsizliğe ve darbeye karşı TL yine de dayanıklı çıktı denilebilir.